Sinirle ayağa kalktı,ve arkasına bakmadan yanımdan geçip gitti. Gevher Sultan'a o sinirle herşeyi yapabilirdi bu yüzden peşinden gittim..
Dairenin önüne geldiğimizde iki kardeşin arasını bozduğum için suçlu hissettim lakin bunu ondan saklayamazdım. Daireye girecekken Sultan Murad'ın kolunu tuttum,bana döndü. Naptığımı farkettiğimde hemen elimi kolundan çektim.
"Hünkarım nolur sert davranmayın sultanımıza aranızın bozulmasını istemem.."
"Sen karışma Helen,dairene dön."
Bir şey demeden daireme döndüm,karışmak istemiyordum. Giderken ise Sultan Murad'ın Gevher Sultan'a bağırışlarını duydum. Dairemin kapısının önüne geldim,bu akşam eğlence olduğunu hatırlayınca taşlığa doğru gittim.
Taşlığa gittiğimde yine o kadını gördüm,sultanların oturduğu minderlerde oturmuştu. Bizi zindandan çıkaran kadın,yanında Yasemin Sultan ve Melek de vardı. Hep birlikte sohbet ediyorlardı.
Yanlarına gidip eğildim ve Melek'in yanına oturdum. Yasemin Sultan şaşkınlıkla bana baktı."Helen,bugün gitmiştiniz saraydan?"
Başımı salladım.
"Evet gitmiştik sultanım lakin talihsiz olaylar geldi başımıza. Sultan Murad kurtardı bizi. Geri dönmek zorunda kaldık."
Melek Yasemin'e ben sana sonra anlatırım dercesine bir hareket yaptı. Ardından gülümseyerek bana döndü.
"Helen seni tanıştırayım."
Bizi zindandan çıkaran sultanı işaret etti. O hiç şaşırmamıştı beni görünce,sanırım olaylardan haberi vardı.
"Hümaşah Sultan,halamız olurlar rahmetli babamızın kız kardeşi."
Hümaşah Sultan bana baktı.
"Seninle zaten tanışmıştık Helen."
"Doğru."
Yasemin Sultan şaşkınlıkla bize baktı.
"Ne ara tanıştınız?"
"Karşılaşmıştık sarayda."
Belli ki kimseye bizi zindandan kendinin çıkardığını söylememişti. Ancak Sultan Murad'ın illa ki haberi vardı,halasına çok kızmış mıydı diye merak etmiştim. Ben bunları düşünürken Yasemin Sultan konuştu.
"Gevher neden hâlâ gelmedi acaba?"
Melek gülerek:
"Süsleniyordur."
dedi. Bense gerçeği söylemedim,benden duymaları doğru olmazdı belki. Ben bunları düşünürken destur çekildi.
"DESTURR VALİDE SULTAN HAZRETLERİ!"
Destur verilince Hümaşah Sultan'ın yüzündeki o samimi gülümseme solmuş yerini Altunşah Sultan'dan hoşlanmadığı sarayın dışından da baksak belli olacak kaşları çatık bir yüz ifadesi almıştı. Hümaşah Sultan hariç hepimiz ayağa kalkıp eğildik,zira onun değil valide sultanın onun önünde eğilmesi gerekiyordu.
Zaten Hümaşah Sultan usüllere uygun olması için genelde Valide Altunşah Sultan'ın oturduğu baş köşede oturuyordu. Valide Altunşah Sultan geldi ve Hümaşah Sultan'ın önünde eğildi. İkisininde birbirinden hoşnut olmadığı her hallerinden belliydi. Valide Altınşah Sultan samimiyetsiz şekilde ağzının ucuyla gülümsedi.
"Sultanım,hoşgeldiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynı Sarayda İki Yabancı
Tarihi KurguVenedik ile barış antlaşması imzalayan Osmanlı Padişahı ile Venedik prensesinin arasında kopan fırtınaların yansıması.. İkisi de aşk uğruna herkesi karşılarına almayı ve ateşte yanmayı göze alabilir mi?