Bölüm 2: Katil

109 7 0
                                    

"Bir katil bu kadar masum bakabilir miydi.."


Eve geleli üç saat oluyordu ve ben karar vermek zorundaydım. Okulumu değiştirip, ne tehlikesi olduğunu bile bilmediğim tehlikeden kurtulacaktım. Ya da onların yanında kalacaktım. Onları tanımıyordum ve hatta isimlerini, sınıflarını, numaralarını hiç bir şey bilmiyordum. Sahiden kimdi onlar? Katil mi, suçlu mu, suçsuz mu? Gerçekten hiç bir şey bilmiyordum ve bilmediğimi bilerek onların yanında kalamazdım. Odamdan  çıkıp annemin yanına gittim. Annem her zaman ki gibi silahını temizliyordu. Geldiğimi fark edip, silahını masaya koydu.

"Sana kaç kere, benim yanıma gelirken bana seslen diyeceğim?" Annem böyleydi işte. Tedbirli, cesur ama tek korkusu ben.

"Seninle bir şey konuşmamız gerekiyor." Sesim çok ciddiydi. Annem gözlerini  gözlerime dikti ve karşısına oturdum. Bir sorun olduğunu anlarcasına bakış attı.

"Deniz, acelem var kızım ne anlatacaksan anlat hadi." Her zaman ki gibi; işleri benden daha önemliydi.

"Ben okulumu  değiştirmek istiyorum." Daha bugün gittin ne alaka der gibi bakıyordu.

"Neden, bir sorun mu var?" Çok sorunum vardı anne ama sana bunu anlatamazdım.

"Sadece... Bilmiyorum... Çok disiplinsiz bir okul." Annem buna inanmayarak baktı yüzüme.

"Her zaman ki gibi Deniz... Baban gibi; şikayetçi, huysuz birisin. Yeter kızım. Senin bu ergenlik depresyonunda uğraşamayacak kadar işim var. Çıkıyorum ben kapıları iyi kilitle, iyi geceler." Yüzüme bile bakmayarak ayağa kalkıp silahını beline takıp rozetini aldı. Tam kapıdan çıkacakken arkasından seslendim yada bağırdım.

"Bu zamana kadar sorumsuz ebeveyn olarak bana aile olmaya çalıştınız... Ben hep kendi başıma bir şeyler yapmaya çalıştım. Parka gitmek istedim götürmediniz, oyun oynamak istedim oynamadınız. Ben kapıda duran güvenliklerle oyunlar oynadım anne. Benim arkadaşım bile olmadı... Şimdi senden tek bir şey istiyorum onu da yapmıyorsun. Teşekkür ederim anne..." Annem bana dönüp kınayan bakışlarla bakıyordu.

"Böyle mi düşünüyorsun sahiden?" Başımı salladım ve konuşmaya devam etti, "İzmir'e dön o zaman! Babana git." Arkasını dönüp kapıyı sertçe çekip gitti. Gözümden akan bir damla yaşı silip odama çıktım. Telefonumu elime aldığımda gördüğüm şeyle şoka girdim.

35 Cevapsız arama

Yabancı numaraydı ve hepsi aynı numaraydı. Numarayı tam arayacakken telefonum çalmaya başladı. Endişeyle çalan telefonumu açtım.

"Alo?" Dedim ama karşı taraftan sadece nefes sesi geliyordu. Bir kaç saniye sonra karşı taraftan yanıt geldi.

"Ben Ayaz." Ayaz mı? Şu okulda kumral olan çocuk muydu?

"Numaramı nereden buldun?" Merakla sordum.

"Okul kayıt defterinden. Ama konumuz bu değil. Konum atman lazım seni almamız gerek." Hemen yanıt verdim.

"Almanız mı gerekiyor?" Ayaz anlamadığım bir şekilde güldü.

"Konuşmamız gerek. Konumu bekliyorum." Buranın konumunu atamazdım her yer sivil polisle doluydu ve tüm gözler benim üstümdeydi. Ne çıkabilirdim ne onlar gelebilirdi. O an ağzımdan bir yüksek ses çıktı.

"OLAMAZ. İMKANI YOK!" Ayaz şaşırmış olmalıydı ki cevap vermesi gecikti.

"Neden?" Nedendi? Yalan söylemek istemiyordum ama söylemek zorundaydım.

"Evde değilim o yüzden."

"Neredeysen oranın konumunu at o zaman! Bekliyorum üç dakikan var atmazsan kayıt listesinden öğrenip geleceğiz." Ve telefon kapandı. O an ne yapacaktım bunu  düşünüyordum. Tek çare yalana başvurmak. Hemen dolabımdan mavi tişörtüm ve siyah kotumu giyip üstüme de montumu geçirip evden çıktım. Çıkar çıkmaz Kemal abiyle karşılaştım yani birinci sivil polis.

Gecenin Son DokunuşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin