6. BÖLÜM

16 6 4
                                    

Uraz'ın söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Neden öldürmek istesinler ki beni. Ben yetimhaneden çıktığımdan beri kimseyle kavga bile etmemiştim. Kim bu kadar kin duyabilirdi ki. Asıl soru kimdi bu, ona hiçbir şey yapmadığım halde beni öldürmek isteyecek kadar kin duyan kişi. Uraz biliyor olabilir miydi. Sonuçta onlardan biri olduğunu söylemişti. Ona bunu sormak için kafamda not almıştım. O anın büyüsünde de bir şey soramamıştım. Yanımda beni dürten Sıla'ya döndüm.

"İzlemeyeceksen kapatalım bak. Dalıp gittin yine."

"Hı?"

"Ne hı Hayal ya. Kapatalım benimde uykum geldi zaten."

Battaniyeyi üzerinden atıp kalktı.

"Biraz balkona çıkıp hava alacağım. Birazda şu çarpıştığım çocukla hayaller kuracağım. Çocuklarımın babasıı!"

Son cümlesinde kendimi tutamayıp güldüm. Oda gülerek balkona çıkmıştı. Televizyonu kapatıp telefonumu elime aldım. İnstagramda dolaşmaya başladım. Saatte 11.06 olmuştu. Yavaştan uykumun geldiğini hissediyordum. Bende battaniyeyi üzerimden atıp kalktım. O sırada koşarak beti benzi atmış bir şekilde tekrar salona girdi. Onu görünce korkup yanına gittim.

"S-sıla i-iyi misin, ne oldu?"

"Hayal orada..."

"K-kim orda Sıla?"

"Kız o çarpıştığım çocuk yandaki balkonda bir adamla birlikte sigara içiyor."

"Ne?"

Bu ne demek oluyordu şimdi? Tesadüf müydü yani. Birlikte bizde balkona çıktık. Onlar için balkona çıktığımızı belli etmemek için ikimizde birer kahve aldık elimize. Oturup sohbet etmeye başladık Sıla'yla. Uraz'a değdi gözlerim. Oda beni izliyordu. Yine o bakışları vardı gözlerinde. Merhamet diye adlandırıyordum. Onun bu bakışları beni onun girdabına sürüklüyordu, ona kapılmamak için elimdeki kahve bardağıyla oynamaya başladım. Sıla konu açmak ister gibi izlediğimiz filmden bahsetmeye başladı.

"Çok güzel bitti sonu ya. Keşke bunun gibi bir film daha izleseydik."

"Kız biz sonunu izlemedik ki onun ortasında bırakmadık mı?"

Ayağıyla beni dürttüğünde rol yaptığını anlamıştım. Tabi biraz geç anlamıştım ama olsun. Kendini diğer tarafa duyurmaya çalışıyordu. Başardığı da belli oluyordu. Uraz bize bakıp gülmüştü. Olayı toparlamak için bende sallamaya başladım.

"Ay pardon diğer filmle karıştırdım ya. Sen gelmeden önce bir film izliyordum oda sarmamıştı çok fazla. Ama bu izlediğimiz güzeldi. Çok keyif aldım."

"Bize de söyler misiniz şu filmi merak ettikte."

Yan balkondan gelen sesle ikimizde oraya bakmıştık Sıla'yla. Uraz'dı. Gülümsedim.

"Filmin adı bizde kalsın, belki bir gün birlikte izleriz."

Söylediğimde dudağının kenarları yukarı kıvrıldı. Bu görüntü tam bir kartpostallıktı. Resmini çekip duvarıma tablo niyetine asardım yani o derece. Tabi benim ona bu kadar kapıldığımı kimse bilmiyordu. Belli etmekte istemiyordum.

"Neden olmasın. O günü heyecanla bekleyeceğim."

"Sen yine de çokta bekleme, aynı filmi tekrar izlemek pek tercihim olmuyor."

Uraz'a göz kırpıp içeri girmek için kalktım oturduğum yerden. O sırada arkamdan seslendi.

"Olsun, izlerken belki filmi bile unutabiliriz."

Omzumun üstünden ona baktım.

"Belli mi olur belki de o an aniden kollarında can veririm."

O an durakladığını fark ettim. Yüzündeki o keyifli gülümseme gitmişti. Yerini durgun bir ifadeye bırakmıştı. Ama elimden gelen bir şey yoktu o gülümseme benden hep çalınmıştı hiçbir suçum olmamasına rağmen, hem de en güzel yaşlarımda...

Tekrar salona dönmek için yeltendiğimde bir kez daha seslendi.

"Hayal... sana zarar gelecek her şeyi ortadan kaldıracağım."

Sinirle soluyup ona döndüm. Bu kadar emin konuşması canımı sıkmıştı. Ya başını belaya sokacaktı ya da farklı bir şeyler planlıyordu. Ama ben sonuç ne olursa olsun benim yüzümden kendisini tehlikeye atmasını istemiyordum.

"Neyi ortadan kaldırıyorsun sen ya. Uraz ben senden bir şey istemiyorum. Beni önemsemene gerek yok. Ben başımın çaresine bakabiliyorum. Beni düşünme. Ben senin hiçbir şeyin olmuyorum sonuçta. Ben olsam tanımadığım biri için kendimi tehlikeye atmazdım. Bence sende yapma."

"Seni tanımadığımı nerden biliyorsun? Belki de geçmişte birbirimizi tanıyoruzdur."

Ne demeye çalışıyordu. Hafızamı iyice yokladım. Ona dair bir şey olup olmadığını iyice düşündüm... Ama yoktu. Onu hiç hatırlamıyordum ben. Yoksa beni gizli gizli takip edenlerden biri miydi?

"Sapık falan olduğunu düşünmeye başlayacağım."

Gülüp elindeki sigarasından bir duman daha çekti ciğerlerine. Sigarasıyla birlikte sanki beni de çekmişti içine. Ondan kendimi alamıyordum. Benden uzaklaşsın istedikçe daha çok çekiliyorduk birbirimize. Zarar görsün istemiyordum. Benim yüzümden ona bir şey olursa affedemezdim kendimi. Ömrüm boyunca suçlu hissetmek istemiyordum. N'olur anla beni Uraz. Sen benim için farklı olmaya başladın. Seni hayatıma alırsam zararı en çok sen görürsün. Ben seni bu cehenneme dahil edemem...

"İstediğini düşünebilirsin. Benim düşüncemi değiştiremezsin."

Gözlerimi sıkıca yumdum. Olayların dışında tutmak için çok çabaladım seni. Ama duvarlarımı bir bir yıkıyorsun. Üzüleceğini, yıkılacağını, zarar göreceğini bile bile bunu göze alıyorsun. Sen nasıl bir adamsın. Hiç korkmuyor musun?

"Benden uzak dur Uraz. Ben sandığın gibi biri değilim. Beni gördüğün kadarıyla tanıyorsun."

"Aksine ben senin kalbindeki çocuğu bile tanıyorum."

Bazen hayatımızı değiştiren bir çok olayla karşı karşıya gelebiliriz. Çoğu zaman yanlış kararlar alabiliriz. Ağlarken o şeyin bizim için aslında iyi bir sonuç yaratacağını bilemesek bile er ya da geç bunun farkına varırız. Bunun iyi yada kötü olması tamamen bizim yarattığımız sorunlara bağlıydı. Hayata karşı nötr olmalıyız ki ne yaşarsak yaşayalım üstesinden gelebilmeliyiz.

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin