4.Bölüm ~Ameliyat~

120 73 142
                                    

  
   Benim hayatımda ki güneş asla doğmuyordu önünde hep bulutlar vardı.
Ben de isterim güneşe bakıp hayal kurmayı, umut etmeyi...
Oysa çocukken ne mutluydum tek derdim okulda başarılı olmaktı.
Keşke hep çocuk kalsaydım...

    Ameliyat günü artık gelip çatmıştı.
O gün gelmişti;ya umutlarımı yerle bir edecek ya da beni yeniden umut etmeye teşvik edecekti.
Annem de benden giderse tüm hayatım alt üst olurdu.
Umutlarım yerle bir olurdu.

Elimi kapı kulpuna attım ve açtım yatakta yarı oturur pozisyonda ki annem beni görünce içten bir şekilde gülümsedi.
"Canım annem"dedim annemin gülümsemesi bana da geçerken
"Oyy canım kızım hoşgeldin " dedi her zaman ki sevecen tavrıyla.
"Hoşbuldum "diyerek yatağın yanında bulunan koltuğa oturdum.

"Nasıl hissediyorsun bakalım? "
Annem soruma karşılık"Ne yalan söyleyeyim korku var ama heyecan daha fazla." dedi
"Korkman gayet normal annecim sonuçta bir ameliyata giriyorsun ve risk taşıyor "dedim ben de
"Aynen öyle kızım "
"Heyecan neden var?"diye soru sordum.
"İyileşirim diye...yani zaten diğer tümörler daha alınacak boyutta değil ama en azından bu biter diye heyecanlıyım"dedi
"İyileşceksin tabi...bak gör diğer tümörler de küçülecek sonra onlar da ameliyat ile puf diye yok olucak "
Bu son dediğime ikimiz de tebessüm ettik.
"İnşallah kızım " dedi annem.

Bir süre sohbet ettiğimizde kapı tıktıklandı ardından açıldı.
Annemin ameliyatını yapacak doktor Emre Bey ile Sevda abla gelmişti.

Oturduğum yerden kalktım ikisi bize yaklaştığında yüzlerine gülümseme kondu.
Doktor Emre konuşmaya başladı "Aysel Hanım değerlerinizi kontrol ettim hepsi istediğimiz sayılarda.Birazdan sizi ameliyat için hazırlamaya gelecekler"
"Tamam Emre Bey oğlum "
Doktor gülümsedi sonrasında bize ameliyat için hazırlanacağını söylemiş ve gitmişti.

Sevda abla da oda da kalmış bizi teselli ettikten sonra  odadan ayrılmıştı.

Biz de tekrardan baş başa kalmıştık.
Annem ile ne olur ne olmaz vedalaşmak istiyordum.
Öleceğinden değil de...işte bu sevdiğini kaybetme korkusu öyle ağır bir şey ki tanımlayamıyorum bile.
Herhalde şöyle anlatsam yeterli olur;
Cümleler,kifayetsiz kalır.
Göz yaşları,boşuna akar.
Çığlıklar,içine gömülür.
Haykırışlar,deprem altında kalır.
Acın,yangında kül olur.
Sen ise...çoktan ölmüşsündür.

Hani umut etmek istersin ama hava kapalı olur ya.
O gün planın vardır fakat yağmur yağar bütün planın boşuna olmuş olur.
Benim umutlarım da tam olarak öyleydi.
Umut etmeyi, hayal kurmayı severdim lakin hepsi yıkılıp paramparça olduğu için umut edip,hayal kurmaktan korkar oldum.

Göz yaşlarımı şimdilik dökemezdim. Annem görürse üzülür,onun üzülmemesi lazım,desteğe ihtiyacı var.

Yere oturdum elimi annemin elinin üstüne koydum.Alttan bakış
"Canım annem"
"C-canım kızım "dedi annem kekeleyerek.

Vedalaşacağımı tabi ki anlamıştı fakat bunun gerçekten bir veda olmasından korkuyordu.
Hayır,benden gitmen için çok erken annem.

"O ameliyattan sağ salim çıkacaksın biliyorum fakat yine de seninle vedalaşmak istedim."
"Biliyorum kızım.Vedalar acıtır lakin olması gerekir eğer olmazsa sol yanın eksik kalır,yüreğine bir taş doldurur kimse fark etmez.
Ömrün boyunca o yürek yanıp kül olur."

Gözümden hiç istemesem de bir damla yaş süzüldü ama silmedim orda kalsın,kurusun istedim.

"Annem her şey için çok teşekkür ederim.Sen bana her şey oldun.Yeri geldi babam bile oldun.Babam öldüğünde sırf "akan burnumu çektiğimde konuşmama devam ettim.
"Sırf ayakta durmak zorunda olduğun için acını içine attın. Benim yanımda ağlayamazdın bilirdim geceleri bizim mutfaktaki sandalyeye oturur ağlardın 'bizi niye bıraktın 'diye de söylenirdin"

AZRAİL-Bir ölüm meleği-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin