Sessizce eve girmiştim. Annem ve babam aksam yemeğini hazırlıyordu.
" Hoşgeldin Seungmin"
" Hoşbuldum baba"
Hızla odama çıkıp üstümü degistirmistim. Sonra banyoya girip elimi yikayip mutfağa inmiştim. Annemin yanına oturup yemeğe başlamıştım.
" Ee seungmin? Sınavların iyi gidiyormu?"
" Sayılır"
" Yarın ne sınavın var?"
" Fizik"
" Hmm iyi"
Hızla yemeğimi bitirmistim.
" Ellerinize sağlık"
Ayağa kalkıp odama gitmistim. Birkac dakiks video izledikten sonra ders calisip uyumuştum.
---
" Çocuklar, yeni öğrencimiz var"
Tüm sınıf kapıya donmustu. İceriye uzun boylu ve yakisikli biri girmişti. Nedensizce bana cok tanıdık gelmisti.
" Merhaba, ben Lee Minho"
Çocuk bir önüme oturdu. Ben ise sokla bakıyordum. Çocuk cok tanıdıktı. Sonra çocuğa bakmayı kesip derse odaklandim.
--
Okul koridorunda yavaş adımlarla yürüyordum. O çocuğu görünce nedensizce biraz basım agrimisti. Derin nefes alıp merdivenlerden indim. Deponun oradan gitmek eve daha kestirme olduğu icin depoya girdim. O sırada minho'yu depoda gördüm. Aniden basım döndü. Aklıma tuhaf görüntüler gelmeye başladı. Çığlık attım. Birinin bana dokunduğunu hissettim. Gözümü açtığımda Minho beni dizine yatırmış bana endiseyle bakiyordu. Kafami Kaldırıp etrafa baktım. Yaptığım yerde kan vardı. O sırada aklıma bir görüntü daha geldi.. bir depoda karnimdan vurulmustum ve başımda biri vardı. Basım dönmeye tekrardan başladı. Gözlerim doldu. Minho bana dönüp endiseyle baktı.
" İyimisin?"
" Evet..."
Minho beni kaldırdı.
" Sey, bunu unutsak?"
" Oh, tamam.."
Hızla depodan çıkıp eve geldim.
" Seungmin, matematik sınavın açıklanmış"
" Kac?"
" 63"
" Tamam.."
Başımı tutarak odama gittim. Yatağa yatıp derin nefesler aldım. Kendime gelince düşünmeye başladım. Niye onu görünce basım dönüyor ve birşeyler görüyordum?
---
" Duydun mu, okula yeni bir erkek gelmiş, cok yakisikli diyolar"
Kızların konuşmalarını dinlemek istemediğim için dışarı çıktım. O sırada biri daha dikkatimi çekti... O da cok tanıdıktı... Çocuk bana döndü. Gözleri doldu. Ben ne olduğunu anlamadan bana sarıldı.
" S-seungmin..."
"Kimsin??"
" B-benim.. Felix"
" Anlayamadim?"
" Eski hayatımızdaki ben... Felix en yakın arkadaşın..."
O an herşey dank etti. Gözlerim doldu...
" Nasıl olur?"
Bir an eski hayatim gözlerimin önünden geçti...
" Minho, Chan, Jisung, Changbin, Hyunjin, Jeongin... Onlar?"
" Changbin ile de karşılaştım.. o hemen tanıdı beni..."
" Ben ölünce ne oldu?"
" Minho dayanamadi.. baban kaçarken silahı düşürmüş.. kendi kafasına da sikti senin yanında.. hyunjin biliyorsun ki kazada komaya girmisti. Sen ve minho ölünce onun ds ölüm haberini aldım. Sonra chan ve Jisung evlendiler.. ama sırf bu yüzden chanin babasi Jisung u öldürdü. Chanda babasini öldürüp hapse girdi. Hapisten çıkınca kendini astı. Jeongin changbin ve ben aslında iyiydik ama jeongin aniden changbinden hamile kaldi. Cocuk doğacağı icin herkes mutluydu, ama sonra doğumda bebek ve jeongin öldü.. changbin ve ben kaldık.. changbin baya bir depresyondaydi, 2 ay boyunca bişey yiyip icmedi ve acliktan oldu... Bende kaldiramadim bi boku bende astim kendimi öyle iste"
" Changbini gördüm dedin, nerede?'
" Bir yan sınıfta, aynı siniftayiz onla"
" Bizim sınıfta minho adında bir çocuk var.."
Gözlerim doldu.
" Bence bizim minho"
Felixe numaramı verip sinifa girmiştim. Minho çantasını topluyordu. Son ders boştu, erken eve gidecekti. Bende bos olan sınıfta yürüdüm. Minho beni görünce hızlandı.. bende onu duvarla arama aldım. Ne olduğunu anlamadı, hiç düşünmeden dudaklarına yapıştım.. aniden beni itti
" Hey! Ne yaptığını sanıyorsun?!"
" Minho, beni hatirlamiyormusun?!"
" Ne saçmalıyorsun seungmin?!"
Minho hizla çantasını alıp siniftan çıktı. Aslinda Minho herşeyi biliyordu, sevdiği adami ilk günden beri hatırlıyordu...