Umay : Başlangıç (1) -Kitap Oldu

Erlik

Merhabalar arkadaşlar. Yeni bölüme hoş geldiniz.
Medya : Temsili Erlik
"O Kayra'ya karşı gelip isyan çıkardı. Kayra da ceza olarak onu ve yandaşlarını yer altına hapsetti."

Birinci bitig ikinci bölüm.

Göklerden kovulmuş olan aracı ruhlardan biriydi Erlik. İnsanlığın var oluşundan önceydi. Diğer koruyucu ruhlar gibi o da Kayra'nIn yarattığı bir ruhtu. Henüz dünya yeni yaratılmış, hayvanlar yerleştirilmişti. Kayra'nın bu zamana kadar yarattıklarından farklı olarak ilk insanı yaratacağı kesinleşmişti. Erlik için bu sorun değildi ancak kendisinden daha aşağıda yaratılmış olan aciz insana Kayra'nın vakti geldiğinde vereceği üç taştı.

"Bunu yapamazsınız!" diyerek gök meclisinde söz aldı. Sinirle burun kanatlarını oynatarak konuştu.

"O üç taş, evrenin özünü içeriyor. Bu taşlar insanoğluna göre değildir. Ancak bizim gibi belli güçlere sahip olanlar içindir. Tıpkı diğer iyeler arasında en güçlü olan ben gibi. O taşlar benim hakkım. Aciz insanların değil" dediğinde Kayra hiddetle konuştu.

"Bu isyandır! Hem sen ne cüret ile benim kararımı sorgularsın?" dediğinde Erlik "Evren özünü sizden; ben ve iyeler de evrenden güç alırız. Evrenin özü sınırsız olsa da ona hükmedenin artması bizim aldığımız gücü azaltacaktır. Ben insanların ruhuna hükmetme gücümü aciz insanlıkla paylaşmak istemiyorum. Hem onlar bir gün, isyan çıkarıp güçlerini size karşı kullanırsalar ne olacak? Birbirlerini o taşlarla öldürmeye kalktıklarına ne olacak? Beni kafeslere atıp cezalandırarak yanlış yapıyorsun" dediğinde üç farklı yerden üç farklı kapı açıldı ve bir davul sesi yankılandı. Kayra

"Hükmün verildi Erlik!" dedi." Bu isyanına devam ederek senin emrine verdiğimiz diğer öz iyeleri ile yerin yedi kat altında yaşamaya mahkûm oldun. Bundan sonra yerin yedi kat altında demir kafesinde yaşayacaksın. Senin peşinden gelen iyelerin ise sonsuza değil yer yüzü ile gök arasında yaşamaya mahkûm edilmiştir." Dedi. Erlik kahkaha attı.

"Yanlış yaptığınızı size göstereceğim. İyelerim ile insanların ruhlarına fitne tohumları ekip kalplerine kötülük salarak size isyan etmelerini sağlayacağım. Hepsini yolundan saptıracağım!" dediğinde Kayra "O vakit ben de onları senin gibi cezalandırır, Tamagdır da kızgın demirden kafeslere hapsederim!" dedi.

O gün bu gündür yerin altında hapisti Erlik. Demirden sarayında oturuyordu şimdi. Dört bir yanı, altı ve üstü demirden yapılma olan sarayın duvarlarını aydınlatan ateş sinsi sini yanarken o da odanın köşesine yaptırdığı tahtında oturuyordu. Tahtının arkasından iki büyük yılan figürü bükülerek ön tarafa geliyor kafaları erliğin omuzlarının üzerinde kalıyordu. Bu demirden tahtın iki yanında iki büyük demir top oturuyor, arkalığın arkasından başlayıp tavana uzanan üç ok da kendisine biati seçen uç ırkın boylarını temsil ediyordu. İyelerden, albızlar; insanlardan Yuciler, hayvanlardan Yaztırnak, Erliğin yer yüzündeki temsilcileriydi. Yıllar önce Yuci boyunu kendisi ikna etmişti savaşa ancak tam yenilecek olan Türütler, üç taşın ortaya çıkması ile kazanmışlardı. Taşların savaştan sonra ortadan kaybolması ile yıllardır taşların yerini arıyordu.

Taşlara ulaşmayı başarabilirse ondan koparılan gücüne kavuşabilirdi. Taşların gücünün sadece hak edenlere hizmet ettiğini biliyordu. Bu yüzden hem taşların hem de taşların koruyucularının peşindeydi. Yıllar öncesinden beri taşların sahiplerini biliyordu. Kara Taş, Alpagut Tigin'in hükmünde; Gök taşı, Tonga Alp'te öz taşı ise henüz yeni sahibini seçmemişti. Taşın ilk hükmedicisi olan Uldız Katun'un ölmesinden bu yana tam 2 yıl geçmiş ama yeni hükmedici henüz belli olmamıştı. Uldız Katun'u kendi elleri ile öldürürken taşın hükmünün, Uldız'ın söylediğinin aksine, büyük balası Gökçe'ye geçeceğini sanmış ama Uldız haklı çıkmıştı.