7. İKİ KURŞUN BİR CAN

92 38 63
                                    

BÖLÜM ŞARKILARI
Sezen Aksu - Kaybolan yıllar
Batuhan Kordel - Anıları Sakla
Onur Can Özcan - Yaramızda Kalsın
Kalben - Yara

Benim sol tarafımın
dört odasıda ona ait iken
Onun sol tarafının bir odası bile
bana ait değildi.


Keyifli okumalar :)

Acıtır mıydı kurşun yaraları ? Buna artık net bir cevabım vardı; evet,acıtırdı kurşun yaraları. Özellikle yediğiniz o kurşun bir sevdiğinizi korumak için önüne atlanılmış bir kurşunsa.

Atalay'ın Merih'e isabet ettiği kurşun Nisan'a denk geldi.

Üzerimdeki şokun etkisi ile kımıldayamıyordum. Atalay,Merih'i vurmak için silahı ateşlediği zaman Nisan, Merih'i kurtarmak için onun önüne atlamıştı. Nisan Merih'in canı için kendi canından vazgeçmişti. Ama havada patlayan tek kurşun Atalay'ın silahından çıkan kurşun değildi, Atalayın arkasında duran Aren'e baktığımda havada olan silahını aşağı doğru indirmişti. Aren de Atalayı kolundan vurmuştu ama bunu yapmak için çok geç kalmıştı çünkü Atalayın silahından çıkan kurşun Merih yerine Nisan'ı çoktan vurmuştu.

En sonunda kendime gelerek ayağa kalktım ve Merih ve Nisan'ın yanına bacaklarım titreye titreye ilerlemiştim. Nisan bana herkesten çok daha yakındı Nisan benim hayatımın bir bölümünün çocukluğuydu.

Dolan gözlerimi umursamadan Nisan'ın önünde dizlerimin üstüne çöktüm. Merih ise hala şok içindeydi hareket edemiyor açılmış gözleri ile Nisan'a bakıyordu.

" Nisan ! " diye olan acı dolu çığlığım her yeri doldurmuştu ve ben dolan gözlerimideki yaşları artık bırakıyordum. " Nisan uyan ! uyan Nisan ! " Etrafımızda artık ne Atalay ne de Atalay'ın adamları vardı. " Yardım edin ! Lütfen ! " Ben olduğum yerde dizlerimin üstüne çökmüş Nisan için yardım dileniyordum. Deli gibi ağlıyor ve yardım istiyordum. " Nisan ! " diye, bir köşeden bağıran ışıl yanımıza koştura koştura gelmişti.

Heryer o kadar heryerdeydi ki birden etrafımda ki herkes kayboldu ve Nisan ile ben tek kaldık. Nisan'ın göğüsü'nün sol tarafından yavaş yavaş boşalan kanlar elime bulaştığında ellerimin titrediğini hissettim. Nisan'nın mavi boncuk gözleri aralanıp bana baktığında yüzünde hafif bir tebessüm oluştu.

Nisan'ın bu tebessümü fazla ağlayıp çıldırmama sebep olmuştu, çünkü gideceğini biler gibiydi.
" Nisan gitme,gitme Nisan ! Kaybedemem ! birini daha kaybedemem ! "

Birden herkes geri geldi ve benim kollarım Nisan'ın bedeninden ayrıldı, ayaklarım yerden kesildi ama ben hala Nisan'a bakıyordum Merih onu kucaklamış götürüyordu. Nisan annemden sonra çocukluğumdan bu yana kalan tek insandı. Beni çocuk yurduna yatırdıkları zaman orda tanışmıştık,Nisan öyle anlatmıştı. Ben çok fazla hatırlamıyordum ama o biliyordu.

" Bırak ! Bırak dedim Aren ! " Aren'in kucağından inmeye çalışıyordum gözüm artık hiç bir şey görmüyordu,ben kaybedemezdim yapamazdım. Merih Nisan ile birlikte arabaya binip gittiklerinde Turan, Ilgaz ve Işılda onlar ile birlikteydi. Aren en sonunda beni kucağından indirdiğinde bacaklarımın beni taşımadığını hissettim ama ona rağmen ayakta durdum.

" Lavinia... " Aren'in kısık çıkan sesi benim sabrımın herşeyimin son damlasıydı. " Ne lan lavinia!? Ne !? Nisan'ı aldılar götürdüler biz neden burdayız!? Neden !? "

Sondaki neden sesim çığlık gibi çıktığında Aren beni sakinleştirmek adına sarılmak için adım attığında adımlarımı geriledim. " Sakın ! Sakın aklından geçen o şeyi yapma ! Hiç bir şey benim şuan ki ateşimi söndürmez ! Benden sakin olmamı bekleme!"

MAHPERİMSİ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin