yang jeongin

227 37 20
                                    


...1 Hafta Sonra...

Yang Jeongin... Benim en yakın arkadaşım, sırdaşım olmuştu. Daha tanışalı bir hafta oldu ama ona iyice alıştım. Onunla konuşurken içim sıcacık oluyor,konuşmamızın hiç bitmemesini istiyorum.

Acaba o benim hakkımda ne düşünüyor? Büyük ihtimal konuştuğu diğer arkadaşlarından biri gibi görüyordur. Ama o
Benim için bir arkadaştan öte. Sürekli onunla konuşmak istiyorum.

Daha birbirimizin yüzünü daha görmedik. Ama ona karşı daha önce hiç hissetmediğim duygular hissediyorum. Anlamlandıramadığım.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp ona yazdım. Tekrar konuşmak istiyorum.

[Jeongin&changbin]

Changbin

Naberr
Nasılsınnn?

...3 saat sonra...

Mesajıma hala cevap vermedi. Acaba sıkıldı mı benden? Neden cevap vermiyor bana? Saatlerdir mesajıma cevap vermiyor ve bu düşüncelerimin içinden çıkılmaz hale getiriyor beni. Ağlamak istiyorum.

Günlük işlerimi hallettim. Duş aldım ve mesaj gelmişmi diye baktım. Gelmişti.

Daha önce hiç gülmediğim kadar kocaman gülümsedim. Ben miyim bu?

Jeongin

İyiyim sen nasılsın
Çok kişiyle konuşuyorum o yüzden yazamadım
Kusura bakma

Changbin

Benim diğerlerinden ne farkım var?|

Bende onlar gibi olabilirim|

Keşke benimle de konuşsan|

Sorun yokk küçüğüm
❤❤

Jeongin

❤❤

Bu konuşmadan sonra gün boyu konuşmadık. Ne ben sürekli konuşup onu sıkmak istiyordum ne o bana yazma girişiminde bulunuyordu.

Acaba her şeyin başındayken konuşmayı kessem mi?
Gün boyu bu düşünce aklımdan çıkmadı.
Bir gün boyunca yazmasam yazar mı acaba?
Bu düşünceyi gerçekleştirmeye karat verdim. Umarım zayıf kalbim buna dayanır.

Kalbim en ufak bir üzüntü ya da heyecanda deli gibi çarpıyor ve bu da nefes almamı güçleştiriyor.

...Ertesi gün 19.30....

Ona gün boyu yazmadım. Bir şeyler yazdı mı acaba? Endişelenmişmidir acaba? Aptal olma Changbin. Sadece bir haftadır tanıyor beni. Bu kadar değer vermesi imkansız. Eğer benim gibi takıntılı değilse tabi.

Telefonumu alıp mesaj gelmiş mi diye baktım.

Jeongin

Ne yapıyorsun?


Saat 11 de attığı bu mesajdan başka mesaj yoktu. Belki de onu da nezaketen atmıştı?

Telefonu köşeye fırlattım ve tavana bakmaya başladım. Ne düşünüyordum ki? Sürekli benimle konuşup benimle ilgilenmesini mi? Ya da sadece bir haftadır tanıdığı birine kendinden fazla değer vermesini mi?

Aptallığımdan dolayı çok utanmıştım. Gerçekten bana o kadar fazla değer vermesini mi beklemiştim?

Kalbimde oluşan ağrıyla bir anda yatakta doğruldum. Yine oluyordu işte. Birazdan nefes dahi alamayacağım ve belki de bilincim yerinde dahi olmayacak. Olacak her şeyi biliyorum fakat durduramıyorum. Elimde olmaması sinirimi bozuyor ama dedim ya.... Elimde değil.

Burnumda hissettiğim sıcaklık ile burnuma dokundum. Burnum kanıyor... Hadi ama changbin. Sadece bir haftadır tanıdığın biri için bu duruma gelemezsin.

Lewis haklı. Bunun kendi düşüncelerim olduğunu sansamda bunları Lewis söylüyor. Onu görmezden gelmek. Hatta kafamdan silmek istiyorum. Ama elimde değil....

Hızla lavaboya koştum ve burnumu yıkadım.

Nefesim kesilmeye başladı işte. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bunu her zaman yaşasam da hep aynı korku geliyor. Zar zor odama gittim. Ve yatağımda cenin pozisyonunda uzandım. Ellerim titriyor, nefeslerim yetersiz di. Kalbim, göğüs kafesimden çıkmak istercesine çarpıyordu. Korkuyor,ne yapacağımı bilemiyordum. Elimden gelen tek şeyi yapmaya, beklemeye çalıştım.

Aradan yarım saat geçti. Nefeslerim yavaş yavaş düzenleniyor, kalbim daha yavaş çarpıyordu. Yataktan yavaşça doğruldum. Ve o mesaj atmışmı diye baktım. Bu durumdayken konuşmak istediğim tek kişi olmuştu o. Sahi ne oldu bana? Ne ara ona bu kadar bağlandım? İnsanlarla konuşmaktan elimden geldiğince kaçınan ben, onunla konuşmaya can atıyordum.

Bildirim kutusuna tıkladığımda yaşadığım hayal kırıklığını asla tarif edemem. Adeta tüm dünyam başıma yıkılmıştı. Saatlerdir mesajıma cevap bekliyordum. Ve bir cevap yok muydu?

Kalbimin tekrar ağrıdığını hissettim. Nolur tekrar olmasın bir tane daha kaldıramam. Derin derin nefes almaya başladım.

Bu sebeplerden pek te güçlü olmayan bedenim istediğimi yerine getirmemeye yemin etmiş gibi bir anda kendini yatağa bıraktı. Kollarımı ve bacaklarımı kıpırdatamadım.

Bedenimin isteğine boyun eğip kıpırdamaya çalışmayı bıraktım. Ve ağrıyan, sürekli yanan göz kapaklarımı kapattım. Hassas gözlerim var ve ben onlara pek de iyi bakmıyorum. Gerçi tüm vücudum çürümeye mahkumken o nasıl sağlıklı olsun ki?

Düşünceler arasında yıllar sonra ilk defa derin bir uykuya daldım. Bu uyku değildi. Vücudum bu kadar acıya daha fazla dayanamadı.

Ben Seo Changbin. Her ne kadar kendime kabul ettiremesem de galiba Jeongin'e aşık olmuştum...

Vicdansız Yang Jeongin. Umarım senin kalbinde benim kalbim gibi yanıp kül olur. Bunu düşünmeme rağmen üzülmesine kıyamadım.

Aşk...Böyle bir şey mi?

was born for him /jeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin