Bölüm 5: Yüzleşme

60 3 1
                                    

"Sence biz de bu yıldızlar kadar parlak ve özgür olabilecek miyiz? Sence biz birbirimizi koruyabilecek miyiz?"

Okuldan çıkıp arabaya bineli bir saat olmuştu. Ne o ne ben konuşuyorduk... Yağmurlu, fırtınalı bir havada elim, kolum kan olmuş şekilde nereye gittiğimizi bile bilmiyorken yanımda bir katille baş başaydım. Bir uçurumun en dibinde durduğunda bakışlarımı ona asla çevirmiyordum.

"Ben böyle bir insan değildim. Tamam bencildim, öfkeliydim, kötüydüm ama inan bana Deniz ben bir canlıya zarar verecek kadar şerefsiz değildim." Öfkeyle dudaklarımı araladım.

"Demek ki şerefsiz bir insanmışsın!" Bakışları uçuruma bakıyordu. Bende çevirdim bakışlarımı onun baktığı yere.

"İster küfür et, ister polise git. Ben bu bok çukuruna batmışım bir kere."

"Beni de öldürmeyecek misin? Seni gördüm ve polise gidebilirim." Başını salladı.

"Anlaşma yapacağız diye biliyorum?" Öfkeyle çevirdiği gözlerine baktım.

"Ne anlaşması, Ne saçmalıyorsun sen?" Torpidodan çıkardığı ıslak mendille ellerini silerken konuşmaya başladı.

"Bu olaylardan sonra sence seni bırakacağımı mı sanıyorsun? Ayazlarla beni takip ettiğini biliyorum, bugün seni sokağa bıraktıklarını gördüm. Geçen gün oda da telefonla konuşurken duydum seni. Daha sayayım mı? Ben aptal mıyım? Eğer Deniz, bu olaya birinden bahsedersen sana yemin ederim Ayaz'ı, Emir'i, Kerem'i, anneni, babanı herkesi öldürürüm. Bunu yaparım yemin ederim yaparım." Yutkundum. Gözlerinin en içine baktım. Evet yapardı. Gözleri resmen ben yaparım diye bağırıyordu.

"Ne istiyorsun?" Gözlerim öfke püskürüyordu.

"9 ay boyunca, çevrendeki herkese benimle sevgili olduğunu söyleyeceksin. Bana aşıksın, çok seviyorsun. Bunu söyleyeceksin."

"Ne? Ben bunu yapamam." Kocaman kahkaha attı ve elinden telefonunu çıkardı. Birini aramaya başladı ve karşı taraf telefonu açınca hoparlöre aldı.

"Abi neredesin?" Dedi Bulut.

"Seninkiler eve gitti onların bahçesinde izliyorum. Ayaz sipariş verdi yemek yiyecekler." Nutkum tutulmuştu.

"Tamam abi. Benden haber bekle." Telefonu kapattı. Donakalmış şekilde bakıyordum suratına. Midemi bulandırıyordu. Tırnaklarımı yüzüne geçirmeme çok az kalmıştı.

"Senden nefret ediyorum."

"Duygularımız karşılıklı prenses." Derin bir nefes aldım. Sakinleşmem gerekti.

"Onlarla arama mesafe koyamam, anlarlar. Onlara hala planın içinde olduğumu ve seni kendime aşık ettiğimi, sevgili olduğumuzu söyleyeceğim. O sırada senin hakkında onlara bir şeyler anlatacağım." Söylediklerime karşılık kocaman kahkaha attı.

"Beğendim.. Güzel fikir."

"Peki neden 9 ay sürecek bu oyun?" Gözlerini gözlerime dikti.

"Çünkü mezun oluyoruz prenses. Ben bu ülkeyi terk ettiğimde özgürsün."

"Ölen kıza ne olacak? Yani orada kaldı." Derin bir nefes aldı.

"Çok soru soruyorsun." Bakışları sertti.

"Artık eve gitmek istiyorum." Diyerek kapıyı açarken kolumdan tuttu.

"Nereye?" Gözlerim bitik halde kolumda ki eline kaydı.

"Sana itaat etmeyeceğim herhalde. Eve gideceğim." Başını salladı.

"Bugün eve gitmeyeceksin. Seninle olayları konuşacağız, ara anneni söyle." Derin nefes verdim.

Gecenin Son DokunuşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin