**Yanlış olabilir özür dilerim**
SERKAN:
Damla'ya inanıyordum ama içimde hala bi burukluk vardı.
İzin günüm olduğu için eve gidecektim sonra ise yapamam gerekeni.
Hızlıca arabaya bindim saat 2'ye geliyordu.
O yüzden hızlıca gitmek istiyordum.**
Evde üstümü değiştirdim parfüm sıkıp hızlıca ayakkabılarımı giydim.
Arabaya bindiğimde nasıl hız yapmışım ki iki dakikada vardım.
İndim arabadan derin bi nefes aldım ve küçük bahçeli evin kapısını açtım.
Zile bastım sertçe sert bir şekilde vurdum kapıya en sonunda bi adam açtı.
Gözleri korku ile bana bakarken benim ise gözlerimle bir gram korku yoktu.
Düşmanımın karşısında durur gibi duruyordum karşısında.
Bana söyledikleri geldi aklıma ve kendime hakim olamayıp yakasından tutup yere fırladım.
Berat denen adam acı ile inlerken ben ise ona doğru konuşmaya başladım.
-Nişanlanıcaktın he.
-İyi yalan.
-Ne diyosun sen pislik git şurdan.Dedi bağırarak
Kalkmaya çalışırken bir daha yakasından tutup duvara yasladım gözlerimi ondan ayırmıyordum o ise kaçmak için uğraşıyordu.Boğazından sert bir şekilde tutuyordum.
-Bi söz var biliyomusun.Dedim sesim oldukça sert çıkarken.
-Ne sözü Manyak git burdan.!
-Yaşattığını yaşamadan ölmüyor insan,bak sen şu işe ölmüyormuş dimi.
Dedim nefretle kahkaha atarken.
-Bir daha o Damlanın ismini o pis ağzına almıyıcaksın.!
-Ama eceline susadıysan al..-Sen kim oluyosun be manyak.
Dedi elimle sıktığım boğazını kurtarmaya çalışırken.
-Ecelin..
Dedim ve bıraktım boğazını.
Arkama bakmadan hızlıca arabaya yürüdüm.
Derin bi nefes aldım arabaya binerek.Gaza yüklendim kafamı dağıtmak istiyordum artık dayanamıyordum iyi görünmektende yoruldum gülmektende yoruldum.
Neydi benim sınavım..
Bi kadın ve annesi için yaşayan bi adamı ne kadar yorabilirlerdi ki.
Senelerce tuttuğum nefreti kimseye gösteremem kendinden çıkarmak nasıl bir şey bilir misiniz?Çok mutlu bi adam gibi gözüküp içindeki yaralarını sarmaya çalışıp kimseye söylemek çok zor bir şey.
Boş yollarda gaza yüklenebildiğim kadar yüklendim.
Hız göstergesine baktım '195'
İçimdeki düşünceler ve nefretler artıyordu.
'197'
'199'
'200'
'212'
Derin bi nefes aldım.
Ve gazdan çektim ayağımı.
Sağ kenara çektim arabayı.
Derin derin nefes alırken.
Telefonumun çalması ile durdum.
'Damla'
-Alo nasılsın bitanem.
Dedim sakinleşmeye çalışırken.
-İyiyim de sen nasılsın senin kötü geliyo.
-Yok bir şey.
-Öyle olsun konuşalım mı diye aramıştım ama..
Dedi kısık sesiyle.
-Güzelim çok müsait değilim pek sonra arasam ben seni.
-Peki...
-İyisin dimi.
-İyiyim..Telefonu koltuğa attım ve yanımdaki suya uzandım.
Aklıma ne varsa gelmeye başlarken kendimden nefret etmeye devam ediyordum.
Babamın bana yaptığı kötülükler kardeşlerime yaptığı şeyler annemin o adama karşı katlanması.
Kaç gece gelip kollarımda ayaklarımda morluk bırakmaları
Küfürleri bağrışları aklıma geldikçe göğüsüm sıkışıyordu heryere yetişmekten yorulmuştum artık.Yıllarca içimde ölü bi adam taşımış içimde biliyor musunuz?!
Arabayı çalışdırdım hızlıca eve gidecektim toparlamak için kendimi.
Kaç kere geçirdiğim sinir krizlerini bir daha geçiriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTANIM!
Teen FictionSon iki haneyi yanlış yazarsanız ne olurki?!.. HİKAYEMDE KÖTÜ UNSUR YOKTUR!:)