6.Bölüm~Babamın Kokusu~

46 18 6
                                    

Yazar'dan

Adam her zamanki gibi kendisini gecenin karanlığında gizliyordu.
Yerde olan taşlar çıplak ayaklarına batıyor ve derin bir acı bırakıyordu. Fakat o bunu umursamayacak kadar çok acı çekmişti.
Depoya ulaştığında yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu ve kapıyı sertçe açtı.

Gördüğü boş sandalye ile elinde ki bıçak yere düşerek tok bir ses çıkardı.
Halattan olan kalın ipler kesilmiş bir şekilde yerdeydi, kan kokusu etrafa bulaşmışken,ortamın sessizliğiyle ürkütücü olan yer daha da korkunç olmaya başlıyordu.
Gözleri adeta çıldırmış gibi etrafa bakarken "Erkan seni kim aldı burdan?" diye fısıldadı.
Başının şiddetli bir şekilde dönmesiyle elini başına götürdü.

Derin bir soluk alıp günler öncesinde batırdığı yeri toplamaya başladı.

Hazan'dan

Siz hiç yıllardır almadığınız bir kokuyu hissettiniz mi?Ben tam da şu an hissediyorum.
Buralarda bir yerlerde babamın kokusu vardı.
Gözlerim anında dolmaya başlarken Turgay "İyi misin?"diye seslendi.
Gözlerimi kırpıp "İyiyim."dedim.
Başımı sol omzuma yatırdım "Sadece uzun yıllar önce ait bir duyguyu hissetim."
"Konuşmak ister misin?"
Sanki dakikalar öncesi didişmemeşiz gibi böyle bir soru yöneltmesi garipti.
"Hayır,teşekkür ederim. "
Başıyla rica edip mutfaktan çıktı.
Onun çıkmasıyla sandalyeye oturdum.

Babam,seni o kadar çok özledim ki.
Özlemimi anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.
İnsanlar der ya "eski zamanları özledik."
Ben de eski zamanları özledim, senin yaşadığın zamanları özledim.
Babamın hayatta olduğu günler paha biçilemezdi.
Varlıklı değildik, babam hergün eve eli kolu dolu gelemezdi lakin elinden geldiğince bize yetmeye çalışırdı ki yeterdi bile.
Sadece maddi olarak değil manevi olarak da yetmeye çalışırdı.

Sabahları beni öperek uyandırır, okula o götürürdü. Anneme her gün güzel sözcükler söyler,elinden geldiğince de renk renk çiçek
almaya çalışırdı.
O,beni baba sevgisinden mahrum bırakmamıştı.
Babası yani dedem çok kötü davranmış ona fakat o tam tersini yaptı.
Babasının izinden gitmedi,ona asla benzemedi.
Kendi çocukluğu kötü geçti diye benim çocukluğumu cehenneme çevirmedi.
Babam benim süper kahramanım oldu.

Özlemek.
İnsanın ölü birisini özlemesi çaresizliğini en büyük boyutuydu.
Giden birini özlerken içinde yine de bir umut kalır lakin ölen birini özleyince senin ona gitmenden başka şansın kalmıyordu.

Suretini özlüyor fotoğrafını açıyorsun yetmiyor,sesini özlüyor videosunu açıyorsun yetmiyor,kokusunu özlüyorsun en ufak şeyi onunla bağlantı kurduruyorsun olmuyor.

Babama olan özlemim o kadar çok derindi ki kimse unutturamıyor. Annem bana ne kadar iyi davransa da bir yanım hep eksikti. Bir yanımda çiçekler açarken diğer yanımda açmaya yüz tutmuş çiçekler, ölüyordu.
Bilmiyorum belki ben abartıyorum ama olmuyor.
Hasretim hiçbir şekilde dinmiyor.

🍂🍂🍂

Yeni bir güne gözlerimi asla açmak istemezdim.
İnsanlar odalarına giren güneş ışınlarının sinir bozuculuğu ile açarlardı. Ben ise tam aksine çalan telefon ile açmıştım.

Tabii bunda anormallik veya kötü bir şey yoktu ama annem hastahanedeydi ve her aramayı korkarak cevaplıyordum.
Kötü bir haber geldiğini sanarak korkuyorum ve kendimi teselli etmeye çalışıyordum.
Arama süresi dolduğunda kapandı.
Derin bir nefes alıp numarayı geri aradım.
Hastahaneden annem ile ilgilenen bir hemşireydi.

AZRAİL-Bir ölüm meleği-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin