Sıkıldınız mı?
~~~~~~~~~~~~~~
Jisung gözlerini araladı. Gözleri kamaştı, etraf oldukça aydınlıktı.
Etrafa bakınmak için sağına döndüğünde onu izleyen Minho'yla karşılaşmıştı. Yüzündeki gülümsemeyle onu izliyordu. Jisung ona baktığında gülümsesi büyümüş ve Jisung'un saçlarını sevmişti. Jisung hissettiği dokunuş ile dona kalmıştı. Bu gerçek miydi?
"Bi an öğlene kadar uyuyacağını sandım Sungie, uyandırmaya kıyamadım. Bende bekledim uyanmanı." Jisung diyecek söz bulamıyor, üstündeki şoku anlatamıyordu. Hem Minho'nun görünüşünde gariplik vardı...Eskisi gibi teni bembeyaz değildi, normal insan gibiydi. Gözleri eskisi gibi soğuk bakmıyordu, aksine gözleri parıldıyordu. Dudakları pembeleşmişti. Üstelik artık temas edebiliyordu. Bundan iyi bir haber olamazdı!
Jisung yerinde oturmuş ve heyecanlı bi şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Minmin sende gariplik var, yani iyi bi gariplik. Artik temas edebiliyorsun! Acaba insanlar artik seni görebiliyor mu? Çok mutluyum!" Minho sadece gülümsemekle yetişmişti. Ayağa kalkmış ve aşağıya inmişti. Jisung da arkasından gitmişti. Mutfakta hazır kahvaltıyı gördüğünde ellerini sevinçle çarpmıştı. Günü gerçekten çok güzel geçecekti.⊰⊹
"Minmin! Çok sıkıldım napalım?" Jisung'un seslenmesiyle kedileri seven Minho ona dönmüştü. "Gitmek istediğin bir yer var mı? Bu gün istediğin kadar eğlenip gülebiliriz Jisungie" Jisung kafasıyla onaylamış ve düşünmüştü biraz. "Aklıma bir yer gelmiyor, sen düşün ben hazırlanıp geleyim." "Tamam"
Jisung hazır olduğu gibi aşağıya inmişti. "Hazırım!" Minho ayağa kalmış ve Jisungun omzuna kolunu koyup kapıya yöneldiler. Jisung hala bu temas işine alışamamıştı. "Konsere gitmek ister misin?" Jisung'un yüzünde gülümseme oluşmuş ve emin olmak için tekrar sormuştu. "Gerçekten mi? Ama biletleri tükenmiştir." "Ben bulurum biletleri merak etme, konser 17:00 da başlıyor 19:00 bitiyor." Minho güven verici bir şekilde konuşmuştu. "O zaman saat 17:00 kadar vaktimiz var." "Hemde çok" kıkırdamış ve evden çıkmıştılar.
⊰⊹
Saat 16:45 gösteriyordu. Minho ve Jisung kafede oturmuş birşeyler yiyorlardı. "Buranın cheesecakeleri çok iyi ya" Jisung ağzındakını çiğnerken konuştu. Minho da onu onaylamıştı. "Uzun zaman sonra ilk kez cheesecake yiyorum." Jisung kıkırdamış ve ellerini salmıştı. "Uzun zaman sonra ilk kez yemek yiyorsun Minmin" "Haklısın" "Kalksak iyi olur, konserin başlamasına 15 dakika kalmış." Jisung yeyip bitirdikten sonra kalkmış, hesabı ödeyip kafeden çıkmışlardı.
Gördükleri renkli ışıklar konser alanına yaklaştıklarının habercisiydi. Yüksek müzik eşliğinde dans edenler, sahnedeki sanatçı ve atmosfer mükemmeldi. Jisung Japonya'dan döndükten sonra ilk kez konsere gelmişti. Minho'yla ilk kez geliyorlardı konsere. "Dans edelim Minmin!" Minho gülümsemiş ve Jisung'un elinden tutmuştu. Gelişi güzel dans ediyorlardı, şarkıya ayak uydurmaya çalışıyorlardı sadece. Sarmaş dolaş dans eden çiftler çok tatlı gözüküyordu Jisung'un gözüne. Acaba bende bi gün biriyle böyle olur muyum diye düşündü. Gözleri Minho'yu buldu. Gülüşü o kadar güzeldi ki.. Jisung gerçekten aşık olduğunu o gün anladı. Minho'yla mutlu olmak istedi sadece. Jisung'un ona baktığını fark eden Minho ona dönmüştü. Bir kaç saniyelik bakışma. Hiç olmadığı kadar mutluydu her ikisi.
⊰⊹
Konser bitmişti, hava yavaş yavaş kararıyor, herkes dağıtıyordu. Yüksek ses başını ağrıtmışdı Jisung'un. "Sahile gidelim mi?" Ona yöneltilen soruyla Minhoya baktı. Sessizlik iyi gelir diye düşündü. Zaten evlerine de yakındı. Hava kararmadam dönerlerdi. "Olur Minmin gidelim."
Sahilde yürümeye başladılar, sıcak rüzgar yüzlerini yalayıp geçiyordu. Minho bir noktaya bakmış ve konuşmuştu. "Tam burda oynuyorduk hyunglarla" Acı bi tebessüm vardı yüzünde. Jisung sessiz kaldı. Ne diyeceğini bilemedi. Yere oturdu, Minho da yanına. "Biraz ilerisini görüyor musun?" Minho denizi işaret ederek. Jisung kafasını salladı. "İşte orada öldüm ben. Komik geliyor bunu söylemek" kıkırdamıştı. Jisung kafasını onun omzuna koydu. Eliyle Minho'nun elini tutmuştu. "Minmin düşünme bunları, çektin acı çok ağır ama herşeye rağmen burdasın. Sen çok güçlüsün!" Minho kıkırdamış ve saç tutmalarını sevmişti.
"Jisung sana birşey söylemek istiyor-"
"Minmin sana birşey söylemek istiyorum" aynı anda konuşmuşlardı. Şaşkın bi halde birbirlerine bakıyorlardı. Her ikisinin söylemek istediği, itiraf etmek istediği şeyleri vardı. "Şey ilk sen söyle." Minho derin nefes alıp konuşmaya başladı. "Jisung seni seviyorum gerçekten, hislerim her zaman var oldu. Seni tanıdığım ilk günden bu güne kadar." Jisung duyduklarıyla suskun kalmıştı. O da aynısını söyleyecekti ama Minho'nun böyle birşey söyleyeceğini hiç düşünememişti. Şaşkındı.Hava kararıyor ve rüzgar kuvvetli bir şekilde esiyordu. "Bişey söyle Sungie, susma lütfen." Minho güçsüz bir şekilde Jisung'un ellerini tuttu. Solup giden ve saydanlaşan bedeni acele etmesine sebeb oluyordu. Jisung dolan gözleriyle Minho'nun bedenine baktı. "Minmin, sana noluyor böyle? Neden birden böyle oldu?" Sesinin titremesine engel olamıyordu. Dalgalar sahile vuruyor, rüzgar daha da kuvvetli esiyordu. Minho artık zorla görünür hale gelmişti. "Minmin gitme yalvarırım! Beni bırakma." Minho sessizdi konuşacak gücü yoktu.
"Öp beni Jisung..." Çıkan güçsüz sesi duyduğunda Jisung şaşkınca ona baktı. Elini ensesine koydu. Dudaklarını birleştirdi. Aynı zamanda ağlıyordu. Hıçkırıkları sessizliği bozan tek şeydi. "Seni seviyorum Sungie, beni unutma."
Jisung'un duyduğu son şey buydu. Elleri arasında yok oldu. Kararan gök yüzü tekrar aydınlandı. "MİNHO! Gitme yalvarırım hayır!" Göz yaşları arasında bağırıyordu. Sesi çıktığı kadar.-----
"Sungie uyan kabus görüyorsun! Jisung"...
Merhaba arkadaşlar. Üzgünüm sizi çok beklettim
Ama beni de anlayın, emeğimin karşılığının alamadığım için hevesim kalmadı.
Pek yaratıcı bi bölüm olmadı.
Neyse bi sonraki bölümde görüşmek üzere🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't forget me...|minsung|
Fanfiction"Unutma beni Sungie..." "Sende beni bekleyeceğine söz ver Minmin... " "Söz" başlangıç tarihi-29.07.2023 bitiş tarihi-...