Birinci Bölüm: İzdiham

324 34 41
                                    

Oy ve yorum atmayı unutmayın, müzikle okumanız tavsiye edilir.

Oy ve yorum atmayı unutmayın, müzikle okumanız tavsiye edilir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aynaya bak ve içindeki o şeytanı gör. Çünkü eğer o şeytanı görmez ve tanımazsan ileride sana geri dönüşü mutlaka olacaktır...

Yazardan

Ölüm kaçınılmaz olan tek gerçekti, bunu bilmeyenler her defasında kaçmaya çalışırlardı fakat sonları çoktan belirlenmişti kaçmalarının hiçbir şeyi ifade etmediğini bir türlü anlayamıyorlardı. Dönüp durup yine de o sona varıyorlardı.

Ölüme.

Siyahlara bürünmüş olan adam müzenin koridorlarında başı dik bir şekilde dolaşırken onun dışında milyonlarca turist başka ülkelerden ta buralara gelip, Antik Mısır döneminden kalan eserleri inceliyordu. Adamın tek odak noktası vardı Ra'nın güneş sembolünden oluşan kılıcı. Efsaneler kılıcın kimin eline geçerse koşulsuz şartsız onun dediği gibi hareket edeceğini açık bir ifadeyle söylüyordu.

Peki bir efsane ne kadar doğru olabilirdi?

Buz sarısına sahip saçlar dökümlü olarak kulak hizasına doğru geliyordu. Birer bıçak gibi bakan mavi gözleriyse keskindi her hareketi kaçırmıyordu. Hedefini bulduğunda yüzünde oluşan gülümseyiş bir insanı öldürebilmek mümkün olsaydı öldürebilecek boyuttaydı. Adam kılıcın önünde durduğunda hiç tereddüt etmeden elini yumruk hale getirip koruyan camı kırdı ve bu müzenin güvenlik alarmının çalmasına neden olmuştu. Oysa ki o ne alarm sesini ne de cam kırıklarını umursamadan Ra'nın kılıcını eline alıp incelemeye koyulmuştu.

Tam da istediği gibiydi.

Oldukça büyük bir zevk veriyordu kılıcın onun elinde olması. Güvenlik görevlilerinin etrafını sarması bile dikkatini çekmiyordu, şu an tek odağı eline geçen kılıçtı. "Kılıcı bırakıp hemen ellerinizi kaldırın!" Güvenlik görevlisi silahı sıkıca kavramış namlusunu gizemli olan bu adama tutuyordu. Gizemli adam arkası dönük şekildeyken başını yana düşürüp baktığında buz mavisi gözleri güvenlik görevlisini buldu. Dudakları yukarıya kıvrılan gizemli adam yavaş hareketlerle onlara döndü. Güvenlik görevlilerinin her biri tetikte silahlarını ona doğrultmaya devam ediyordu.

"Güzel karşılama için teşekkürler baylar..." Kalın sesi insanın kanını donduruyordu. Turistler korkudan yerlerine sinmiş ve olacakları bekliyorken görevli:

"Hemen teslim ol!" dedi. Güvenlik görevlisi her ne kadar cesur görünse de aslında korktuğu fazlasıyla gün ortadaydı. Adam ellerini ukala bir şekilde kılıcı bırakmadan kaldırdığında müzenin hoparlörlerinden cızırtılı sesler gelmeye başladı. Ne olduğunu anlamayan turistler korkmuş ve dışarıya çıkmak için didiniyorlardı fakat bir şey bunu böldü,

Kapılar kapanmıştı bile.

Ve kaçış yoktu!

Hoparlör frekans sesiyle tekrar çalmaya başladığında herkes başını tuttu. Adamın gözleri Mavinin en koyu haline dönerken güvenlik görevlilerin gözlerinden akan kanlar tenlerini renklendirmeye başlamıştı bile. Zavallı insanların çığlıkları müzenin duvarlarını doldururken kan gövdeyi götürüyordu. Anonstan çıkan her ses her birinin ölümcül notasıydı. İnsanlar kendilerini duvardan duvara atıp kendi canlarına son vermeye çalışıyor, bir kaçıysa farklı şekillerde ölmeyi deniyordu. Gözleri berrak mavinin saflığından mavinin en derinlerine dönen adamın gözleri manzarayı zevkle izlemeye başlamıştı bile.

AMON-RA KAYBOLMUŞ RUHLAR KENTİ (+18) DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin