Bazen sadece yorgun
oluyor insan;
ne küs,ne yanlız,
ne de aşık.✨✨
Genç kadın dudakların üstündeki baskı ile olduğu yerde kaldı ne olduğunu anlamdan gözleri kapandı korkuyor aynı zamanda şimdi ne olacaktı adam ise sinirini kadının dudaklarından çıkarıyor hırçın bir şekilde öpüyordu sinirleri bozulmuş karısının eski sevgilisi ile aynı masada oturmak gururuna dokunmuş o adam ile eski sevgilisi olması daha bi muamma Zümrüt hanımdan olayları dinlerken ne kadar sakin kalmaya çalışırsa çalışsın kalmamış ve halası odadan çıkar çıkmaz Boran ile olan ortaklığı sona erdirmiş öyle kendisi için çok bi önemi yoktu şirketin küçük ortağı olurdu kendine küçük bir şirket kurmuştu Boran tam bi işkolik olmuştu eve gelmemek için ise şirketinde koltuk köşelerinde yatıyordu eve gidip Gizemin yüzünü görmek ise ona cehennem azabı gibi geliyordu Gizem ise ondan ayrılmaması için küçük kız ile tehtit ediyordu kızları ise babasına bi hayli düşkündü Boran kızı Eflin'e kıyamıyor acı gerçeği öğrendiği zaman da aynı sevgi içinde olacak mıydı.
Hasan Ağa geri çekildi "Sus dedim sana yalanlarına ihtiyaçım yok" diye konuştu Kesin bir dil ile Sevda kendini açıklamak istiyor "Halamdan başka kimse bilmeyecek kimseye bir şey söylemeyeceksin beni boynuzlamayı aklından bile geçirme benim olan dönüp bakamaz lan kimse" Hasan Ağanın gözü dönmüş böyle bir ihtimal onu çileden çıkarıyor "Bakmıyor kimse" diye yatıştırmaya çalışıyor "Baksın lan bi de ha kim bakıyorsa baksın" ... "Yok bakmasın kimse gerek yok" diye savunmaya geçti kadın bu işler yormuştu onu uzatmak istemiyor bağırış istemiyordu ayrıca korkuyordu yeğeni elinde üstüne üstlük karnında bi bebek var her şey üst üste gelmiş "Ben nereden bileyim ortağının o Boran" kadın sözü tamamlanmadan tuttu kolundan "KESS sen nasıl adını ağzına alırsın onun sakın anladın mı sakın bilip bilememen umrumda değil benden başkası sana haram" sustu kadın üstünde yılların verdiği yorgunluk ile sustu.
Oturuyorlardı sessiz sedasız Adam dışarıyı seyrediyor kadın ise adamı anlayamıyor tanımıyor neyi nasıl yapacağını bilmiyor du canı acıyor sevdasını öyle karşısında görmek yaktı kadının canını adam ise daha sindiremedi onun olana bir başkası bakmış bir başkasının görmüştü bu düşünce bile aklını bulandırıyor du bu bir kaç gün nasıl geçecek bilmiyordu yorulmuştu kadın hemde çok kalktı ve Mutfağa geçti kek yapacaktı limonlu çok severdi o günden sonra ne bir daha limonlu kek yaptı ne de yedi, yapardı ona önceden.
"Zehir katsan gene yerim be güzelim öyle güzel yapıyorsun" dedi yıllar önceki adam "hm sırf limonlu kek diye olmasın o" dedi aynı cilveli bakışını atarak yıllar önce genç olan kadın "Yavrum olur mu öyle şey onunda payı var ama sen yaptın diye" dedi adam gülerek "Hiç inanmadım niyese" dedi yandan bakış atarak genç kadın adam ise gülerek kızı yanına çekti ve sayılıp kızı gıdıklamaya başladı evin içinde genç kızın gülüşleri yankılandı. Gözünün önünde canlanan mazi kadının derin yarası sakladı herkesten geçti aynanın karşısına yıllar ona hiç açmamış o genç güzel bin isteyenin olduğu genç kız nede o kalmıştı almıştı zaman ondam herşeyini.
Yapmıştı evet şu durumda kalkıp yapması ne kadar saçma gözükse de bu bazı şeylerin onun için bittiğini gösteriyor eskisi kadar acı vermedi yaptı ağlasa da yaptı ilk denediği zaman ayrılığın üstünden 5 ay geçmişti deli gibi ağlamış elleri tutmamış malzemeleri hep bi yana düşürmüş eh niyetinde elini yakmıştı izi hala durur yorgun olan kadında sonra adamın yüzü aklına geldi daha önce pek merak etmemişti sahi niye olmuştu çok derin bi izdi belli.
Elmacık kemiğinin üstünden başlıyor dudaklarının üstünde ise bitiyordu nasıl olmuştu merak etmişti ama adama sorması pek mümkün değildi sorsa bile en fazla azar yerdi sinirlenip bağırır çağırır, genç kadının kafası bunları kaldıracak düzeyde değildi yanında çay mı içerdi yoksa kahve mi bilmiyordu kadın adam hakkında hiç bir şey bilmiyor ama kocası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Mechur
Ficción GeneralAşk-ı Mechur adlı ilk kitaptır Hasan Ağanın geç kalmıştı aşkı için alacağı intikamı düşünen bir ağa. Oğlunun intikamı için tek amacı yeğenini kurtarmak olan o kadından intikam alma çalışması girmişti kin gözünü öyle bir bürünmüştü ki gözü hiç kimse...