Tarih bugünden 12 sene öncesi. Günlerden 7 Şubat Salı.
Kim Taehyung bugünün tarihini bilmesede bugünden sonra hayatının mahvolacağını bilmiyordu. Ancak bu tarih hakkında bildiği tek bir şey vardı, bugün Jungkook'un doğum günüydü.
7 Şubat Jeon Jungkook'un doğum, Kim Taehyung'un ölüm tarihiydi.
Bugün ikiside hiçbir zaman tahmin edemeyeceği şeyler yaşayacaktı. Ancak bu olay sadece Taehyung'u etkileyecekti.
Taehyung Tavşan ile her zaman oturdukları kaldırıma oturmuştu. Aslında Jungkook onu doğum günü partisine davet etmişti ancak Taehyung oradaki herkesin ondan rahatsız olacağını bildiği için kabul etmemişti.
Çevredeki çoğu insan ondan sokak çocuğu olduğu için iğrenirdi. Ancak Jungkook'un annesinin ona olan nefreti çok daha başka bir boyuttaydı.
Evin bahçesinden onlarca çocuğun cıvıltılı sesleri geliyordu. Kesinlikle Jungkook onlarla çok eğleniyordu.
Taehyung doğum gününün ne zaman olduğunu bilmiyordu. Sadece hangi sene doğduğunu biliyordu. Hoş, hangi gün doğduğunu bilse de kutlayamazdı ya zaten.
Kafasını arkasındaki duvara yasladı ve çocukların mutlu seslerini dinleye dinleye uykuya dalmayı denedi.
Jungkook ise şu an fazlasıyla mutluydu. Bugün on yaşına basıyordu. Ona göre on yaşına gelmiş olmak harika bir şeydi. Kendini bir gecede kocaman bir adam olmuş gibi hissediyordu.
Her şey kelimenin tam anlamıyla kusursuzdu. Üzerinde en pahalı kıyafetler, kocaman bir pasta, sadece doğum günü için yapılmış büyük bir organizasyon...
Parti bitmişti ve herkes evine dağılmıştı. Jungkook fazlasıyla yorgun hissettiği için odasına doğru ilerliyordu. Bir yandan da eline alabildiği kadar hediyesini almıştı.
Odasına geçerken ailesinin konuşmalarını duydu ve adımları duraksadı. Kavga ediyor gibilerdi. Ancak bu kavga her zamankinden daha farklı bir kavgaydı.
Jungkook kulağını daha fazla kapıya yaklaştırdı ve pür dikkat onları dinlemeye başladı.
"Sana söyledim!" diye bağırdı meleği. "O çocuk bu mahalleden, hatta komple bu şehirden gitmeli. Gerekirse ülkeden bile gitmeli! Onu görmeye katlanamıyorum."
Jungkook'un kaşları çatıldı. Meleği hangi çocuktan söz ediyordu? Babası eliyle sertçe annesinin ağzını kapadı. Jungkook o an annesini kurtarmak için odaya girmek istedi ancak konuşmanın devamını duyması gerekiyordu.
"Bağırma," diye fısıldadı Başkan. Annesi sertçe babasının elini ittirdi. "Bıktım artık," dedi kadın. "O piç kurusunu daha fazla oğlumun etrafında dolanmasını istemiyorum."
Kook halen neler olduğunu anlayamıyordu. O kadar çok arkadaşı vardı ki annesinin hangi arkadaşından söz ettiğini çözemiyordu.
Ailesini daha da dikkatli dinlemeyi sürdürdü. "Benim için de Jungkook bir piç kurusu." dedi babası hızla. Bu da ne demek oluyordu?
"O benim oğlum bile değil," dedi Başkan. "Seninle evlendiğimizde ona hamileydin. Ben sizi yanıma aldım, unuttun mu?" dedi tek nefeste.
Jungkook belki küçük bir yaştaydı ancak bu kadarını da anlayabilecek yaştaydı. Ve şu an anladığı kesin bir şey varsa o da Başkanın aslında babası olmadığıydı.
Sağ gözünden akan yaş minik elinin tersiyle sildi. Ardından onları dinlemeye devam etti. "Evet, Kook'a başka bir adamdan hamileydim ancak o zamanlar seninle evli değildim. Sen benimle evliyken bir hizmetçiden o piçi peydahladın! Beni aldattın!" dedi annesi öfkeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRAVE | taekook ✔️
JugendliteraturJungkook, ülke başkanı olan babasını öldürerek idama mahkum edilir. Avukat Kim Taehyung ise onu kurtarmak için savunma yapma teklifinde bulunur. Oysa Taehyung, Jungkook'un çocukluk aşkıydı. Hafızasını kaybeden Jungkook çocukluk aşkının ona avukatlık...