🐾🐾 MİU 8 🐾🐾

192 32 10
                                    

Arka bacaklarımın üzerine oturup kaldırdığım başımla gözlerimi tabloya dikmiş öylece baktığım resim nedense Dinçer'in bu çocuk olduğu hissini yaşatmıştı bana.

Dışardan görünen o sert kabuğunun altında hüzünlü bir çocuk olabilir mi diye düşünmüştüm.

Berra'nın Dinçer hakkında söylediği şeyleri hatırlamıştım. Sonra Hazal'a olan davranışlarını... Ardından da benimle, yani kedi olan benimle nasıl ilgilendiğini. Sonra babası için nasıl endişelendiğini.

Kütüphane gezisinin ardından üst kattaki odaları dolaşmış son olarak girdiğim küçük odayla apışıp kalmıştım.

Bu odanın her köşesinde Dinçer'in ve ailesinin küçük, büyük resimleri vardı. Annesiyle ve babasıyla olan küçüklük fotoğrafları. Yine annesiyle olan tatilde çekildiğini tahmin ettiğim fotoğraflar. Babasıyla okulda çekilen mezuniyet resimleri.

O an yeni birşey farketmiştim. Dinçer'in annesini hiç görmemiştim bu evde. Çünkü uzun zaman önce kaybetmişti annesini. Ve gördüğüm son resim bunun ispatıydı.

Taşında Günce Doğaner yazan bir kabir.

O an kalbimin üzerinde bir ağırlık hissetmiştim. Annem gelmişti aklıma. Annemi kaybetsem ne kadar üzüleceğim gelmişti. İster istemez dolu gözlerle çıkmıştım odadan.

Tekrar salona inmiş koltukta kısa bir şekerleme yapmış uyandığımda evin hâlâ boş olduğu farkedip bu kez yönümü mutfağa oradanda arka bahçeye çevirmiştim.

Büyük bir bahçesi bir havuzu ve meyva ağaçları vardı evin arka bahçesinde. Birde küçük bir sera. Yani normalde küçük, Ama şuan ki halime göre kooocaman.

İçini o kadar çok merak etmiştim ki koşarak ilerleyip aralık olan kapısından içeriye girmiş gördüğüm manzara ile öylece kalmıştım.

Ben hayatım boyunca böyle bir yer görmemiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ben hayatım boyunca böyle bir yer görmemiştim. Çok, çok güzeldi. Dakikalarca baktıktan sonra harekete geçip içinde gezinmiş renk renk çiçekleri bir bir koklamıştım. O an bu seranın asıl sahibinin Günce Doğaner olduğunu düşündüm. Bir erkeğin böyle bir sera ile uğraşacağını hiç sanmam çünkü. Dahası yerde yağlı boya ile yazılmış o yazıyı görmüştüm.

Seni çok özledim anne.

Yazıyı yazan Dinçerdi. Annesinden sonra bu çiçeklerin bakımı ona kalmıştı herhalde. Diye düşünerek dolaşmaya devam etmiş sıcak yüzünden basık olan hava ile nefesim daralınca seradan çıkıp rahat bir nefes almıştım.

Hava sıcak üzerimde kalın bir kürk çatlayıp ölmediğime şükrederek bahçeye yönelmiştim yeniden. Ve en güzel ânı yakalamıştım. Fıskiyeler...

Yeşil çimenle kaplı bahçedeki çimenleri sulamak için açılan otomatik fıskiyeleri görünce biraz olsun rahatlamak için resmen uçarak gitmiştim yanlarına altlarına girmek için. Yağmur hissi veren suyun altında kalıp bir süre ıslanarak serinledikten sonra silkelenerek kendimi biraz olsun kurutmuş bir oh çekerek eve dönmüştüm. Bu arada kedilerin yaptığı herşeyi yapabilmem şaşılacak derecede iyiydi. Kuruma hariç

MİU ( TAMAMLANDI ✔️)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin