5.Bölüm

213 12 2
                                    

YAZAR ANLATIMI

Evdeki herkes odalarına çekilmişti. Fikirleri farklı düşünceleri aynıydı. İçlerinde öfke ve nefret olanda vardı. Sevip sarmalamayı isteyende ,sevip sarmalanmayı isteyende. Kartal, bu kadar kardeşi varken başka ve onun kanından olmayan bir kardeş istemiyordu. Sindiremiyordu. Deniz, Demir, Doğu onlar ise arafta kalmışlardı tabi ki de bir yabancıya kardeşim diyemezlerdi hem o kızın amaçları farklı olabilirdi daha öncede böyle olmamışmıydı. Ömer,  evin en küçüğü en haylazı o da istemiyordu içinde saf nefret vardı geçmişten kalan. Batı, belki de her şeyin farkında olan ön yargıyla yaklaşmayı kendine yasaklayan kişiydi fakat  kardeşleri öyle değildi işte kendilerince haklıydılar ama hayat düz pencereden ilerlemiyordu onlar bunun farkında değildi.

Asaf Kara, çocuklarının yaptıklarını desteklemiyordu ama karşıda çıkmıyordu her ne kadar inkar etse de çocuklarından farklı düşünmüyordu. Evlatlık edinme işini de biricik karısı için kabul etmemişmiydi zaten.

Hazal Özgün (Kara)

Sabah gözlerimi yorgunlukla açtım uykusuzluktan gözlerim ağrıyordu. Gece boyunca yatamamıştım sanki beynimin içine zorla evlendirilmeye çalışılan küçük bir kızın düğünü vardı ölmüştü  ve üzerine toprağın atılmasını bekliyordu görünmez olmak için. 

sakin adımlarla yataktan çıktım odadan çıkmaya niyetim yoktu çok açtım ama onları  bana olan bakışlarını görmek istemiyordum. Ürkütücüydüler, nefret doluydular sahi ben ne yapmıştım da o bakışlara maruz kalıyordum. Ben onları istemiyordum mecbur bırakılmıştım. 

Dün en son ne zaman su içtiğimi bile hatırlamıyordum. Yutkunma ihtiyacı ile yutkundum ya da çalıştım çünkü boğazım tahriş olmuştu suya ihtiyacı vardı ve Allah kahretsin ki odada suya dair hiç bir şey yoktu.  Öksürerek odadan hızla çıktım sanki boğazım birbirine yapışmıştı. Mutfağa girip suyu içmeden  önce birine çarpmıştım kim olduğuna bakmamıştım, bakamamıştım. Umurlarında olduğumu da sanmıyordum. Bardağı alimden bırakıp odaya dönecekken karnımdan çıkan sesle dudaklarımı ısırdım. Açtım hem de çok açtım ama utanıyordum hep utanırdım zaten ben elimde değildi asosyal olmayı ben seçmemiştim. Dolan gözlerimi ellerimle kapatıp odaya koşmaya başladım birinin kolumdan tutmasıyla durdum "ne oldu kendini acındırmak için birde bu yolu mu deneyeceksin?" alayla tükür gibi söylenen sözlerle gözlerimi sıkıca yumdum sonra başka bir ses geldi "zavallı kızı rahat bırakın annem evde yok kendini acındıracak kimsesi yok boşuna telaş yapmasın" gülüş sesleri. Kolumu bırakması için çırpınmaya başladım aniden elini çekince yere kapaklandım. Göz yaşları içinde ayağı kalkarken onlar kahkaha atıyordu. Burnumu çekip koşarak odaya girdim. Yatağın içine girip ağlamaya başladım ailem gelsin diye Tanrıya dua ederken suçumu düşünüyordum.

****

Akşam olmuştu  yarın okul vardı. Benim yanımda hiç kitap yoktu bugün yurda gidip alacaktım ama yaşananlardan dolayı korkak gibi sineme çekilmiştim. İstemeye istemeye aşağıya indim kimseye görünmeden dışarıya çıkacaktım. verandadaki hırkamı alıp üstüme geçirdim kapıdan çıkmak için açtığım kapıda Gizem hanım, Asaf bey ve Kartalı görmeyi beklemiyordum. bana şaşkınca bakan Gizem hanıma bakıp gergince açıklama yapmaya başladım "şey yarın okul var da kitaplarım orda kaldı onları almayı unutmuşum." Duyduklarıyla rahatlayan Gizem hanım " bebeğim saat  geç oldu abilerinden biride seninle gelsin gidin" dedi. Ben ret edecekken ne zaman geldiğini görmediğim Batı atıldı "ben götürürüm anne" dedi Gizem hanım tebessüm ederek onayladı oğlunu. Batı bana dönüp eliyle garajı gösterdi onu ikiletmeden yürümeye başladım belli etmemeye çalışsam da korkuyordum ürkünçtüler. Arabanın arkasına bindiğimde Batı durup bana bakmıştı sonra derin nefes alıp sürücü koltuğuna oturmuştu. Durduğumuzda daldığım düşüncelere ara verip pencereye baktım yurdun önüne gelmiştik arabadan inip içeriye girdim. Arkadaşlarım bura da da hiç olmamıştı ben izin vermemiştim yastaydım. Ailem ölmüştü evet onlarla aram pek iyi değildi ama ailemdiler mesela beni bu kadar hor görmezdiler . Gözlerimden akan yaşlarla yurt odama girdim kitaplarımı ve bur da unuttuğum bazı eşyalarımı aldım. Odadan çıkıp koridorda ağır ağır  yürümeye başladım. Etrafta kimse yoktu çünkü herkes yemekhanedeydi karnım açtı hem de çok.  Batı'nın beni arabada beklediğini biliyordum fakat kendime engel olamadım biraz daha yemek yemezsem bayılacaktım sonra dillerinden kurtulamazdım.

Yemekhaneden aldığım yemekleri tepsime koyup en köşedeki masaya geçip karnımı doyurmaya başladım bu sırada etrafı süzüyordum. Aynıydı iki gün önce bıraktığım gibi keşke bura da olsaydım beni hiç vermeselerdi onlara. Yemeğime karışan tuzlu gözyaşlarıyla ağladığımı anladım tam bir zavallıydım durmadan ağlayan güçsüz, korkak, ezik, zavallı yanıma birinin oturduğunu anlamamı sağlayan sesi duyunca kaşlarımı çattım. Sesin geldiği yöne bakınca Batı'yı gördüm. Bana öyle bir bakıyordu ki sanki canı acıyordu, sanki beni anlıyordu acı içinde gülümsedim beni anlayamazdı. Ayağı kalkıp çantamı sırtıma aldım "evine gidebiliriz" sesim titremişti umursamadım ya da utandığımı belli etmemeye çalıştım. O  da ayağı kalkıp eliyle geçmemi işaret etti önde ben arkada Batı arabaya bindik. Aramızda hiç konuşma geçmedi  ama ben hissettim yol boyunca çaktırmadan bana bakmasını hissettim. Acınacak haldeydim.

Eve vardığımızda odaya çıkıp yurttan getirdiğim pijama takımını üstüme geçirdim

Eve vardığımızda odaya çıkıp yurttan getirdiğim pijama takımını üstüme geçirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapının çalmasıyla aynaya bakmaya son verip "gel" dedim. Gelen kişi Gizem hanımdı gülümseyip "akşam yemeği hazır tatlım dünden beri zaten yemek yemedin hasta olursun hadi gel" dedi bilmediği şey vardı ben yemiştim "teşekkür ederim ama ben tokum" ısrar etmemesini umarak bakıyordum  "olmaz asla kabul etmiyorum yemeğe zorla inmek istemezsin bence" tehdit içeren cümlesini duyunca sinirden gözlerim doldu "siz bana ne yapa bilirsiniz ki yemeyeceğim anladınız mı rahat bırakın beni çirkinleşmek istemiyorum fakat yok derseniz de çirkinleşmekten geri durmayacağım ne siz ne de oğullarınız beni ezemezsiniz" sinirle ağzımdan çıkan kelimeleri duyunca şaşırdığını biliyordum ben bile şaşkındım ama haklıydım korkak olmak yoktu, ezilmek yoktu, korktuğunda kaçan Hazal olmayacaktım bana acıyan gözlerle bakamayacaklardı. İzin vermeyecektim ben artık acınacak halde olmak istemiyordum ve bunun için savaşacaktım.

*****

Evetttt uzun upuzun bir aradan sonra yine ben özlediniz mi beni?

OY VE YORUM LÜTFENNN

KARA AİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin