Geldiğimizden beri ne Kübra'yı ne Aybüke'yi görmüştüm.Tam Poyraz'a sorucaktım ki karşıdan gelen endişeli bir şekilde tuttukları sedyeyle başka bir ameliyat yerine girmişlerdi.Sanırım Aybüke'nin durumu da Aslı gibiydi.Ameliyatın giriş kapısı kapandığında Kübra'nın sulu gözlerini görmüştüm.İçim acımıştı hemde çok...Daha fazla tutamadığım göz yaşım akmıştı.Kübra'yı çok iyi anlıyordum çünkü zaten aynı trejidiyi yaşıyorduk.Kübra'ya baka baka içim daha kötü olduğundan Poyraz'a döndüm.Ceketinin iç kısmından çıkardığı mendili bana uzatıyordu.Mendili aldım ve göz yaşımı sildim ama sildikten sonra mendile baktığımda kan gördüm umursamadan sildiğim mendili Poyraz'a geri uzattığımda aklım başıma geldi.
Kan..
Evet kanlı bir mendil..
Mendili o almadan elimi çektim ve mendili inceledim.Evet bu kesinlikle kandı."Açıkla"dediğimde neye uğradğını şaşıran çocuk daha anlamsı için"Mendildeki kanı açıkla"dediğimde anlamıştı.Elini göstererek"Sinirlendiğimde elimi yumruk yaparak elimi kanatırım, nası kanıyor diye sorma tırnaklarımı keserim ama bazen sivri yerleri kalıyor o yüzden kanıyor"dediğinde hemen ellerine baktım gerçektende öyleydi ama kanı kurumuş gibiydi.İnanmamı bekliyordu ama inanmamıştım.Baştan aşağı süzdüm.Ceketinin içinde kalan beyaz tişortünde de kan lekesini gördüm.Poyraz kan lekesini gördüğüm yere bakınca"Sana mendil alırken değmiştir"diyerek açıklama yaptı.Belki de gerçekten elindeki kandır.1 saat sonra..
Sonunda Aybüke ameliyathaneden çıkmıştı ama Aslı hala çıkmamıştı.Aslı'nın durumunun daha çok ağır olduğunu bu durumda anlamıştım.Hastanede dura dura bunalmıştım Aybüke'ye gitmek istemiştim ama doktorlar izin vermediği için öylece Aslı'yı bekliyorduk.Hava almak için tam çıkarken Poyraz'ın da haberi olsun diye ona doğru yönelip"Ben biraz hava almaya çıkıyorum, bunaldım"dediğimde başını onaylayarak salladığında çıkış kapısına doğru yürümeye başladım.Hastane bahçesine çıktığımda esen havayı bolca içime çektim.Etrafıma baktığımda ağaçlarla çevrili bahçeyi gördüğümde tebessüm ettim.Onca olaydan sonra tebessüm etmeme şaşırmıştım.Biraz gezinip tekrar yanlarına giderim.
15 dakika sonra
Artık rahattım,biraz gezinmek bana iyi gelmişti.Hastaneye doğru yürümeye başladım.Aslı'nın ameliyat olduğu kata geldiğimde Kübra Poyraz'a sarılmış şekilde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.Poyraz'ında gözleri dolu, ağlamamak için kendini zor tuttuğunu gizleyemiyordu.Meraklı bir şekilde yanlarına gittiğimde Poyraz beni görmesine rağmen ayrılmamıştı.
Ona yüz ifademle noldu diye sorduğumda "As-Aslı..." dediğinde gözünde tutmaya çalıştığı bir göz yaşı akmıştı."Öl..Öldü.."dediğinde affallamıştım.Hayır..hayır...hayır..bu olmuş olamaz..inanmak istemiyorum, bir arkadaşımın öldüğünü kabullenmek istemiyorum!"Onu kurtaramadılar..çok ağır darbeler almış"dediğinde boğazımda bir yumru oluşmuştu gözlerim dolup taşıyordu kendimi kontrol edemiyordum bedenim titremeye başlamıştı gözlerim kararıyordu ve hiç olmadığım kadar sızlamıştı yüreğim hemde hiç olmadığı kadar...
Titremelerimi gören Poyraz Kübra'yı bırakıp beni tuttuğunda tek birşey duymuştum"Ze-Zeren..".
...
Evet arkadaşlar bir bölümde sonuna geldik.Sizce bölüm nasıldı?
yorumlarınızı bekliyorumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Beden
Mystery / ThrillerBirgün Zeren ,3 arkadaşıyla gittiği bir kamp gezisinde tuhaf olayların karşısında onu öldürmek isteyen katille başa çıkmaya çalısıyor.Ama bu hikayede sadece bir kişi hayatta kalıyor.Sizce kim hayatta kalıyor?Kana susamış bir katil mi yoksa masum bir...