1. Bölüm

594 16 1
                                    

"Hala ben ne yapacağım" diye dolanıyordu Berfin "He demeyeydin Berfin sordum sana emin misin diye" dedim "Ne yapayım Hala Murad'a çok sinir olmuştum" diye savunmaya geçti "Bu bir bahane değil küçük hanım" dedim tuturmuş istemiyorum "Hala etme gözünü seveyim ben evlenmem o kumarbaz ile" dedi nası evlenecen dim ben bu kıza "Berfin güzel kızım ne yapcan ha evlenmeyip kurşuna dizeler bizi kendim için korkmuyorum benden geçti geçen zaten senin içindir bu korkum" dedim o benim tutunduğum tek daldı ya.

"Hala sen he desen her şey hazır zaten Murad haber bekliyor kaçıracak beni" dedi "Gel he de bu işe sensiz gitmim ne olur" diye devam etti "Arkada birinin kalması lazım" dedim "Olmaz sensiz gidemem hala" dedi "Gidersin gideceksin buna mecbursun ben seni büyütene ne acılar çektim o yüzün gülsün diye kendimden feda ettim kurtlar sofrasına bırakamam" dedim "Ortalık yatışsın ben o zaman geleceğim" dedim Ortalık yatışmayacak ama bunu bile bile gönderiyoum "Nası gideceğim" dedi "Başka biri adına size bilet aldım uçakla gideceksiniz abi kardeş iki kişinin kimliği var elimde onları yanına alacaksınız düğününe üç saat kala kaçacaksın ben oyalarım onları son bi saat kala makyaj saç için gelecekler o zamana kadar oylarım".

"Zeynep ne olursa olsun ben üç ay arama sakın belirli bir zaman geçsin hatta kır at o telefonu yazma arama seni burda tam olarak unutturmam lazım ondan sonra ara beni tamam mı" dedi Sevda Zeynep'in bu durum canını çok sıkısa da yapacak bir şey yoktu.

Elim ayağım titriyordu makyaj için gelenleri kovdum beceriksizler diye ne yapayım mecburdum.

Herkes gelini bekliyordu ya Sevda da nikâh masasında şahitler kısmında bekliyordu aşırı gergindi yakalanma korkusu vardı ya Zeynep'e bir şey olursa kahrolurdu ya Koşa koşa gelen bi kadın vardı hizmetçiler den di bu kız "Gelin yok" dedi

Hasan Ağa "Ne demek yok lan " diye bağırdı Sevda hızla ayağa kalktı kıza doğru ilerledi röle hazırlanmıştı zaten ama korkuyordu beli edecek diye "Emin misiniz iyicene baktınız mı odalara" dedi Sevda "Evet efendim tüm odalara terasa her yere baktık ama yok" dedi Sevda sevinmişti "Nereye gidecek bu kız odada duruyordu niye yanında kalmadınız" dedi bu sefer.

"Baba ne demek Zeynep yok" Dedi Vedat "Ne demek karım yok" diye devam etti işte şimdi ortalık karıştı "Bana bakın her yeri karış karış arayacaksınız o kızı buraya getirceksiniz lan bana bu yapılanın cezasını çekecek" dedi "Benim soy adıma beni insanların dilene düşürmek neymiş görecek" dedi Sevdanın yüreğine bi yangın düşmüştü ya korkuyordu biliyordu Zeynep gitmişti çoktan ama gene korkuyor güzeline bir şey olacak diye ödü kopuyordu.

Hasan Ağanın konağında oturuyorduk dört bir yandan aranıyordu bulunması zordu ama bulunma ihtimali vardı bu onu tedirgin ediyor "Sevda hanım nerde bu yeğenin hee yer yarıldı da içine mi girdi" dedi öyle sert konuşuyordu ki irkildim "Bilmiyorum ki her şey hazırdı" Sevdanın sesi içine kaçmıştı Hasan Ağanın acımaz olduğunu bi cihan bilirdi ya sevdiğine kaçan bacısına neler yaptığı kan donduruyor ya.

"Ne demek bilmiyorum iki paralık ettiniz adımı ama bunun intikamını alcam ya ondan ya buna sebep ve göz yuman herkesten oğluma bunu yapanlar bedelini ödeyecek" dedi gözlerini Sevdaya dikti "Ya o yada onun kanından birinin kanı akacak" diye devam etti.

Sevda ne yapacağını şaşırdı "Ağam" cılız bir sesle konuştu Sevda Hasan Ağa hızlıca ona döndü "Ben gideyim artık ağam olmadı yarın geri gelirim" dedi Sevda "Nere gidiyorsun sen o namussuz yeğenin yanına mı" dedi Hasan Ağa "Ne namussuzu ağam sırf sizin baskılarınız ile kabul etti bu evlilikten kaçtı diye namussuz olmuyor benim yeğenim" kıymetlisine laf söyletemezdi ya Sevda "Bak sen he demeseydi lan o zaman ne diye evet dedi geldiğimizde lan" diye bağırdı ağa Sevdanın üstüne doğru yürümeye başladı "Lan bulduğum vakit anlının çatıdan vuracağım asla acımam bunu bilsin ha onun olmadığı her dakka ise onun kanından olan çekecek o acıyı".

Sevda sert adımlarla çıktı konaktan canı acıyordu şimdi ne olacaktı Zeynep'in ne tek çocuktu kanından başka biri yoktu ki e kime yaşatacak o acıyı Zeynep'in tek yakını bendim.

Hasan Ağan avluya çıkmış kendine ait olan o toprakları seyrediyordu o salak oğlu bi işi beceremedi onun oğlu nası bu kadar ezik olurdu akılsızın önde gideni.

Aklındaki düşünceleri bir araya gelmişti o kanı öyle akıtmazsa böyle akıtır "Hüsnüü" diye bağırdı "Buyur Ağam" diye girdi içeriye 30'lu yaşlarda bi adam "Sevda Zeynep'in halası onun hakkında her şeyi öğreniyorsun hastalıklarını tut ilişki hayatını bile her şeyini istiyorum sabaha elimde olsun" dedi Hasan Ağa aklında tilkiler dönüp dolaşıyorlar dı bile işte olacakları ön göremiyordu artık tren rayından çoktan çıktı bile.

Yerimde duramıyorum ne yapacaktım ben offf işin içinden nasıl çıkacağım bilmiyorum ama o iyi ya daha ne olsun o kurtuldu son dakika kaçmadı için rahatça gitmişti ve bulamayacak Hasan Ağa onu bulamayacak bu ev bana büyük geliyordu ruhum daralıyor evet hep yanlızım ama yani Zeynep tutunduğum tek daldı yalnızlığıma tek ortak oydu benim şimdi tamamen yanlız dım hayatım boyunca evlenmedim ben gelen talepler her zaman red ettim güvenim çoktan kırılmıştı ya zamanında sevdiği adam evlenmişti ya yakın arkadaşı ile.

Yıllar önce

"Sevda" dedi Necla komşu kızıydı vermeye gelmişti o kara haberi "Senin canından çok sevdiğin sevdalın Gizemi istemeye geldi ya" dedi Necla "Ne demek bu" duyduklarına inanamıyordu ya Sevda nası olurdu bu sevdiği adam bunu nasıl yapardı ayağa kalkarken başı döndü hızlıca kapıya ilerledi Gizem ile ev arasında hiç bir şey yoktu üç ev sonraydı üstüne bir şey geçirmeden çıktı yağmur yağıyordu kapıyı bi hışım ile çaldı kapıyı Gizemin kardeşi açtı karşında Sevdayı görmeyi beklemiyordu tabi ama işte Sevda kızı itip içeri geçti tam da yüzükler takılmış herkes birini tebrik ediyor "Gizeeem" diye seslendi Sevda herkes o tarafa döndü biliyorlardı ila duyacaktı Sevda ama bu kadar erken olacağını düşünmediler hele de Boran bu kadar erken bekleniyordu "Neden çağırmadın beni Gizem ben senin en yakın arkadaşın kardeşin gördüğün insan değil miyim dim" dedi Sevda boğazı düğüm düğüm oluyordu ama hayır ağlamayacak burda olmaz "Sevda" diye çıktı Gizemin ağzından Boran kafasını yere eğmiş yüzü yoktu ya bakmaya "Bacım hani hayaller kurmuştuk ya biz yanı başında ben olacaktım düğünde sağdıç olarak hemen yanı başında ben olacaktım" Sözler ağzından zor çıkıyordu "Ama yani başında gördüğüm kişi parmağında taktığın yüzük ile duram kişi benim canımdan çok sevdiğim sevgilimdi ben evlilik hayalleri kurduğum adamdı" sözleri karşıda nası bi etkisi oluyor bilmiyordu ama bıçaktan daha keskin olan sözler geri dönüp Sevda'nın kalbine saplanıyordu "Ama Gizem teşekkür ederim güvendiğim insanları seçmeme yardım ettin" dedi kimseden çıt çıkmıyordu Sevda döndü ve diğerine baktı sonra Sevda gözünü Gizemin karnında sabitledi sonra dudağı kıvrıldı "Eeee kaç haftalık yada aylık çünkü baya bi çıkmış da karnın" dedi "2 aylık" diye ses çıktı işin gerçeği mi yaksın canını yoksa sesin sahibi mi Boran o konuşmuştu Sevda kahkaha atmaya başladı herkes onun iyi olmadığını biliyordu uzun süredir iyi değildi tutunduğu daların kopması onu daha beter bi hale getirdi "Bu düştüğünüz bok çukurunda boğulmanız dileğiyle" dedi ve çıktı evden bu evde kaç gece geçirmişti hani kızları gibi görünüyordular ah ah yağmur bastırmıştı o gece eve nası girdi bilmiyordu sırıl sıklam geldi odaya kendini kapadı ve hıçkıra hıçkıra ağladı çok yorulmuştu ağlaya ağlaya uyuya kaldı...

O geçe geldi gözümün önüne dünyası başına yıkıldı ya şu an ne halleder bilmiyordum farklı bir mahalleye taşındılar ah ah hayatımda daha önce hiç o kadar büyük bir kazık yemedim yemem de ben derismi çok güzel ve acılı bir yoldan aldım gerisine gerek yok ben bu düşünceler ile koltukta uyuya kalmışım.

Kapının gürültüsü ile uyandım neydi bu ses yavaşça doğruldum niye bu kadar kuvvetli çalınıyordu bu kapı içeriye gürültülü bi ses doğdu ağzımdan çıkan çığlığı önleyemedim hala koltukta uzanır bi vaziyette kırılan kapımın üstüne basa basa üzerime doğru gelen bi Hasan Ağa beklemiyordum ne işi var lan bu adamın bu saatte evimde.

Aşk-ı Mechur Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin