no.8

20 1 0
                                    

Gözlerimi açtım. Açmam gerekir miydi? Kapanmışken yaşam fişinin tekrar takılmasını biraz garipsedim. Yanımda birkaç kişinin konuşmasına şahit oldum. Galiba doktorla konuşuyorlardı. Uyandığımı fark ettiler. Ayağa kalkmak istiyordum. Kolumda bir şeyler takılıydı. Özgür değilim bu damarlarıma giden borular olmayan özgürlüğümü benden almak istiyorlardı. Ben seçilmiş birisi değilim. Ayrıcalıklı birisi değilim. Size sesleniyorum borular lütfen damarlarımı rahat bırakın. Kulağıma tanıdık gelen bir sesin frekansı çarpıyordu.

- Max, Nasıl hissediyorsun?

- Hiç bu kadar bağlı hissetmemiştim. Bir an önce beni bu lanet hastaneden çıkarın.

- Doktorla bu konu hakkında konuşuyorduk.

- Sonuç?

- Birazdan çıkacağız. Biraz sabırlı olman gerekecek.

- Birazsa sabırlı olacağım. Umarım biraz kavramına yüklediğimiz şeyler uyuşuyordur.

- Merak etme. Doktor işlemler için gitti. Birkaç dakikaya döner.

- Umarım öyle olur, Jolie.

- Öyle olacak. Bak doktorda geldi.

- Yabancı beni buradan çıkarman gerektiğini düşünüyorum. Aynı fikirde miyiz?

- Bir imzanızı alınca aynı fikirde olacağız.

- Şu vücudumu vakumlayan boruları da çıkarmanızı istiyorum.

- Hemşireye söyledim. Size bu konuda yardımcı olacaktır.

- Teşekkürler yabancı.

Jolie doktorla bir şeyler konuşuyordu. Herhalde o da minnetini dile getiriyordu. O sırada içeriye hemşire geldi.

- Nasılsınız beyefendi?

- Bilmiyorum, siz nasılsınız?

- İyiyim, teşekkür ederim. Serumu çıkarmak için geldim.

- Farkındayım. Bir an önce kurtulmak istiyorum bu vakum aletinden.

- Elimden geleni yapacağım.

- Aynı fikirdeyiz.

Hemşire serumu çıkardı. Kağıtlara birkaç çizik atıp hastaneden ayrıldım. Kapıda bizi bekleyen lüks bir araba vardı. Bir an nefesim kesildi. Hastanenin duvarından tutundum. Nefesimi idare etmem gerekiyordu. İdare edene kadar biraz otursam iyi olacak. Lüks arabayı bekletmek her lumpenin harcı değildir. Çok şeye sahip olmak mı bir zenginlik yoksa hiçbir şeye sahip olmamak mı? İkisi içinde durum aynı olsa gerek. Bir gün geldiğinde hiçbir şeye sahip olmak zorunda kalmayacağız. Belki karbonlaşıp yok olacağız. Belki cehennemde sonsuzca yanacağız. Belki cennette sonsuzca yaşayacağız. Belki de başka bir bedende yarım kalan işlerimizi halletmek için geri döneceğiz. Düşüncelerin doğruluk payını düşüncelere sahip olan beyinler belirler. Birazcık nefes egzersizi iyi gelmişti. Jolie yanıma yaklaştı.

- Artık gitmemiz gerekiyor. İyi misin?

- Bende aynı fikirdeyim. İyiyim.

- O zaman gitme vakti. Akşam evde hastaneden çıkışını şampanya ile kutlamak istiyorum.

- Ben şampanya sevmem Jolie. Şampanya büyük takımların içeceği. Biz o kadar büyük bir takım değiliz.

- Ne istersin o zaman?

- Biraz konyak alabilirim. Şimdi burada barmen müşteri muhabbeti yapmak istemiyorum.

- Arkandan sana gelen adamı tanıyor musun?

YOKLUĞA ANESTEZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin