Bölüm 1: Tehlike

291 9 22
                                    

Belki de tehlikeli olan bizdik ama biz başkalarını tehlikeli sanıyorduk...


Ben Deniz. Bugün okulumda ilk günüm ve okula adım adım ilerliyordum. Babamla annem yıllar önce ayrılmıştı ve annem, babamın İzmir de yaşayarak yüzünü görmeye devam edemeyeceğini ve her yüzünü gördüğünde acı çektiğini söylediği için bir görev için İstanbul'a geldik. Annem polis ve onun için sürekli şehir değiştirmesi ve orada en fazla bir sene kalması gerekiyordu. Burada kaç sene yada kaç ay kalacağız bilmiyordum. Yavaş yavaş okula girdiğimde çarpan çarpana, küfürler edenler, linçlenenler! Burası resmen bir zorbalık yeriydi. İlerlerken birisinin çarpmasıyla yeter artık denilecek noktaya gelmiştim.

"Yavaş!" Diye yükselmeme sebep olmuştu. O kadar sinirlenmiştim ki o an. Sebebi okulun saçma sapan öğrencileriyle dolu olmasıydı.

"Önüne bak sende." Diye yanıt verdi sarışın çocuk. Sinirlerim kat kat artıyordu.

"O kadar ergensin ki oturup sana laf anlatacak vaktim yok. Ama umarım bir gün tekrar karşıma çıkar ve o an hatanı kabul eder özür dilersin." Arkamı döndüğüm gibi uzaklaştım. Biraz ilerleyip okulun isminin önünde durdum ve ismini dışımdan okudum. " Aras Kolejleri" O an düşündüm; ne gibi maceralar, ne gibi olaylar ve hatta bu okul bana ne gibi uğursuzluklar getircekti? Okulun içine girip sınıfımı ararken, bir kız grubuna rastladım. Kızlara sınıfı sormak için yanlarına ilerledim. Kızlar onlara doğru ilerlediğimi fark edince, beni baştan aşağı süzmeye başladılar. Sevimli olmaya çalışarak dudaklarımı araladım,

"Ben... sanırım sınıfımı bulamıyorum. 12/D nerede biliyor musunuz?" Sorduğum soruya sarışın bir kız cevap verdi,

"Canım şu merdivenlerden yukarı çık sola dön biraz yürü koridorun sonunda sağda kalıyor." Hafifçe gülümsedim.

"Teşekkür ederim." Dedim ve arkamı döndüğüm an, kızların fısıldama hatta gülüştüklerini duydum. Neden güldüklerine anlam veremesem de kızın dediğini yaptım. Koridorda dediği yeri arıyordum. Bu kat o kadar ıssız bir kattı ki kimse yok denebilecek kadar az insan vardı. Kimisi kulaklığını takmış merdivene oturmuş şarkı dinliyordu, birisi tek başına pencereden bakıyordu. Resmen yalnızlık katıydı! Kızın dediği gibi sınıfa geldiğimde içeri bodozlama daldım. İçeride dört erkeğin oturup telaşlı bir şekilde konuştuklarını gördüm. Hepsinin bakışları bana döndü ve hepsi susup bana bakmaya başladılar. 23 nisan gösterisine çıkmış çocuklar gibi ortada onlara bakıyordum. Aralarında kumral, uzun boylu ve oldukça hoş bir çocuk yanıma gelip tepemde durdu ve konuşmaya başladı:

"Hayırdır? Birine mi baktın?" Hoş olduğu kadar ukala bir insandı. Gözlerimi devirdim ve konuşmaya başladım.

"Keşke bütün kızlar seni dışarıdan gördüğü gibi içini de direkt görse. Dışarıdan böyle hoş, iyi çocukken içeriden ukala, soğuk bir çocuk olması çok ilginç." Dediğimde kumral çocuk bir kahkaha attı.

"Yakışıklı olduğumu çok güzel özetledin ama aptal kız, herkes senin gibi ukala olduğumu düşünmüyor. Ve şimdi asıl soruya geri dönelim, ne işin var burada?" Ona ve arkasında oturan diğer iki erkeğe baktım.

"Sana açıklamam gereken bir olay görmüyorum." Diye mırıldandığımda arkasında ki arkadaşları da kendilerini tutamayıp gülmüşlerdi.

"Eğer benim olduğum bir yere geldiysen, ne yediğini bile açıklaman gerekiyor!" Bilmiş bir şekilde kahkaha attım ve dudaklarımı araladım.

"Öyle mi sayın bilmiş? Peki. Bana, burada üç tane aptalın bir araya gelip cinayet işlediğini söylediler." Dedim. Evet evde bir polis ve bir savcıyla yaşaya yaşaya böyle ciddi konuları kafamda kurabiliyordum. Ama o an enteresan bir şey oldu. Karşımda ki kumral bir anda elini yumruk yaptı ve dudağını ısırdı. Diğer arkadaşları anında ayağa kalktı. Neler oluyordu?

Gecenin Son DokunuşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin