Two Same Hearts || Bangchan

23~ My Biggest Chance

Sonunda geldim💗
Lütfen oy vermeyi unutmayın (oy vermediğiniz için bölüm atmıyor olabilirim 🥺)

"Bay Park'ın henüz yeni doğmuş ilişkinizi öğrenmesi, Chan'ın ve senin tüm medyada ikinci kez maskot olmanız, kariyerleriniz, gelecek planlarınız... Siz ikinizi biliyorum. Ve eğer bugün sana takdim etmeni söyledikleri bu öpücüğü bana vermezsen, herşey mahvolur. Peki sen bunu biliyor musun?"

Ki Yong'un dedikleriyle zihnime aniden keskin oklar saplandı. Bir adım geriye doğru sendeledim. Kaşlarım çatılıp, gözlerim koyulaşırken arkadan yönetmenin tekrar "kestik" sesini duydum. Ki Yong karşımda hiç birşey olmamış gibi sırıtıyordu. Bu hali, yumruk haline getirdiğim avuçlarımda tırnaklarımı daha çok hissetmeme sebep oldu.

Arkadan gelen bağırış sesleriyle beraber, dikkatimi o yöne çevirdim. Karşımda bir hışımla bize doğru koşan Chan vardı. Yüzündeki sinirli ifadeyi anında farketmiştim. Kalp atışlarım korkuyla beraber hızlanıyordu artık.

Çekim bölgesinin hemen önünde duran Bay ve Bayan Lee'yi aniden geçerek Ki Yong'a doğru koştu. Öyle fevri bir şekilde hızlıca, yumruğunu onun yüzüne doğru savurdu. Ki Yong, anı sarsıntıyla beraber bedenini yana doğru çekti ve eli, burnundan akan kan sebebiyle burnuna doğru gitti.

Hafif yere eğilmiş olan bedenini yavaşça doğrulttuğu esnada yüzünde rahatsız edici bir gülüş belirdi. Bunun üzerine Chan tekrar bir yumruk daha attı. Herkes Chan'ın etrafında toplanmıştı ve onu durdurmaya çalışıyorlardı. Bu esnada Ki Yong tepkisiz kalmadı ve Chan'a karşılık verdi. Bunun üzerine Chan'ın çok fazla sinirlendiğini farketmiştim. Sinirin bedenini öyle çok ele geçirdiği farkediliyordu ki, bu hali beni bile korkutmuştu.

Ki Yong, yüzsüzce sırıtmaya devam ediyordu. İki yumruktan sonra zaten dudakları ve burnu kan içinde kalmıştı. Etraftakiler Chanı zar zor kollarından tuttukları esnada, ona doğru birkaç adım atıp, tam önünde durdum. Elimle yüzünden tutarak bana odaklanmasını sağladım.

"Chan! Sakin ol!"

"Nasıl sakin olmamı bekleyebiliyorsun Yuna! Sana dediklerini duydum!" Etrafındakiler yavaşça kollarını bırakmışlardı.

"Bunun hesabını vereceksin Bang!" Diye bağırdı Ki Yong. Etrafındaki insanlar onu tutmaya devam ediyorlardı.

Yavaşça dudağımı dişledim. Başım öne eğilmişti istemsiz de olsa. Chan'ın onları duymasını asla istemezdim. Ama Chan, duymamış olsaydı da şuan nasıl bu işten sıyrılacağımı da bilemezdim.

Sahi, nasıl duymuştu ki? Ben sormadan hemen söylemeye başladı.

"Yuna çekimler için kullanılan bu mini kulaklığını biraz önce paravanında unutmuş. Onu kulağıma takar takmaz bu herifin söylediklerini duydum!" Herkese karşı söylemişti bunları. Chan'ın dediklerini ve Ki Yong'un gerçek yüzünü herkes görmüştü. "Eğer Yuna'nın kendisini öpmezse, aramızdaki ilişkinin herkes tarafından öğrenileceği gibi bir tehtidde bulundu!"

Ki Yong, itiraz etmek amaçlı Chan'ın üzerine doğru geliyordu ki, çalışanlar ikisini de durdurdu.

"Evet, kimse bilmiyordu ama artık bilin. Yuna'yla bir ilişkimiz var. Ve diğerlerinin düşüncelerini önemsemiyoruz." Bir adım attı ve elimi tuttu. Ardından yönetmene dönerek, "bu dizinin çekimleri bu kadardı Bay Lee. Gerekli açıklamayı gerekli kişilere yapacağız. Görüşmemek üzere" dedi ve elimi sıkıca kavrayarak bizi oradan uzaklaştırdı.

Tavırları beni her ne kadar bulunduğum durumdan kurtarmış olsa bile, bu şekilde davranamazdı. Benim hayatım ve benim kararlarımdı. Erkek arkadaşım olması, hayatıma müdahale edebileceği anlamına gelmiyordu. Bu durum biraz canımı sıkmıştı.