Kendimden iğreniyorum. Nasıl böyle davranabildiğimi bende bilmiyorum. En hassas noktam olan konudan onu vuruyorum. Yaptıklarım gerçek gibi gelmiyor. Onu sırf cinsellik için istiyormuşum gibi davranıyorum. Ve her gün bunu yaptığım için kendime Lanet okuyorum.
Bugün tatilin son günüydü. Hiç istemesem de yarın okullar açılıyordu. Jeongin yine aynıydı. Sınav haftası boyunca ders çalışacağım diyip yazmıyordu. Ama tatilde? İlk defa ona sinirlendiğimi hissediyordum. Gerçekten ona sinirlenmeyi başardım. Ama bu çok kısa sürmüştü. Onun o tatlı yüzü gözümün önüne gelince sinirim bir anda yok olmuştu.
Tatil boyu Taehyung'un söylediği şeyler aklımdan çıkmadı. Onu kötü etkiliyorsun Chang. Kendini sorgula bi'. Onu kötü etkiliyordum. O zaman benimle olmamalıydı. Taehyung'da bunu onaylanmıştı.
" Onu kötü etkiliyorsun Changbin. Uzak durman Sence de daha iyi değil mi? Sevgi değil bu. Sadece takıntı."
Sözlerini hatırladığımda zaten asık olan suratım daha da asılmıştı. Ama haklıydı. Ona kötü geliyordum. Her ne kadar canımı yaksa da ondan uzak durmalıydım. Tekrar eski hayatıma dönecek, asla beceremeyeceğimi bilsem de hayat devam ediyordu. Öyle dimi?
Sadece elveda diyip gidemezdim. Bu çok kırıcı olurdu. Ama soğuk davransam bir sorun olduğunu anlardı. Ben de her konuşmayı cinselliğe vurmayı seçtim. En iğrenç ama en azından en kolay yolu. Bana hep kızgın kalacak olsa bile. Zaten pek yazmıyordu. İşim daha da kolaydı.
Saat geç olmaya başlamıştı. Başımı yastığa koydum. Ve kafamdaki seslere kulak vermeden derin bir uykuya daldım.
________________
Sabah erkenden uyandım ve okula gittim. Müdürün sıkıcı konuşmasını dinledikten sonra sınıflara dağıldık. Sırada oturan Taehyung'u görünce gözlerimi kaçırdım. Hocanın geldiğini görünce rahatladım. Bir kaç ders geçti. Çoğu hoca ders notlarımız ile ilgili konuşuyorduk.
Okulun gözde sınıfı olmamız bu konuda bize yardımcı oluyordu. Öğle molası geldiğinde kimse sınıftan çıkmadı ve yüksek sesle sohbet etmeye başladı. Ben ise sırada oturup Jeongin'i düşünüyordum. Bensiz daha mutlu olur. Dimi?
Omzumda hissettiğim elin sahibini bildiğim için yüzüne bakmadım.
"Haklıydın Tae ama bu konuda konuşmayalım. Kaldırabileceğimi sanmıyorum. "
Elini omzumdan çekti. Bende başımı sıraya koydum ve ne yapacağımı düşündüm. Onsuz ne yapacağımı. Acaba neden öyle davrandığımı bilse ne yapardı. Diğer cevapsız tüm sorularım gibi buda cevapsız kalacaktı galiba.
Okul bittikten sonra hızlıca eve gittim. İçimde anlatamadığım bir his vardı. Jeongin'in okuldan gelmesine daha saatler vardı. Bir şeyler atıştırdım. Ardından derse odaklanmaya çalıştım. Başaramadım. Biraz müzik dinledim. Daha doğrusu saatlerce.
Annem yine ne olduğunu bilmeden hızla evden çıktı. Kim bilir yine ailede neler olmuştu. Bu umurumda da değildi. Şuan mahvolan hayatımı düşünüyordum. Ve mahvettiğim hayatımı.
Jeongin okuldan dönünce her insanın en nefret ettiği şekilde konuştum. Hiç bir şey olmamış gibi davranarak. Kalbim acıdan kıvranırken taş kalpliymiş gibi davranıyordum. Sanırım fedakarlık bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
was born for him /jeongbin
Fanfiction"ve ben sana doyamıyorum bebeğim, sen bana doyabiliyor musun?"