O26 ; they will think that way

311 45 9
                                    












































































📍Doha, Qatar.
Maç bitmişti. Çeyrek finallerde, kupaya veda eden isim biz olmuştuk. Derin bir nefes aldım yüzümü ellerimin içine alırken. Faslı futbolcular galibiyetlerini kutlarken bizimkiler hızla soyunma odasının peşini tutmuştular.

Birkaç saniye öyle durmuştum, sırtımda hissettiğim el ile kafamı kaldırdım. Ines, ayağa kalkmış bir eli sırtımda bir eli pantalonun cebindeyken üzgün bir ifade ile bana bakıp konuşmuştu. "Ben aşağıya, soyunma odasının oraya gideceğim. Gelmek ister misin?" demişti bana.

Kafa salladım. Ines'in peşinden aşağıya soyunma odalarının oraya giderken gerçekten de oraya gidip gitmemek konusunda pek emin değildim. Orada olanların hepsi şu an eminim ki kendilerine sinirliydiler.

Rahat bir şekilde geçeriz dedikleri çeyrek finallerde, kendi hataları sonucunda geri düşmüştüler ve ellerinde onca vakit varken o vakti iyi kullanamamıştılar. Bu mağlubiyetin altında kalacak olanlar ise takımın defans kısmı ve teknik direktörü olacaktı, bunu iyi biliyordum.

Soyunma odalarının olduğu kısma vardığımızda biraz geride beklemiştim. Ines hızla Bernardo'yu bulmuştu, Bernardo Ines'e yakınırken uzaktan onları izledim. Derin bir nefes alıp etrafa bakındığım sırada tünelden geri dönen bir adet Ruben görmüştüm. Yanındaki ondan yaşça küçük olan takım arkadaşlarından birisine harıl harıl bir şeyler anlatıyordu.

Kafasını kaldırıp bana baktığında ona gülümsemeye çalıştım. Beni gördüğünde arkadaşını soyunma odasına göndermişti. Birkaç adım ona doğru gittiğimde o da yanıma gelmişti hızla.

Kolundan tuttum sıkıca. "Doro." demişti. Kafamı salladım. "Yapıcak birşey yok artık. Maç bitti. Bir dahakine şansımızı yine deneyeceğiz." dedim.

Kafasını sallamıştı. Beni kendine çekip sarılmıştı, kafasını omzuma gömdüğünde o kocaman adamın bir anda kendi içine sindiğine tanık olmuştum.

Derin bir nefes aldım sırtını sıvazlarken kafasını kaldırıp konuşmuştu. "Eminim golün benim yüzümden yendiğini düşünecekler." demişti.

Kendimi geri çekip derin bir nefes aldım. Onu yalanlayamazdım, pozisyonun içinde o da vardı ama o anda yapacak hiçbir şeyi yoktu. "Senin suçun değildi. Orada yapacak bir şeyin yoktu."

"Keşke herkes senin gibi düşünse ama eminim, adıma neler neler yazılıyordur şimdi"

Sıkıntı içinde nefesimi verdim. Haklıydı, "Canını sıkma, gelir geçer. Elbet bir gün o dünya kupası senin ellerinde havaya kalkacak"

Kafa sallamıştı. İçime doğmuştu ve emindim, bu bir gün gerçekleşecekti.




















































































































dorocardoso
Lisbon

dorocardosoLisbon

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝐭𝐡𝐞 𝐥𝐚𝐬𝐭 𝐠𝐫𝐞𝐚𝐭 𝐚𝐦𝐞𝐫𝐢𝐜𝐚𝐧 𝐝𝐲𝐧𝐚𝐬𝐭𝐲. -ruben diasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin