14~ You're Like a Fairy

334 48 156
                                    

-Yunayı kişilik ve dış görünüş olarak nasıl hayal ettiniz? Çok merak ediyorum doğrusu🌧️💙-

JYP'nin bize ceza vermesinin üzerinden yaklaşık 1 hafta kadar geçmişti. Evet herkes çift olduğumuzu, bunu gizlediğimizi düşünmüştü. Medya çalkalanmıştı. Nefretler yada beğeniler havada uçuşuyordu.

Bize verdiği 'ceza' ne dersiniz. Belirli bir süre boyunca kendi evlerimizde kalmak ve sosyal ortamlarda birlikte bulunmamak, ayrıca sosyal medya hesaplarımızda da paylaşım yapmamak.

Aklı sıra birbirimizi görmememizi sağlamaya çalışıyordu.

Chanla olan mesajlaşmaya gelecek olursak. En son attığı mesaja cevap vermek istemiyordum

"Kalbimde biri var. Peşimi bırak"

Çünkü korkuyordum. Kalbinde başka bir kadının olması gerçeğinden, aşkla bakan gözlerinin başkasına bakmasından korkuyordum.

Akşam çekimlerim bitmişti. Ki Yong'dan ne kadar haz etmesem de nazik ve düşünceli bir adamdı. Henüz dizi yayınlanmıyordu çünkü 2 bölüm kadar tamamlanmıştı. Yapımcıların beklentileri o kadar yüksekti ki, eğer reytingler düşük gelirse bunun sorumlusunun ben ve Chan olayı olacağına emindim.

Eve geldiğimde o kadar yorgundum ki, saate baktığımda 23.34'dü. Eşyalarımı bir kenara fırlatıp hemen odama çıkarken telefonun titreşimini hissettim. Bir numara arıyordu.
Çok da umursamadan cevapladım.

"Alo, merhaba Yuna. Ben Jia. Nasılsın"

İlk başta neden aradığına anlam veremedim. Bozuntuya vermeden konuşmaya devam ettim.

"Selam Jia, ben iyiyim. Bir sorun mu var?"

"Hayır hayır herşey yolunda. Sadece yarın kafede buluşalım mı diyecektim. Geçen gün sohbet edememiştik."

Bu vakitte aramasına anlamsız bulmuşken, tam reddetmeyi düşünüyordum ki, önyargılı olmayıp gerçekten tanışmam gerektiğini düşündüm.

"Aslında yarın benim için çok yoğun bir gün. Ama öğlen saatlerindeki 2 saatlik molamda gelebilirim."

"Tamamdır o zaman. Numarayı kaydet. Sana konum atarım. Hoşçakal"

"Hoşçakal" diyerek telefonu kapattım. Konuşurken çoktan odama çıkmıştım bile. Duşa girmek istedim ama duşa giremeyecek kadar da yorgundum.

Dolabın kapağını açıp, pijamalarımı çıkartacaktım ki askılıkta Chan'ın bana verdiği ceketi farkettim. Kolundan tutup çektim. Onu yıkamış olmama rağmen Chan'ın kokusu hâlâ üzerindeydi.

Erkeksi koku

'bunu giyip de mi yatsam acaba

'biraz daha sacmala lütfen. Bugün az saçmalamıştın. Tam olsun

'sen aşktan ne anlarsın

'hissettiğin duygular bana da ait yanlız

'zihnime ortak oldun şimdi sıra aşkım da mı? Yeter

Kendi kendime olan günlük konuşmamı da tamamladığıma göre pijamalarımı giydim ve yatağa uzandım. Biraz magazine bakmak adına laptopumu açtıktan sonra ekrandaki 01 Ekim yazısını gördüm.

Olamaz 2 gün sonra Chan'ın doğum günüydü. Hiçbir hazırlık ya da hediye almamıştım.

'tamam sakin oluyoruz. Çocukların mutlaka bir planı vardır.

Diye düşündükten sonra, magazindeki haberlere tekrar baktım.

Her geçen gün olay daha da büyüyor gibi hissediyordum. Haber sitesindeki bize, biraz baktıktan sonra, yorumlara bakmamaya karar verdim. Çünkü o gün yaşadığım kelebek hislerinin ölmesini istemiyordum. İnsanlar konuşurdu çünkü. Diğerlerini önemsemeden konuşurdu.

Two Same Hearts || BangchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin