" Sen yaşamak için ben ölmek için bir anlaşma yapacağız. "
Ne saçmalıyordu bu?
" Şimdi aç kulağını iyi dinle, fazla vaktim yok! Seninle on günlük bir anlaşma yapacağız."
" Ne? Ne anlaşması."
" Sen ne sabırsız bir şeysin ya!
Bu sabırsızlıkla iyi ki anında ölmedin."Avel gibi bakıyordum yüzüne.
" Sonuna kadar dinle önce."
Dedikten sonra boşlukta süzülen damlalar üzerinde rahat hareketlerle ileri geri yürüyerek devam etti konuşmasına. Bunu nasıl yapıyordu hâlâ anlamıyordum.
" Dediğim gibi ben yer altı bekçilerinden biriydim. Yani ölüler dünyasının. Elimden kaçan ve ortalığı alt üst eden bir ölü yüzünden cezalandırıldım. Hemde en ağır şekilde.
Ruhum bedenimden çıkarılıp canım kadar, yani dokuz parçaya bölündü ve dünya üzerine dağıldı. Sadece bir parça hâlâ bedenimdeydi. Bu sayede çok uzun yıllardır kendi ruhumun parçalarını arıyordum.
Kalan sekiz parça için gezmediğim yer, görmediğim ruh kalmadı. Ama sonunda altı parçayı bulmayı ve yemeyi başardım."
" Yemek?
Sen ruh mu yiyorsun? "" sadece kendiminkini. " Dedi dili dişlerinde ve ağzının kenarlarında bir tur gezerken.
" Normalde ruhumun her bir parçası bir insanda olmalıyken çok şanslıyım ki nasıl olduysa iki parçası birden sende bir arada. Yoksa beş günde ne yapardım bilmiyorum. Yani sen sonuncusun."
" Ne? Ne anlatıyorsun sen ya!
Dediklerinden hiç birşey anlamıyorum ben!Yani ruhumu mu istiyorsun. Bunu mu demeye çalışıyorsun? "
" Aynen!
Sadece beş gün aynı bedende yaşayacağız hepsi bu. Seni yiyerek bedenime alacağım. Bu sayede sende ki parçalarım bende kalıp ruhumu tamamlarken beş gün sonra sen hayatına ben ölüme döneceğiz.
Daha doğrusu ben yer altına dönebileceğim. "" Dur bir dakika!
Ya ben beş gün daha bu hâle gelmeseydim. Ruhum bedenimden ayrılmasaydı, o zaman ne olacaktı."" Kaderinde ayrımlar olsada değişmez şapşal."
" Bir dakika bir dakika."
Dedim yine. Yeni dank eden cümle ile.
" Ne?
Beş gün senin bedeninde yani bir kedi gibi mi gezeceğim ben. Yok artık!
Bu çok büyük bir saçmalık!Hayatta olmaz!
Kabul etmiyorum!
Ben kedi bedeninde falan yaşayamam."
Bir anda önümde durdu. Dişlerini göstererek ve tıslayarak konuştu.
" Öyle bir şansın yok ruh!
O saçlarındaki ve bedenindeki saf beyazlık ve gözlerindeki maviler bana ait.
İster gönüllü, ister zorla alacağım onları senden. İş birliği yapmanı öneririm! "" Ne diyorsun sen ya!
Gözlerimi mi oyacaksın?! "Dedim korkuyla.
Bu iş iyice çığırından çıkmaya, korku filmlerine benzemeye başlamıştı. Bana bakarken gözlerini devirdi resmen." Öyle mi dedim ben?! "
Dedi gayet sakin. Ardından,
" Onun yerine ruhunu zorla yiyeceğim!"
Bu kez pis pis güldüğüne yemin edebilirim ama ispatlayanam.
" Hem neden itiraz ediyorsun ki? Sende bu beyaz saçlardan ve soluk mavi gözlerden kurtulacaksın. Bu özellikler benim parçam olan ruh yüzünden sende. Beş gün sonra ailendeki herkes gibi siyah saçlara ve kahve gözlere sahip olacaksın. "
![](https://img.wattpad.com/cover/357097987-288-k441784.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİU ( TAMAMLANDI ✔️)
Fantasy( KISA HİKAYE) Hayatınızda büyük konuşunuz mu hiç? Ben konuştum. O günden sonra büyük konuşmaya tövbeliyim. " Valla kadın haklı. Ben bu adamın karısı olmayı bırak evde beslediği kedisi bile olmak istemem!" Dediğim adama aşık oldum.