🐾🐾 MİU 2 🐾🐾

233 28 1
                                    

Melih'in gidişinin ardından Berra ile kahvaltı ettiğimiz masaya oturduk yeniden.

" Ne istiyor bu geri zekalı senden? "

Dedi kahveleri önümüze koyarken.

" Birşey istemiyordu. Dedim ya vazo bakıyordu. "

" İnci bana yalan söyleme.
O hıyar üzerine geliyordu."

" Aman ya.
Neymiş benden hoşlanmış da konsere gidelim de. Falan filan dedi durdu. Ben de bastım reddi."

" İyi yapmışsın.
Bakma Hüsnü dede ye iyi olduğuna. O salak serserinin teki."

" Farkettim merak etme sen.
Eskiden bizim sınıfta bir yavşak Kaan vardı onun cinsinden buda."

" Neyse kahve keyfimizi bozmayalım."

Diyerek büyük bardak kahvelere giriştik.

" Imm kahve güzelmiş."

" Evet ya. İyi geldi. "

" Ee anlat bakalım. Ne kadar daha buradasın."

" Bir hafta on gün ancak.
Neredeyse bir ay olacak buradayım. Artık dönsem diyorum. İstanbul çok sıcak birazda Karadeniz turu düşünüyorum. Şöyle serin sepelek. "

" Valla ne güzel olurdu bende gidebilsem."

" İstermisin birlikte gidelim.
Yani bir tur ayarlarsam ve gidersem sanada haber vereyim. Sende ailenden izin al birlikte gidelim. "

" Olur valla. Hem de süper olur."

" Anlaştık o zaman.
Ankara'ya döneyim. İlk iş turlara bakacağım ve seni arayacağım."

" Tamam anlaştık.
Seninle gezmek çok keyifli olacaktır eminim.
Ama o güne kadar eve gideyim artık. Annem nerde kaldın demeden evde olayım. "

" Tamam canım görüşürüz."

Berra ile sarılıp atrıldık. O dükkandan çıkarken dedem girdi içeriye.

" Görüşürüz Hüsnü dede."

" Gidiyormusun? "

" Evet dede gecikirsem annemle kavga ederiz." dedi Berra sırıtarak.

" O zaman şunu al yiyerek git. "

Diyen dedem elindeki poşetten bir döner dürüm çıkarıp Berra'nın eline tutuşturdu.

Gerek vardı, yoktu tartışmasından sonra Berra elinde dürüm eve doğru yola çıkarken dedemde bize aldığı dürümlerle birlikte içeriye girdi.

" Ooo dedem emekli maaşı çekilmiş gördüğüm kadarıyla. "

" Evet.
Allah bereket versin.
Çektim borçları da ödedim. Gelirken de torununla birlikte döner yiyelim diyerek döner aldım. Üstüne de baklava."

Diye diye elindeki poşeti sabahki masanın üzerine boşalttı.

" Ama sözüm olsun sen gitmeden bir yemek yiyelim boğazda. "

" Yaşa valla dedem. Kesene bereket.
Ha bu arada o gıcık Melih dolabını getirdi."

Dedim bir yandan dürümümün kağıdını açarken.

" Gıcık mı?
Birşey mi dedi? "

Diyerek ters ters bakınca dedem.

" Yok dedem. Cıvık biraz da ondan öyle dedim. "

Dedim. Şimdi durduk yere dedemi üzmenin âlemi yoktu. Ben vermiştim ağzının payını.

Dedemle birlikte masaya geçip dürümlerimizi yedik ayranlarımızı içtik.

MİU ( TAMAMLANDI ✔️)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin