-Varis-

55 125 0
                                    


Merhabalar, oy ve yorumlarınızı bekliyorum. 

"Taşın yeni hükümranı, geleceğin taşa; taş da yüreğine gizlenmiştir. Görmeyi bildiğin vakit sır senindir. Unutma gördüğün ile baktığın aynı değildir."

Uluyan rüzgâr, deri zırhların içinden bile kendini hissettirmeye başlaması ile Umay'ın açık bıraktığı saçlarını da havalanıyordu. Uzun zaman ata binmenin faydasını şimdi görmüş, herkesin deli dediği atla uyum sağlamıştı. Havanın kararması ve ormanın derinliklerinde ağaçların sıklaşması yüzünden atı rahvan sürüyordu. Yanında kırmızı takımı ile gördüğü Aşpartma 'ya döndü.

"Bu ne zamana kadar böyle gidecek. Biz değil de atlar yoruldu." dediğinde Aşpartma omuzlarını salladı. "Bilmem ki. Tiginimiz bir gecede gitmeye kararlı görünür. "Dedi. O sırada Alpagut atını durdurdu. Elini yumruk şeklinde kaldırınca da diğerleri de durdu. Alpagut atından inmeden Tonga'ya döndü.

"Dinlenmek için burası uygundur. Tonga gidip odun toplayalım. Bir ateş yakıp aş yedikten sonra da yatarız. Gün doğumu ile de yola çıkarız." dediğinde Tonga hemen atından atladı. "Yarlık sizindir tiginim." dedi.

Beylerin atlarından inmesi ile Umay ve Aşpartma da atından indi. Aşpartma kendi atı ile Umay'ın da atının yularını tutup "Ben atları bağlayayım." diyerek en yakın ağaca ilerlerken Umay da boş kalmış etrafına bakınmaya başlamıştı. Kafasını gayrı ihtiyarı gökyüzüne kaldırdığında onu yıldızlar karşıladı.

"Gökyüzü, gökyüzü çok açık. Elimi uzatsam dokunacak gibiyim." Demesi üzerine Aşpartma atının üzerine sardığı heybeden aldığı kırba ile gelip Umay'a uzattı. "Öyledir. Bu gece hava da açık bu yüzden yıldızlar bize yol gösterir." dedi. Umay ona döndüğünde uzattığı şişeyi büyük bir mutlukla eline aldı. Şişenin ağzını dudaklarına götürüp suya hasret dudaklarını suyla kavuşturdu. İki üç yudumdan sonra kavuşmayı kesip şişeyi sahibine geri verdiğinde derin bir nefes alıp verdi.

"Ben ne yapabilirim?"

Aşpartma "Yapacağımız bir şey yoktur. Biz de etraftan odun toplayıp ateşi yakalım. En azından ısınmaya başlarız." demişti. Umay "Ben hemen toplarım." diyerek hemen yerlere bakınmaya başladı. Gördüğü ilk dalı alıp "Bak bunla başlayabiliriz. "Dedi. Aşpartma gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

"Umay, kuş yuvası mı yaparsın? Ateş mi yakarsın karar veresin hele?" dedi. Umay da gülmeye katılarak omuzlarını salladı. "Ne gülüyorsun be? Gece vakti ben sana kalın dalı nereden bulayım?" dediğinde bir çıtırtı duymaları ile ikisinin de gülüşü bozuldu.

Umay Aşpartma'nın arkasına geçerken "O neydi?" dedi.

Aşpartma sesini kısıp yavaşça kılıcını kınından ayırırken "Bilmiyorum. Sessiz olalım. Çapulcularsa geçip gitsinler." dedi. Bu sırada ikinci çıtırtı duyuldu. Hemen ardından da boğuk bir hırıltı. Umay korkmamak için dişlerini birbirine bastırıp ellerini yumruk yaparken Aşpartma kafasını salladı. "Umarım düşündüğüm değildir." dedi "Şimdi sessizce hareket ederek ağacın arkasına saklandı.

Umay kaşlarını çattı. "Aşpartma ne oluyor?" diyerek tepkisini gösterdiğinde ay ışığı tam önlerine düştü. Aşpartma'dan biraz daha uzun bir canavar karşılarına çıkıp kükredi. Kulakları sağır edici ses Umay'ın damarlarına kadar titremesine sebep olurken Aşpartma kılıcını ona doğru savurdu.

"Bu bir Yaztırnak." dedi. Daha sonra bir adım geriye çıkıp sağa döndü. Umay olduğu yerde kaldığında canavarın neye benzediğini çözmeye çalışıyordu.

Umay : Başlangıç (1) -Kitap OlduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin