0.8

247 30 21
                                    

"Bugün ayrı bir şıksın, Kazu. Hayırdır?"

Childe'ın sorusuyla kendi kendine gülen Kazuha, o gün farklı olarak açık bıraktığı saçlarını tarıyordu. "Ayaka'ya buluşma sözüm var, aşırı mı kaçmış?" diye açıkladıktan sonra, sorusunu sormayı da ihmal etmemişti.

"Ayaka mı?"

"Evet?"

"Oğlum, sen daha iki hafta önce Scara'dan hoşlanmıyor muydun?"

"Öyle... Ama düşündüm de, mümkün olmayan bir aşkın peşinden koşup kendimi yıpratmak için çok gencim. Yani... Yeni birilerine kendimi itersem eminim sonunda daha mutlu olurum."

Kazuha'nın açıklamasını bir süre sessizce dinleyen Childe, kaşlarını istemsizce çatmıştı. Mümkün olmayan bir aşk mı? Kazuha ve Scaramouche mu? Hayır, hayır.

Konuşmak için ağzını açtı bir an, fakat Scaramouche'un böyle bir şeyi istemeyeceğini hatırladı. Muhtemelen kendisini öldürürdü.

"Bol şans." dedi sadece. Ne dese boştu, Ayaka'nın kendisi için uygun olmadığı gibi bahaneler çok saçmaydı ve Kazuha kesinlikle bir şeylerin döndüğünü anlardı.

"Teşekkür ederim, şansa sahiden çok ihtiyacım olacak." dedi Kazuha. Buluşmasına daha bir saat vardı, Childe ile takılmak için bolca zamanı da. 

Bir süre sohbet etti ikili, fakat Kazuha'nın gözünden kaçmayan bir şey varsa o da Childe'ın soğuk tavrıydı. O, bir sorun olmadığı sürece bu kadar mesafeli davranmazdı kimseye karşı. Ne yapmış olabileceğini düşünüyordu Kazuha, Childe'ı kızdıracak nasıl bir hata yapmış olabileceğini.

O sırada aklına gelmişti saate bakmak. Kıyafetinin kolunu biraz sıyırarak siyah saatine baktı, buluşmasına yarım saatten az kalmıştı. "Ben kalkayım artık, Childe. Görüşürüz sonra." dedi ve oturduğu koltuktan kalktı. Childe de ona uyum sağlayarak ayaklanmış, kapıya kadar geçirmişti onu.

Kazuha evden çıktıktan sonra kapıyı arkasından kapatan Childe, derin bir iç çekti ve koltuğa uzandı. Cebindeki telefonunu çıkardı ve bildirimlere göz gezdirdi bir süre, fakat cevap vermek istemiyordu. Ne de olsa bir ara yazardı bir şeyler geri.

Instagram DM'lerine girdi ve Scaramouche'un kullanıcı ismini yazdı, eski mesajlara baktı bir süre. Nasıl anlatacağını bilmiyordu. Hatta anlatmalı mıydı, bunu bile bilmiyordu.

Uygulamadan çıkıp telefonunu bir köşeye koydu Childe. En yakın arkadaşının ilişki hayatı ona dert olmuştu resmen. 

"Salak çocuk, yemin ederim salak." diye söylenen Childe, koltuktan destek alarak doğruldu ve köşeye koyduğu telefonunu tekrardan eline aldı. Scaramouche'u buraya çağıracaktı, böylece Kazuha veya Ayaka'nın atacağı olası bir Instagram gönderisi ya da hikâyesine birlikte söveceklerdi.

Telefon rehberinde gezdi bir süre, nihayet "Mochi 💥" ismini gördüğünde tıkladı ve telefonu kulağına götürdü. Çok değil, üç çalıştan sonra karşı taraf telefonu açmıştı.

"Alo?"

"Efendim Childe?"

"Sıkıldım be Scara, özlettin kendini. Gelsene bana."

"O ne lan öyle? Palyaço muyum ben, salak herif?"

"Hadi be Scara, kırma kalbimi."

Karşı taraftan gelen iç çekiş sesini duysa da gülümsemişti Childe. Scaramouche onu kırmazdı, biliyordu.

"Tamam, çıkıyorum on dakikaya."

"Gelirken cips alırsan cennetliksin."

Telefon yüzüne kapanınca Childe kendi kendine güldü ve telefon ekranına baktı. Scaramouche, hiçbir zaman telefonda konuşmayı seven birisi olmamıştı. Yüz yüze iletişimde de pek iyi olmasa da telefonda konuşmayı ekstra sevmiyordu.

Yaklaşık yarım saat geçmişti Childe'nin koltuğa uzanmasının üzerinden. Kapı çalmasa kalkmaya hiç niyeti yoktu fakat Scaramouche'u dışarıda bırakırsa kesin dayak yiyecekti. Bu yüzden bedenini zorlayarak kalktı ve kapıya ilerleyip arkadaşı için açtı kapıyı.

Kısa bir selamlaşma faslının ardından içeri geçip yerleşmişlerdi. Kutu içecekleri ve cipsleri açan Scaramouche, Childe'ın sehpayı boşlatmasıyla tek tek yerleştirmişti hepsini.

Arada masadaki cipslerden atıştırırken telefonunu çıkarıp Instagram'a girmişti Scaramouche. Herkesin attığı hikâyelere birkaç saniye boyunca bakıyor, fazla vakit kaybetmeden yenisine geçiyordu.

Fakat bir tanesine gelince durdu.

"Ayaka ve Kazuha?" dedi. Gördüğü şeye inanmak istemiyordu.

Fakat gerçekti. Scaramouche her ne kadar kabullenmek istemese de birliktelerdi.

Fotoğrafı inceledi Scaramouche bir süre. Ayaka ve Kazuha, hoş bir alandaydılar. Etraf yemyeşildi ve çok güzel görünüyordu. Hatta ufukta şırıl şırıl akan bir dere bile vardı.

Beyaz saçlı oğlan, saçlarındaki ufak kırmızı tutamı kulağının arkasına atmıştı. Gözleri gülerken kısılıyordu. Sağ kolunu, samimi bir şekilde yanındaki kızın omzuna atmıştı.

Ayaka'nın da şıklık konusunda ondan aşağı kalır yanı yoktu. Saçlarını topuz yapmış, artık uzamaya başlamış kahküllerini iki yana atıp perçem gibi durmalarını sağlamıştı. Başında sade ama hoş duran beyaz bir taç bile vardı.

Scaramouche'un mırıldanmalarıyla anlamıştı Childe onun ne gördüğünü. Yavaşça arkadaşına yaklaştı ve elini onun omzuna koydu destek vermek istermiş gibi. Ne yapabileceğini pek bilmiyordu, fakat ona yanında olduğunu hissettirmek istiyordu.

"Scara..." diye seslendi Childe. Scaramouche, onların beraber olduğu birkaç hikâyeyi daha izlemişti aynı şekilde. Sırtını bükmüştü.

Nihayet telefonunu kapatan Scaramouche, cihazı sehpanın uzak bir köşesine koydu. Bacaklarını karnına kadar çekti ve sarıldı onlara. Küfretmiyordu, sinirlenmiyordu. Sadece boş gözlerle sehpaya bakıyordu.

"O salak için ağlarsan pataklarım seni şurada, Scara. Sakın." dedi Childe. Ardından paketlerin birinden aldığı cipsi arkadaşının ağzına doğru uzattı.

Cipsi ondan alan Scaramouche, sehpanın üstüne koydu ve yüzünü gömdü kollarına. Durumun gerçekten de ciddi olduğunu gösteriyordu böylece.

Kolunu arkadaşının omzuna attı Childe. Onu biraz kendine çekti ve güvende hissettirmek ister gibi sarıldı ona. "Kazuha'nın o kızı gerçekten sevdiğine inanmıyorum ben, sen ne düşünürsen düşün."

"Ne fark eder? Onunla birlikte, Childe. Eminim ki bu son görüşmeleri olmayacak."

"O zaman benim bir fikrim var, Kazuha'yı da bir güzel test ederiz."

"Ne fikri be?"

"Neden Kazuha'ya aynı şekilde karşılık vermiyorsun?"
____

Vurmayın n'olur.

Adanmış Kalpler Hapishanesi - [ KazuScara ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin