Onun bir geçmişi yoktu. Bir hayatı yoktu. Bir ailesi yoktu. Geleceğinin olup olmayacağını bilmiyordu. Ancak içinde olan tek bir şey vardı, yaşam umudu.
Böyle bir hayatın içerisindeyken yaşaması imkansıza yakındı fakat o bunca zorluğa rağmen deli gibi yaşamak istiyordu.
Henüz on bir yaşında bir çocuktu ve yetişkenlerin çoğundan çok daha fazla olgundu.
O Kim Taehyung'du.
Nereden geldiğine dair en ufak bir fikri yoktu. Ne annesinin kim olduğunu biliyordu ne babasının.
Kendini doğduğu andan beri sokaklara ait hissediyordu. Zaten sokakların tam ortasına doğmuştu.
Bütün çocukların onlardan uzak durduğu bir çeteleri vardı. Taehyung maalesef bu çeteyle büyümüştü.
Aralarındaki en büyük kişi yirmi üç yaşındaydı. Taehyung henüz yeni doğmuş bir bebekken çete onu bir çöpün kenarına ölüme terk edilmiş halde bulmuştu.
Çetedeki çocuklar onu zor şartlar altında kötü biri olması için büyütmüştü. Bu çete çoğu zaman hırsızlık yaparak geçimini sağlıyordu.
Terk edilmiş bir binaya sığınmışlardı. Onların bir evi, bir ailesi yoktu. Sığınacak bir limanları da yoktu.
Hiçbiri birilerine zarar vermekten çekinmezdi. Hepsi çok rahat kavga edebilir, birinin canını yakabilirdi. Çünkü hayat onlara acımamıştı. Yaşam onlara karşı bu denli acımasızken kimse onlardan merhametli olmasını bekleyemezdi.
Ancak Taehyung onların arasındaki en farklı çocuktu. Kimseye zarar vermek istemiyor, insanları seviyordu. Her insanın sevilmeye değer olduğu düşüncesindeydi.
Kimse neden onun böyle olduğunu anlayamıyordu. Doğduğu andan itibaren vahşetlerle dolu bir yaşamın içindeydi ancak o kötü biri değildi.
O bunca kötülüğe rağmen saf bir kalple kalmıştı.
Çetenin başındaki çocuk onun bu kadar iyi olmasına katlanamıyordu. Bu kadar iyi biriyken bu boktan hayatın içinde kalamazdı. İyilik, insanı öldürürdü.
Taehyung'u değiştirmek için elinden gelen her şeyi denemişti. Uyuşturucu etkisinde olan bir bağımlıyı tutup Taehyung'un önüne atmıştı. Ardından Taehyung'un eline bir silah vermişti.
"Öldür." dedi Taehyung'a soğuk bir sesle. Küçücük bir çocuktu ve bunlara maruz kalıyordu. Silah kendisinden bile daha ağırmış gibi hissettiriyordu. Elleri titriyordu.
"Öldür!" diye haykırdı bu kez. Ancak Taehyung yapamadı. Belki de uyuşturucu krizine girmiş bu kişi de tıpkı kendisi gibi yaşamak istiyordu, bunca şeye rağmen.
Kimsenin yaşamına göz göre göre son veremezdi. O gece sırf birinin canına kıyamadığı için saatlerce dayak yedi. Ayaklarının altına kızgın sopalarla vurdular. Ancak Taehyung yine de yaptığı şeyden pişmanlık duymadı. Diğerleri gibi içindeki iyiliği öldürmedi. Kötü biri olmadı.
*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRAVE | taekook ✔️
Teen FictionJungkook, ülke başkanı olan babasını öldürerek idama mahkum edilir. Avukat Kim Taehyung ise onu kurtarmak için savunma yapma teklifinde bulunur. Oysa Taehyung, Jungkook'un çocukluk aşkıydı. Hafızasını kaybeden Jungkook çocukluk aşkının ona avukatlık...