Selam ahali.
Ölmedim yaşıyorum~✰
"Hey Jisungie!" Minho'nun ona seslendiğini anlayan Jisung, alelacele aşağı indi.
"Huh, geldim Minmin! " bu gün oldukça heyecanlıydılar. Minik yavruları veterinere götürecektiler. Gece zor uyumuştular."Sonunda hazırlanabildin, ağaç olduk ya" Minho kedileri de göstererek. Jisung kıkırdamış ve kediler için aldığı çantanı eline almıştı. Minikleri de içindeydi tabi. "Gidelim o halde." Minho gülümsemiş ve kapıya yönelmişti. "Gidelim Sungie."---
"Burası herhalde." Jisung veteriner kliniğine göz gezdirerek. Minho'da onu onaylamış ve sıraya girmişlerdi.
Sandalyeye oturdular. Sessizlik... Minho'nun aklına gelen şeyle konuştu. "Size isim vermeyi unuttuk minik kediciklerr~" Jisung gülümseyerek kedileri seven Minho'ya baktı. Etraftaki insanlar bir yere dalıp gittiğini sanmış olmalıydılar. Minho haklıydı, onlara isim bile verememiştiler.
"Sence ne olsun isimleri?" Jisung sesini alçak tutmaya çalışarak. Minho biraz düşünmüş ve bilmiyorum derecesinde kafasını sallamıştı. "Şöyle yapalım, uyumlu isimler bulmaya çalışalım. Bulduklarimiz hoşumuza giderse isimleri o olur."
Minho kafasını sallamış, ve biraz düşünmüştü."Tamam, hm bu miniğin ismi... Sonnie"Jisung gülümsemiş ve sevmişti küçük kedinin tüylerini. Sonnie'ye benzeyen diğerinin de tüylerini sevmişti. "Sen kardeşine çok benziyorsunnn, o halde senin ismin... Doongie" Minho kocaman gülümsemiş ve heyecanlı bir şekilde konuşmaya başlamıştı. "İsimleri ayni kendileri gibi benziyor!, o halde diğeri de Dori olsun!" Jisung Minho'nun bu haline kahkaha atmıştı. Harbi ne ara onu bu kadar sevmişti ki? Etraftaki tüm insanlar Jisung'a döndüler. Jisung acelece herkesten özür dileyerek tekrar yerinde oturdu. Galiba böyle giderse onu burdan kovulabilirlerdi. Artık susacak ve sıralarının gelmesini bekleyeceklerdi...
"Buyrun sizi alalım içeri" hemşirenin çağırmasıyla ayağa kalktılar. Kapıyı tıklatarak açtılar. "Merhaba doktor Kim." Genç adam Jisungu görünce gülümsemiş elindeki eldivenleri düzelterek konuşmuştu. "Merhaba hoş geldiniz" Minho'sa sessizce olanları izliyordu. Son birkaç yıldır yaptığı gibi.
Jisung kedileri çıkartarak yavaşça bırakmıştı doktorun ellerine. "Şikayetiniz nedir?" Jisung boğazını temizlemiş ve konuşmuştu. "Onları sokakta bulduk, genel müayine için geldik" doktor Jisung'a bakmış tekrar kedilere dönmüştü. Tedirgin olan Dori'yi gören Minho üzülmüştü, kardeşlerinden ayrı düştü minik kedi. Aynı kendisi gibi. Herşeyi böyle kardeşlerine bağlardı Minho. Hayatındaki tek önemli varlıkları onlardı. Şimdiyse ne bi hayat nede onu gören kardeşleri vardı. Ama şimdi de Jisung vardı. Buna şükür etmeliydi. Onunla geçireceği mutlu zamanları düşünmeliydi. Minho kafasını iki yana sallamış, düşüncelerden kurtulmaya çalışmıştı.
" Kediler oldukça sağlıklılar. Endişelenecek bir durum yok. Onlar için mama ve diğer gerekli şeyleri almanız lazım. " Bay Kim muayeneyi bitirerek. Elindeki eldivenlerden kurtulmuştu. "Oh tabiki. Teşekkür ederiz Doktor bey, iyi günler." Jisung ayaklanmıştı, Minho'ya bakmıştı. Minho'da ayağa kalkmış ve Jisung'un arkasından gitmişti. "İyi günler".
Minho ve Jisung eve gelmişlerdi. Yolda bir petshoptan gerekli şeyleri almış, eve dönmüşlerdi. Minho kedileri serbet bırakırken konuştu. "Birsuru şey almışız bu kadarına gerek yoktu bence Jisungie" Jisung poşetleri boşalırken ona baktı "Minmin 3 kedimiz var artık, az bile bunlar. Mama bol aldım, istedikleri kadar yedisinler" Minho kafasını sallamış ve Jisung'un yanında oturmuştu. Sessizlik...
Yukardan gelen adım sesleriyle tüm dikkatleri merdivenlere yöneldi. Bayan Ha-rin evin içinde koşuşan kedilere bakıp kıkırdamış ve oğlunun yanına gelmişti. Minho Jisung'un yanında oturacağını anlayıp kenara kaymıştı. Minho'nun haraketi ve yüzündeki şaşkın ifadesi Jisung'u güldürmüştü. "Oğlum neredeydin? Kedilerde yoktu evde." "Doongie, Dori ve Sonnie'yi veterinere götürdüm, kontrole ihtiyaçları vardı."
Ha-rin gülümsemiş ve konuşmuştu. "Kedilere isimde bulmuşsun bakıyorum. Çok güzel isimleri" Jisung da gülümsemişti "Tek başıma seçmedim isimlerini, özel birinden yardım istedim." Bunu söylerken Minho'ya bakmıştı. Minho gülümsemişti Jisung'un dediklerine. "Jisung~ kim bu özel kişi?" "Özel dedim ya anne" Jisung cevap vermekten kaçınmıştı. "Nasılsa kendin gelip anlatırsın bana, küçükken de böyleydin." Minho kıkırdamıştı. Böyle sohbet etmişti anne oğul, Minho da anlattıkları şeylere gülmüş ve onları dinlemişti. Bazende gidip kedileri sevmişti. Günleri böyle geçmişti. Yapacakları pek bişey yoktu.Akşam saatleriydi. Sıkılmış bi vaziyette Jisung'un odasında oturuyorlardı. Konuşacak çok şey vardı. Ama hiçbiri konuyu başlatmıyordu. Minho ayaklandı, odanın kitap rafları olan kısmına gitti. Jisung kitap okumayı severdi. Minho'da öyle. Ona kitap okumayı sevdiren de o olmuştu zaten. Jisung dikkatle Minho'nun hareketlerini izliyordu. Minho raflara bakındı, kitapların kapaklarına baktı. Aralarından biri onu cezbetti. Kitabı eline aldı. "Hayalet şövalye.." sessizce okudu kitabın ismini. Jisung ayaklanmış ve Minho'nun yanına yaklaştı. "İlk defa bu kitabi görüyorum rafımda, galiba annem bırakmış." Minho kafasını sallamıştı sessizce. Yüzünü kaldırdı kitaptan. "Birlikte okuyalım mı?" Gelen soruya gülümsedi Jisung. Minho'yla kitap okumak bi harikaydı. Bu teklifi kaçırmazdı. "Tabi ki, okuyalım" Minho'da gülümsemiş ve yatağın üzerinde oturmuştu. Kitabı açtı, ilk sayfasını okumaya başladılar. Pozisyonun rahatsız edici olduğunu anlayan Jisung yatakta uzanmış ve okumaya devam etmişti. Minho'da aynısını yaptı. Gecenin geç saatlerine kadar, karanlık etrafa hükümünü sürdürdüğü zamana kadar okudular kitabi. Göz kapakları ağırlamaya başladı. Hükmünü geçiremedi gözlerine, uykunun kollarına bıraktılar kendilerini. İki ruh ikizi, birbirleri için yaratılmış iki kişi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't forget me...|minsung|
Fanfic"Unutma beni Sungie..." "Sende beni bekleyeceğine söz ver Minmin... " "Söz" başlangıç tarihi-29.07.2023 bitiş tarihi-...