O27 ; cake has been rubend (ruined)

327 38 5
                                    




































































































dorocardoso story update !
( see translation : iyi ki doğdun, değişik varlık.. yaratıldığın ve sadece durduğun yerden sıkıntı çıkardığın için teşekkürler. eğer olmasaydın büyük ihtimalle daha iyi olurdu ama seninle tanışabildiğim için çok şanslı hissediyorum 💗)

 eğer olmasaydın büyük ihtimalle daha iyi olurdu ama seninle tanışabildiğim için çok şanslı hissediyorum 💗)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.















































































📍Manchester, UK.
Ruben'in evine dadanmış bir yandan Liverpool'da oynanan Everton - Manchester City maçını izlerken bir yandan da Ruben'in doğum günü pastasını yapıyordum.

Yarın akşama kadar ofiste olmam gerektiğinden doğum gününü maalesef bu akşamdan kutlayıp evime kaçıcaktım. Kakaolu keki yuvarlak şekilde kestikten sonra ilk ve tek katı için krem şanti ve çilek karışımı birşey yapmıştım.

Biraz çilek komasına girebilirdiniz keki gördüğünüzde fakat yapabildiğim tek pasta çilekli pastaydı. Ve gayette güzel yaptığımı düşünüyorum.

Krem şantinin üzerine diğer kek parçasını koyduktan sonra az kalan krem şantiyi de üstüne bocalamıştım. Bir güzel etrafına yaydıktan sonra üzerini çilek ile süslemiştim. Sanırsam bu sefer gerçekten de fazla çilek kullanmıştım.

Oldukça basit olan pastayı buzluğa koymuştum ardından.

Ayağımla buzluğu kapatmaya çalışırken hızımı alamayıp kapağını biraz hızlı kapatmıştım. "Umarım içindekilere birşey olmamıştır" dedim kendi kendime. Derin bir nefes alıp etrafı temizlemeye başladım.

Maçta o sırada bitmişti. 3-0 kazanmıştık, bu da demek oluyordu ki, Ruben Manchester'a mutlu dönecekti.

Mutfağı toparladıktan sonra oturma odasına geri döndüm. Biraz orada takılmış, evin içinde boş boş dolanmıştım. Ruben'in oturma odasına astığı fotoğraflara baktığım sırada da eve geri dönmüştü.

Benim burada olduğumu biliyordu, bu yüzden beni oturma odasında gördüğünde garipsememiş, tam tersine kocaman gülümsemişti. Omzunda asılı olan çantasını bir kenara bıraktıktan sonra yanıma gelmişti.

"Hoşgeldiniz beyefendi" dedim, yanıma yaklaştığında. "Maçtan çıkmış bir futbolcuya nazaran oldukça enerjetik ve mutlu duruyorsunuz" dedim. Gülüp kafa sallamıştı bana. "Maç iyi geçince böyle oluyor" demişti.

Bazen gerçekten de yorgun oluyordu, her ne kadar maçı farkla kazanmış olsalar bile.

Koltukta yanına oturup kafamı ona çevirdim. "Yarın doğum gününü takımdakilerle kutlarsın diye düşünüyorum?" dedim. Kafasını iki yana sallamıştı. "Annem ve babam yarın için günü birlik buraya gelecekler. Sabahtan akşama kadar onlarla olacağım. Akşama da evde oturmayı planlıyorum." demişti.

𝐭𝐡𝐞 𝐥𝐚𝐬𝐭 𝐠𝐫𝐞𝐚𝐭 𝐚𝐦𝐞𝐫𝐢𝐜𝐚𝐧 𝐝𝐲𝐧𝐚𝐬𝐭𝐲. -ruben diasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin