"Bir yanımız ölüm, bir yanımız doğum ve doğumları kabul ederken, ölümleri reddediyorduk."
Gözlerimi ağır ağır gün ışığına açtım ama üstümde ki yorgunluk ve halsizlik hala üzerinde duruyordu. Yatağımdan kalkıp direkt dolabıma yöneldim. Bugün dersim yoktu ama her zaman ki gibi üzerimi illa bir şeyler giyme isteği vardı. Üzerime mavi tişörtümü, atlıma da siyah kotumu giyip odamdan çıktım. Mutfağa indiğimde herkesin hala uyuduğunu anlayabiliyordum. Saat çok geç değildi ama neden hala uyuyorlardı? Dersleri yok muydu? Kahvaltıyı hazırlamaya koyulduğumda arkadan birinin sımsıkı sarıldığını hissettim. Arkama dönmeden anlayabiliyordum, kokusu...
"Uyanmışız ve kendimizi yormaya niyetlenmişiz." Domatesleri tabağa koyarken gülümsedim.
"Sende kendini yormak ister misin ki bence istersin... Fırına gitsene ya ekmek kalmamış." Bulut'un kıkırdadığını duydum.
"Bence Emir gider gibime geliyor." O sırada esneyerek merdivenlerden inen Emir'i gördüm.
"Biri beni mi andı?" Buluttan ayrılıp masaya domatesi ve peyniri koydum.
"Emirciğim ekmek almaya gidiyormuşsun." Diye mırıldandım.
"Daha dün gittim yine mi bitmiş ya!" Bir kahkaha attığım sırada Buluttan hiç beklemediğim o cümleyi duydum.
"Ee oğlum evde 6 kişi yaşıyoruz normal değil mi?" Emir bize doğru adım attı.
"Deniz sana bir şey diyeceğim... Bu nasıl mimarlık kazandı? Bunun matematik 0." Ben konuşamazken Emir ve Bulut hala aralarında konuşuyordu.
"Yok bence doğru hesap." Dedi Bulut.
"Nasıl oğlum? Bade, ben, Ayaz, Deniz, sen tamam işte beş kişiyiz." Bulut durdu durdu ve kaşlarını havaya kaldırdı.
"Cık yanlış cevap... Bir kişi yolda." Emir anlamayarak kaşlarını çattı.
"Cemre geri mi geliyor?" Bulut başını salladı.
"Yok başka biri geliyor." Emir olayları çözmeye çalışırken Ayaz ve Bade gelmiş ve masaya oturuyorlardı.
"Ne oldu yine buna?" Bulut Ayaz'a gülümsedi.
"Ya oğlum biz evde beş kişiyiz ve Bulut diyor ki altı kişiyiz biri yolda geliyor ama henüz çözemed-" Derken Ayaz birden ayağa kalktı.
"HASSİKTİR! YOKSA?" Emir hala anlamıyordu.
"Ben teyze mi oluyorum?" Bade'ye başımı salladım. Emir o an durakladı ve gözlerini full açıp etrafa bakındı.
"Amca mı oluyorum ben!" Ayaz Bulut'a sarılırken ben Emir'e doğru ilerdim.
"Dayı oluyorsun sevinsene!" Emir'in gözünden bir damla yaş akıp giderken ben şokla ona baktım.
"Ne oldu?" Diye sordum telaşla.
"Oğlum ben gidiyorum ve benim bir yeğenim mi oluyor! Yapma ya..." Benimde gözlerim dolduğunda, gidecek haberini öğrenen Ayaz, Bulut ve Bade'ye baktım. Onlar bilmiyordu ve yeni öğreniyorlardı.
"Nereye gidiyorsun oğlum sen?" Tüm odaklar benim üzerimden gidip Emir'in üzerinde toplanmıştı. Bir süre hepimiz sessiz kaldık ve her birimiz kahvaltı masasının bir köşesinde oturmuş bir cevap bekliyordu.
"Abi söyleyecektim size ama zaman bulamadım." Ayaz birden Emir'e sinirlenmiş gibi bakışlarını dimdik ve sert bir biçimde Emir'e çevirdi.
"Ne zaman söyleyecektin kardeşim? Ha pardon kardeşlik böyle uzak mesafeden olmuyordu, unutmuşum." Masa o kadar gergindi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Son Dokunuşları
Teen Fiction"Savaşmak için buradaydım ve savaşacaktım. Kimdim, neydim umurumda değildi, şu an tek istediğim benliğime ulaşmaktı. Evet savaşacaktım, ben korkak değildim savaşacaktım. Ama her savaşta bir galip ve bir kaybeden olacaktı.." "Seviyorsun sanmıştım..."...