Reo, ailesinin aniden onu arayıp, iş için yanına gelmelerini istediğinde başka şansı olmadığından bavulunu alıp hazırlanır ve Tokyo'nun merkezine gider. Dış kesimlerde, kafa dinlemek için tuttuğu evde yaşadığından, merkeze uzaktaydı ama birkaç saate varırdı. Uzun bir yolculuktan sonra nihayet merkeze varır ve ailesinin yanına gider. Oradaki görevliler Reo'nun bavulunu alırlar ve en üst kattaki lüks ve büyük balkona sahip olan odaya çıkartırlar. O kat tamamen Reo'ya ait olucaktı ama Reo'nun istediği konfor bu değildi, o sadece Rin'le beraber küçük bir evde, bi de belki yavru bir hayvanla yaşamayı istiyordu. Reo'nun annesi, Reo'ya sarılıp, hal hatır sormakla bir süre geçer. O sürenin bitiş zamanı gelince annesi onları baş başa bırakır ve odada sadece Reo ile babası kalır. Babası sert ve ciddi bir tonda şirketi bir süreliğine idare etmesini emreder. Reo bunu istemese de zorundaydı, babasına karşı gelmekten yorulmuştu ve babası ona ''bir süreliğine'' dediğinden Reo buna karşı çıkmamaya karar verdi. O süre içinde Rin'in geri dönmesini hem istiyordu hem de istemiyordu. Görse rahatlardı ve neden birden ortadan kaybolduğunu da sorma fırsatı olurdu ama işler yoğun olduğundan Rin'le pek takılıp, konuşacak zamanı da olamayacaktı. Reo bu düşüncelerden kurtulup babasının yanına gider ve babası ona ne yapılması gerektiğini anlatır. Reo bunları adı gibi bilse de babası ona ne olur ne olmaz diye aynı şeyleri tekrar edip duruyordu. En sonunda bu konuşma bitince babası odadan çıkar ve Reo sinirle masaya yumruğunu vurur. ''Aptal herif.. sen hiç susmak bilmez misin ha?!'' diye söylenir. Sakinleşene kadar böyle söylenip, mobilyalara yumruk atıp durur. Sakinleşince de işe koyulmaya başlar ve bu sırada Rin'i düşünüp ''neredesin Rin..?'' diye aklından geçirir.
————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————
Rin her gün annesinin yanında durup, onun uyanması için dua ediyordu. Günlerce uyumuyo ve yemiyordu. Sae, ona basenleri zorla yemek yedirtiyordu, bu durumdan dolayı Rin bağırsa da Sae yinede sakinliğini koruyup, kardeşine bakmaya devam ediyordu. Babası ve Sae'de sarsılmış durumdaydı tabii ki, hatta babasının arada tansiyonu düştüğünden onu da sedyeye yatırıp, dinlenmesini istemişlerdi. Rin'in delirdiği zamanlar olunca hemen şırınga ile sakinleştiriyorlardı. Tabii bedeni birazda olsa uyuşuyordu ve Sae'de kardeşini kucaklayıp rahat etmesi için sedyeye yatırırdı onu ve yanındaki koltuğa oturup elini tutardı ve kendine gelmesini beklerdi. Hepsi birbiri için endişeleniyordu ama o kadar kötü durumdaydılar ki, kendilerini bile kaybediyorlardı. Rin, sakinleştiricinin etkisindeler, Reo'ya ilk gördüğü an gözlerinin önünden geçer ve o mor saçlarına uzanmaya çalışır. Dışından fark etmese bile ''neredesin..?'' diye fısıldar. Sae bunu duymamıştı neyseki, Rin'in elini sıkıca tutuyordu ve kestiriyordu. Rin gözlerini hafif aralar ama görüntüsü bulanıklarında tekrar gözlerini kapatır ve kendisini huzurlu ve derin bir uykuya bırakır.
————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————————
Akşam olmuştu ve Reo sonunda eve gidebilmişti. Bugünlük babasının ona ayırttığı odada kalmak istememişti, bu yüzden kendi evine dönmeye karar vermişti. Döndüğünde hemen bir duşa girer ve çıkınca kurulanıp, pijamalarını üstüne geçirir. Tekrardan banyoya gider ve saçlarını kurutur. Kurutma işlemi bitince salona gider ve televizyonu açıp yarıda kalan filmini izlemeye devam eder. Film bitmeden önce kendisine pizza söyler ve pizza gelene kadar telefonuyla ilgilenir. Yaklaşık 30 dakika sonra kapı zili çalar ve Reo, kuryenin geldiğini düşünüp kapıyı açar. Kapıyı açtığı an büyük bir hayal kırıklığına uğrar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~From Friendship to Love~
RastgeleReo ve Rin sadece arkadaştı. En azından arkadaş olduklarını sanıyorlardı. Fakat işler biraz değişir ve anlamadıkları bir şekilde birbirlerinden uzaklaşmaya başlarlar ama bu uzaklaşmanın iyi sonla mı kötü sonla mı biteceğini ikisi de bilmiyordur. SEL...