Efsaneler der ki Anubis'in seçtiği kişi, Anubis'in ölümünde sonra bile onun görevini üstlenecek ve ölü ruhları Amenta'ya huzura kavuşturacak.
Almina rüyalarının bir çoğunda bazı imgeler ve vizyonlar görür, bu vizyonlardan biri ise Mısır ile ilgilidi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Seni seviyorum sevgili Amun, seni her hayatımda, her olmazlarımıza rağmen tekrar hayata gelsem bile yine seni seveceğim."
Antik Mısır Dönemi
Yazardan
Bazen bazı anlar olur. Bazı aşklar yaşarız. Kimi gerçek, kimi sahte. Bazense sizi sevenin, size âşık olanın aslında o duygularının olmadığını öğrenirsiniz. Kalbiniz paramparça olur, kırılırsınız. Oysa siz onunla hayaller kurmuştunuz. Peki şimdi gerçek sevgiyi nasıl bulacaktınız? Başka birine nasıl şans verecektiniz? Güvenebilecek miydiniz?
Herkes eğer biri âşıksa: şöyle, şöyle yapması veya böyle, böyle olması gerekiyor diyecek, diyor da. Ama hepsi yanlış dediklerinin her biri koca bir hata. Çünkü aşk bir kalıba sığmaz, onu bir kalıba da sokamayız. Çünkü tıpkı biz insanlar gibi aşkında türlü türlü huyları vardır. Ve bu huylar insandan insana değişir. Eğer biri sizi gerçekten seviyorsa tek ve gerçek belirtisi bunu size hissettirecektir. "Seni seviyorum, sana aşığım, sen herkesten farklısın." Kelimelerinin her biri boş. Asıl önemli olan bunu kalbe değil ruha hissettirmek. Çünkü hiçbir insan eşsiz yaratılmaz. Yapbozun tek parçası olarak dolaşmaz. Eğer sevilmek istiyorsanız bu tür koşullara gerek duymayın. Sevmenin, sevilmenin birçok yolu var.
Aşk kalıplarda değil ancak ve ancak ruha sığar. Deriz ya âşık olduğumuzda, içim içime sığmıyor. Çünkü aşkı yanlış yerlerde tutuyoruz. Siz, siz olun ve sizi gerçekten önemli, eşsiz, güzel, değerli hissettiren biriyle olun. Bu kişi kötü davranışlar yapsa bile siz ve sizin sevginiz onu bile değiştirebilir. Fakat dediklerimi yanlış birisinin üzerine yapıştırmayın. Sizi hayatının sonuna kadar sevebilecek ve bunu hissettirecek biriyle olun.
☥☥☥
Aphep ve Ra'nın savaşından sonra Aphep çok darbe almıştı. Ra'nın da ondan kalır yanı yoktu. İkisi de çok hasar almışlardı fakat günün sonunda yine Ra kazanmıştı. Bunu bir kılıca borçluydu.
Güneşin Laneti.
Bir nevi Ra'nın kılıcı da deniyordu bu kılıca. Ra, Aphep'in güçlerinin kontrolünü kılıca mühürleyip onu gerektiği kadar kullanamamasını sağlamıştı.
Oysa Aphep birçok tanrıdan daha zekiydi ve güçlerini yine bir şekilde kazanabilir ve savaş açabilirdi. Ra bunu biliyordu ve bu yüzden Aphep'in yaşadığı yaşam sürelerini sonsuzluğa mühürleyip onu küçük bir çocuk haline çevirmişti.
Ra, Aphep'i Mısır'ın en ıssız yerine götürüp bıraktığında Aphep'in önünde kocaman ıssız bir çöl bekliyordu.
Ra'nın yaptıklarına kimse anlayamazdı. Neyi niçin yapıldığını da kimseye demezdi.
