2. KURŞUN YARASI

190 49 104
                                    

BÖLÜM ŞARKILAR
Kalben - yara
Yüzyüzeyken Konuşuruz - ölsem yeridir

🌙🎠

Kurşun yaralarından daha fazla acıtan birşeyler varsa,onlarda kelimelerdir.

Keyifli okumalar :)

Acıtır mıydı kurşun yaraları ?Acıtır mıydı bedene saplanan bir kurşun?Hiç bir şey geçmiş kadar acı veremezdi.Ne bedene saplanan tek bir kurşun.Ne de kalp kırıklıkları.Hiç biri geçmiş kadar acı verici olmazdı,olamazdı.

Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda yabancı bir oda da olduğumu anladım.Oda'ya daha çok gri ve siyah tonları hakimdi.Neden burdaydım ? Hafızam yavaş yavaş yerine geldiği zaman vurulduğumu hatırlamıştım.Kapının tıklanmasıyla düşüncelerimden ayrıldım.Kapıyı çalan kişi kapıyı açtığında,bu kişi'nin Aren olduğunu gördüm.

"Nasılsın ?"

Hafifçe yerimde hareketlendiğimde "İyiyim" demiş,merakıma yenik düştüğüm için cevabıma birde soru eklemiştim."O sokak'da o adamlarla ne işin var dı ?"
Ona yönelttiğim soru ile bana bakan gözlerini kıstı ve kaşlarını çattı.
"Aynı şeyi benim sana sormam gerekmiyor mu Lavinia ?"

Kaşlarımı çatıp onun bana baktığı şekilde ona baktım. Soruyu ilk ben sormuştum. Neden başka bir soru ile karşılık veriyordu ? "Tamam soruyu sormadım say,ne zamandan beri uyuyorum ?"

"Hep böyle çok soru sorarmısın?" Ne var yani soru soruyorsam canım? Katlansın azıcık. "Sende herşeyi böyle sorgularmısın?"

Aren çatık olan kaşlarını hiç bozmadan "Yaklaşık 1 gündür aralıksız uyuyorsun Lavinia" diye önceki sorumu yanıtlamıştı.Oha yuh kış uykusuna mı yatmışım? Nisan ile Işıl beni merak etmiş olmalılardı,bu olanları onlara anlatmazsam yurttan cenazem çıkabilirdi.

Elim karnım da ki yarama gittiğinde yaranın varlığını yeni yeni hatırlıyordum. Yatağın köşesinde hareketlenme oladuğunda başımı o tarafa çevirmiştim. Aren yatağın köşesine sinmiş oturuyordu.
"Yaran çok derin değil kurşun sadece sıyırmış." Ona bakıp sadece kafa salladığım da tekrar konuşmaya başlamıştı. "Atalay'ı nereden biliyorsun?"

Yalan mı söylemeliydim ? Yoksa doğruyu mu ? Yalan söyleyecek kadar birşeyleri kaybetmekten korkmuyordum. "Küçükken sokakta beni bulduğunda rehabilitasyon merkezine götürmüştü, orada kollarıma ilaçlar serumlar takardı o ilaçlar sonucu sol gözümü kaybettiğimde ordan kaçmıştım. O gün bugündür Atalay hep benim peşimde"

Aren'in kaşları ise hala hafif çatıktı,bir şeyleri inceliyor çözmeye çalışıyor gibiydi. Daha doğrusu bu onun normal bakışıydı o hep kaşları çatık dik,birşeyileri çözmek ve anlamak ister gibi bakardı.

"Sen Atalay'ı nereden biliyorsun?" Tekrar bir soru yöneltmiştim ona şimdi ise öğrenme vakti bendeydi Aren Kayalar, Atalay'ı nereden biliyordu? "Fazla merak iyi değildir." Ne ? Gerçekten bana onu nereden tanıdığını söylemeyecekmiydi !?"Sen bana bir soru sordun Aren Kayalar ben ise cevapladım. Şimdi sıra sende, Atalay Vural'ı nereden biliyorsun ?"

Aren derin bir nefesi içine çekmiş ve sadece " şu rehabilitasyon merkezinde bende vardım" dediğinde,zamanın durduğunu hissettim. Ne demek Aren Kayalar'da o rehabilitasyon merkezindeydi? O an hafızama gerçekten lanet ettim,birşeyleri unutan aklıma lanet ettim.

MAHPERİMSİ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin