YENİLİKLER

19 4 0
                                    

"Vücudunun her yerinde yazılıyken geçmişini unutmak zordur."

Gözlerimi açtığımda farklı bir dünyaya bakıyor gibiydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi açtığımda farklı bir dünyaya bakıyor gibiydim. Farklı bir bedende gibi farklı görüyordum etrafı ya da gözlerim beni yanıltıyordu. "Aramıza tekrar hoş geldin." dedi tatlı bir kadın sesi.

Koyu kahverengi gözleri ilk gördüğüm şey oldu. Sonra koyu kahverengi, dalgalı saçları. Üzerinde bir önlük vardı ve başımda duruyordu. Yattığım yatağın hemen yanındaki komodinin üstünde bir tepsi vardı ve tepside de isimlerini bilmediğim birkaç farklı bitkiler vardı. "Ne oldu bana?" diye sordum. Sesim kısık ve cılız çıkmıştı. Boğazım ve dudaklarım kuruydu.

"Cemiyetin revirindesin. Bir anda bayıldın ve bir orámata tou parelthóntos* gördün sanırım, tatlım." dedi ve bana çok içten bir şekilde gülümsedi. Gülümsemesinde beni rahatsız eden bir şey vardı. Ne gördüğümden kendim daha emin değilken, gördüklerimi kimseyle paylaşmayacaktım.

Usulca başımı olumsuz anlamda salladım. "Ben bir şey görmedim. Orámata tou parelthóntos ne bilmiyorum bile. Asher nerede?" dedim ve yattığım yatakta biraz doğruldum. Kadın hemen ellerini omuzlarıma koydu ve geri yatmamı sağladı. "Asher, Lucian, Alamea ve Zayn, seninle ne yapacaklarına karar veriyorlar." dedi tatlı tatlı kadın.

Başımı anladığımı belli edercesine salladım. Eğer sizi aptal yerine koyuyor iseler sizde aptal gibi davranmaya devam etmelisinizdir. "Ben biraz su alabilir miyim?" dedim nazikçe ve kadının yaptığı gibi gülümsedim.

"Ah, evet, elbette. Hemen getiriyorum."

Kadın gözden kaybolduğu an ayağa kalktım. Yatağımın yanındaki komodinin çekmecelerini açıp içlerini karıştırdım. Tıbbi eşyalar dışında bir şey yoktu. Tepsideki bitkilere baktım. Hiçbirini bilmiyordum ve en kısa zamanda bir şifalı bitkiler kitabı bulup okumam gerektiğini aklıma not düştüm. Ne kadar çok şey bilirsem kandırılmam zor olurdu.

Yaklaşan adım sesleri duyduğumda bir küfür savurdum. Kadın çok şüpheli duruyordu ama ortalıkta bir şey yoku. Yattığım yatağa dikkatlice baktım. Yastık altına, çarşafa, yatağın altına. Her şeye baktım. Benim yattığım yeri revirdeki diğer yataklardan ayıran bir perde vardı sadece ve diğer yatakların hepsi boş sayılırdı.

Biri hariç.

Çokta uzağımda olmayan bir yatakta yatan biri vardı. Koyu renkli, dağınık saçları yüzüne düşüyor ve uzun süredir taranmadığını gösteriyordu. Solgun teniyle tezat oluşturan güçlü, yapılı bir vücutla yatakta yatıyordu. Uyuyor gibi görünmesine rağmen gözleri açıktı ve kırpılmıyordu, boş boş yukarıdaki tavana bakıyordu. Adım sesleri giderek yaklaştığında iç çektim ve yatağıma geri yattım, gözlerimi kapattım ve dinleniyormuş gibi yaptım.

Çok kısa bir süre sonra şifacı kadının sesini tekrar duydum. "İşte, biraz su getirdim." dedi tatlı tatlı sesiyle. Gözlerimi açtığımda, komodinin üstündeki tepsiyi alıp yerine bir sürahi su ve bir bardak koydu. Sonra bardağa su doldurup bana uzattı. "Teşekkürler." dedim kuru kuru ve doğruldum.

-_ÖKY_- -_✔️_-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin