Otobüsten indiğimde soğuk hava direk yüzüme çarptı.
Yerdeki yağmur yağmasından dolayı oluşan su birinkitisine basarak her gün uğradığım yere geldim.
Hastahaneye. Annemin yanına.
Her zaman girmeme izin verilmese de ben yine de geliyordum, ondan ümidi kesmediğimi bilsin diye.
Hastahaneden içeri girdim,yürüyen merdivenden çıktım annemin kaldığı bölüme geldiğimde odasına doğru adımladım doktoru ile önceden konuştuğumuz için izin alma gereği duymamıştım.233 numaralı odanın önünde durdum,yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. Omzuma astığım küçük,siyah çantamdan hiç kullanılmamış maskeyi çıkarttım ve yüzüme taktım daha sonra -yine çantamdan çıkarttığım-dezenfektan ile ellerimi dezenfekte ettim,kendimi tamamen hazırlamıştım. Kapıyı açtım ve camın önünde oturmuş annemin yanına adımladım her ne kadar öpmek istesem de yasaktı, en küçük bir enfeksiyon kapmasında işimiz daha da çok zorlaşacaktı.
Bu yüzden ben de sesimi yükselterek konuşmaya başladım "Ben geldim!" irkildi "Seni korkuttum mu?"
Annem yılların vermiş olduğu yorgunluk ile gülümsedi "Yok kızım korkutmadın" "Nasılsın güzeller güzeli annem" "Daha iyiyim kızım"
Kötüydü.Daha çok zayıflamış, gözleri çökmüş ve en önemlisi eski neşesi yoktu, "Tabi iyi olacaksın hele bir olma " ikimiz de küçük bir kahkaha attık. Kahkahamız hüzne karıştı."Sen nasılsın kızım her şey yolunda mı?"
"Yolunda her şey çok güzel gidiyor " diyerek anneme yalan söyledim.
"Güzel gitsin canım kızım"
"Yakup abin ile aranız iyi mi?"
Üvey babam.
"Onla da çok güzel aramız,gayet iyi anlaşıyoruz "
Annem güçlükle gülümsedi.
Annem.O kadar çok yorulmuştu ki gülümsemesi bile yorgundu.
Ben annemin en çok gülüşünü severdim.
Saçlarını çok severdim. O uzun saçlarını ama şimdi yoktu onlar.
Kanser çoğu şeyi almıştı.Kapı tıktıklandığında gel dedik ikimiz birden.
Kapı açıldığında annemin doktoru Sevda abla içeri girdi .Gözleri beni buldu.
"Hazan hoşgeldin"
"Hoşbuldum ""Aysel abla sen yine tek başına mı kalktın? "
Annem yaramazlık yaparken yakalanmış bir çocuk edasıyla başını öne eğdi.Sevda abla başını iki yana sallayarak güldü.
"Tamam siz görüştüyseniz ben bir de Hazan ile konuşmak istiyorum"
Evet bugün buraya bir bakıma bu nedenle gelmiştim.Sevda abla bugün beni aramış ve hastahaneye mutlaka gelmemi söylemişti."Tamam kızım "demesi ile çok kötü bir şekilde öksürmeye başladı.
Teleşlanarak "Anne" diye bir ses çıktı ince dudaklarımdan.
Sevda abla bardağa su doldurdu ve anneme yavaşça içirdi biraz daha iyi olduğunda zorlanarak konuştu "Telaşlanma kızım,ben iyiyim"
"Hep iyi ol"
"Aysel abla sen burda biraz daha dur istersen,konuşmamız bittiğinde yine geleceğiz"
Annem doktorunu"Tamam kızım " diyerek onayladı.Sevda abla önde ben arkada odadan çıktık ve odasına doğru gittik.
Kapıdan içeri girdik,o karşılıklı olan koltuk tarzı sandalyeye oturdu ben de hemen karşısında bulunana oturdum.
Boğazını temizledi "Hazan geçen bir kaç test yaptık ve kanserin dördüncü evreye geçtiğini gördük"
"Nasıl yani ?"
"Akciğer de bulunan tümör,diğer organlara da yayılmış. Bu organlar kemik ve karaciğer;karaciğerde ki daha büyük bu yüzden kemoterapiyi daha çok arttırmalıyız.Akciğer de bulunan tümör kemoterapi sayesinde istediğimiz boyuta ulaşmış ve ameliyat edebiliriz."Son dedikleri ile az da olsa umutlanmıştım fakat sonra ki cümleleri beni dumura uğrattı "Yanlız her ameliyatın riskli olduğunu unutmamak gerek. "
Derin bir nefes aldım.
"Yaşaması için yüzde kaç ihtimal var"
"Genelde %50 ihtimal bulunur ama Aysel ablanın tümörü diğerlerine göre daha büyük"
Başımı salladım "Hayata tutunması için %35 ihtimal var."
Yüzümü ellerim ile kapattım "Hazancım eğer ameliyat olursa ve başarılı geçerse yaşayabilir ama olmazsa en fazla bir yıl yaşar "
"Ben nasıl olur bilmiyorum ki"
"Anlayabiliyorum seni en kısa zamanda karar verelim olur mu ?"
"Tamam şey anneme siz söyler misiniz? Benim bu kadarını söyleyecek gücüm yok." Elini dizime koydu güven veren bir gülümseme sundu "Söylerim tabi ki " "Teşekkürler "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRAİL-Bir ölüm meleği-
JugendliteraturBir insanı öldürmek için bazen bir silah, bazen bir söz bazen terk ediş yeter. Bedeni öldüyse kolay ama ruhu öldüyse işte onu bir daha hayata döndüremezsin. Hazan'ın dram ile geçen hayatını okumak ister misiniz?