"burayı çok sevdin heralde?"
Kucağımda çocuk edasıyla bana bakan beden yönelttim soruyu.
"Evet kucağın çok rahat."
Büzdüğü dudaklarına ufak bir buse kondurdum. Birazdan gitmek zorunda olmam canımı sıkıyordu. Biraz yanaklarını okşadım ve başını göğsüme bastırdım.
"Changbin gitmesen olmaz mı? Çok özlüyorum seni. Hem yıllar sonra ilk defa buluştuk."
Bu soruyu bekliyordum. Gitmeyi ben de istemiyordum fakat hem jeongin'in okulu vardı hem de Chan biraz daha kalsam derimi yüzebilirdi. İlk defa bencillik yapacaktım. Üzülmesini istemiyordum fakat gitmek zorundaydım.
"Gitmem gerekiyor yavrum sende biliyorsun. Hem yine gelirim. Üzülme, gülümse bakalım."
Parıldayan gözleriyle gamzelirini sundu bana. Gülüşünden öptüm onu. Gamzelerine öpücüklerimi sıraladım. İnce beline kollarımı sardım. Bir anda çalan telefon ile ikimizde birbirimize baktık.
"Efendim Chan hyung?"
"Changbin! Neredesin? Hadi eve gel. Jeongin'in de okulu var. Çabuk. Okula geç kalmasın o çocuk."
"Hyung bazen aramızda on değilde elli yaş varmış gibi hissediyorum."
"Çok konuşma Changbin. Hadi çabuk çabuk."
Sinirli bir nefes verip telefonu kenara koydum ve bana üzgün gözlerle bakan küçüğüme baktım.
"Okula geç kalırsan dudak büzecek bir Changbin olmayacak çünkü Chan beni ortadan kaldıracak."
Ufak bir şekilde kıkırdadı ve kucağımdan kalktı.
"Hafta içi tekrar buluşalım lütfen~"
İnce belinden tutup asla doyamadığım dudaklarını öptüm.
"Tamam söz."
Saçlarını okşadım ve evden çıktım. Büyük ihtimalle sinirden köpüren Chan ve onu sakinleştirmeye çalışan Felix ile karşılaşacaktım.
Eve vardığımda yavaşça kapıyı çaldım.
"Hyung ben geldim~"
Kapıyı açan Chan hyungun bana sarılmasını beklemiyordum. Şimdiye kadar sadece annemden gördüğüm karşılama olunca tabi...
"Changbin çok merak ettim. En azından haber verseydin."
Yanaklarımı okşayıp içeri davet etti. Felix'te gelmişti.
"Merhaba Felix. Yaşlı çok üzdümü seni?"
"Kimin üzüldüğünü görüyoruz Changbin. Hem neden sevgilimi üzeyim? Ayrıca ilk defa sana bu kadar iyi davranmış ben bile şaşırdım."
Haklıydı ilk defa bu kadar iyi davranmıştı bana.
"NEYSE. Nasılsınız? Benim üniversite haftaya. Bir hafta başınızda olacağım galiba."
Felix konuyu dağıtmak istercesine bana yeni aldığı kıyafetleri göstermeye başladı.
"Bak bu eteği de Chan seçti."
Chan'a anlamlı bir bakış attım ve Felix'i dinlemeye devam ettim.
____________
Günüm güzel geçmişti. Gerçi bu normal insanlar için normal bir gündü. Fakat benim için değildi. Gün boyu Felix ile sohbet edip yemek yaptık. Hemen sıkı dost olmuştuk. Çok tatlı bir çocuktu. Jeongin bunu dediğimi duysa eminim ortada Felix kalmazdı.
Güneşin bastamaya başladığı sırada Felix yaptığı brownileri fırından çıkardı ben ise mutfağı toparladım. Kucak kucağa olan çifti yalnız bırakmak için odama gittim Jeongin okuldan gelmiş olmalıydı zaten. Yorgunluk ile bedenimi yatağa bıraktım.
[Changbin& Jeongin]
Jeongin
Aşkımmmm
Şey dicem
Benim canım çok acıyor ya🤭
Bir daha daha hızlı dersem kabul etme😶
Hem kapatıcı sürmeyi unutmuşum
Nasıl gezdim okulda bir bilsen *_*
Eve gelince kapattım
🤗🤗
Changbin
Yavrum canım çok acıyor mu?
Hem sen daha fazla dedin🙂
Böyle olacağını biliyordum -_-
Jeongin
Evet ben istedim☹️☹️
Ama güzeldi☹️
Changbin
JEONGİN ÇOK AYIP
Küçüksün sen daha
Ödevin var mı bakalım?
Jeongin
Evet☹️☹️
Yaptıktan sonra konuşalım mı~
Changbin
Tamam yavrum bekliyorum seni
❤️❤️
Jeongin
Bayyyy😚
Görüldü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
was born for him /jeongbin
Fanfiction"ve ben sana doyamıyorum bebeğim, sen bana doyabiliyor musun?"