"Kızlarının ölümüne er geç alışırlardı. Ama paramparça olmuş bir kafatasını unutmak imkansızdı."
-Veronika ölmek istiyor-
Sabah gözümü açtığımda onların yüzü yerine sorgu meleklerini görmek isteyeceğim halamla annemin yüzünü görmüştüm. Sesli bir şekilde yutkunarak yarı vaziyette doğruldum. Bir gözümü ovuştururken aynı zamanda "Noluyor ya!" mırıldanmıştım. Daha yeni yüzlerini seçebilmişken Seyranın eski yatağında oturan halam aşağılarcasına anneme bakıp tekrar bana döndü. "Elinin körü oldu. Gız dediğin bu saate kadar uyuduğu nerde görülmüş iyice saldın kendini ben mi hizmet edeyim bu saatten sonra neyse kalk hazırlan aşağı in hayırlı bi meselen var."
Hayırlı bir mesele? Saniyesinde gece olanlar aklıma düştüğünde korkuyla kalbim sıkışmaya başladı. Hızla gözlerimi annemin gözlerine diktiğimde yorgunlukla başka bir yere çevirdi. Bilerek bakmamıştı gözlerime sesini çıkaramazdı çünkü. İkiside ayağa kalkıp odadan çıktığında kendimle kalmıştım ama düşünüp üzülmeye fırsatım bile yoktu çünkü aşağı geç inersem yüzüme sert bir tokat çarpılırdı. Çok ağlayan biri olmamama rağmen gözlerim yine dolmuş bir şekilde dolabın önüne gelerek elime geleni üzerime geçirdim terliklerimide giyip aşağı indim.
İsyan etmeyen biriydim. Daha doğrusu isyan edipte dayak yemeye hali kalmayan biriydim bu yüzden sessizce masayı hazırladım, çayı koyup anneme yardım ettim. Şimdi ise o kahvaltı bile yapmadan akşam yemeğini hazırlıyordu ben ise onun çökmüş olan suratını inceliyordum. Yanakları hafif aşağı doğru sarkmış, göz altları çökmüş, ışıksız göz bebekleri patates doğramaya odaklıydı ama kafasının dolu olduğu belliydi. Acele etmiyordu sakince yapıyordu çünkü akşama daha çok vardı. Bizim sofraya oturup keyifle kahvaltı yapma gibi bir lüksümüz yoktu evin hizmetçileri gibiydik ki hizmetçiler bile bizden daha iyi şartlarda yaşıyordu.
Kızmak isterdim bazen anneme, bağırıp çağırmak neden bu adamı terk etmediğini, bizi doğurduğunu hepsinin hesabını tek tek sormak isterdim ama sonra hatırlardım. Ona öyle bir güçte, şansta,seçme hakkıda verilmemişti ayrca korkaktı. Benim annemi babası zorla satmıştı babama klasikti yani bi Seyrana kıyamazdı beraber dayak yerdi. Yutkunamadığımı hissettiğimde onu incelemeyi bırakarak arkamı dönüp belimi tezgaha yasladım, bu sefer taş duvarda asılı olan aynada ikimizi görmüştüm.
Benim anneme benzemiş cansız gözlerim, aşağı mutsuzlukla sarkılı dudaklarım, beyaz tenli olmamama rağmen soluk duran tenimle ceset gibiydim."Sunaa! Gel hele bakem güzel gızım." Babamın sesiyle komut verilen robot gibi saniyesinde geçtim. Masanın başında peçetesini almış tek tek sökmek istediğim bıyıklarını siliyordu. "Halan çıtlatmıştır illa sana biliysin ki eşek gadar gız oldun o yüzden seni verecez hemide Hasan ağanın oğluna. Zengine gidiysin baban sayesinde yat kalk şükret. Yarın gelecekler ona göre hazırlığızı yapın." Gıcık şivesiyle söylediği her kelime midemi bulandırmaktan ve gözümün önünü karartmak dışında bir başka bir hissi tekrar çıkardı. Korku hissini ve ölme isteğini. Sesimi çıkarmadan başımı salladım.
"Odana çık hazırlan hamama gidecez." Başımı salladım yine sessizce odama çıkarken durup konağın balkonuna geçtim. Aşağı atlama isteğim gün yüzüne çıkmıştı, ellerimi taştan soğuk çıkıntıya koyup yutkundum. Bir elimi çekip kalçamı koyarak kendimi çevirip bacaklarımı aşağı sarkıttım. Kalbim heyecanla ve korkuyla hızlı hızlı kulaklarımda atmaya başlamıştı. Burdan düştüğümü çenemin ve kafamın bazı yerlerinin parçalandığını sonra kaburga ve bacaklarımın kırıldığını hayal ettim. Kesinlikle oluşan pislik yüzünden ve Saffet gibi zengin bir adamla evlenmediğim için bir sürü bela ve hakaret yiyecektim.Kendimi biraz daha öne ittirecekken merdivenden adım sesleri gelince korkuyla kendimi geri çektim.
Kendimi toparlayıp odama geçtiğimde kalbim hala çarpıyordu. Onlardan kurtulduğumu artık bunları yaşamak zorunda kalmadığımı düşünmüştüm ve düşünmesi hayal etmesi bile bana çok zevk vermişti.
Bıkmıştım gerçek anlamda. 20 yaşımdaydım 6 ayım kalmıştı 21 olmama, gençliğimi yaşayamadan yaşlanmış hissediyordum. Kurtulmak istiyordum aldığım nefesim bile yüktü bana. Halamın girmesiyle kafamı ona çevirdim. "Hazırlanmadın mı daha? hadi hızlı ol." Söylene söylene tekrar çıktığında bende hazırlandım ve hamama gitmek için konaktan ayrıldık. Adetti bu kıza kısmet çıktıysa önce hamama götürülür,bir güzel soyulur, bakılmadık, eleştirilmedik yer kalmazdı. Kendileri gibi iğrenç bir adetti.Bakılmıştı. Her yerime bakmış aşağılanmış, elde ki malzeme bu diyip eğlenceye geri dönülmüştü. Ben mi? Ben mide bulantımı bastırıp mermerle bakışarak sıcak suyu kendime döküyordum. Yanımdaki kadınlara gözüm kaydığında kafamı kaldırıp allaha yalvardım rabbim ya canımı al ya da kötü insanlardan saklanmama yardım et. Yanaklarımdan süzülen tuzlu su dudaklarıma değdinde engel olmadım zaten burda beni umursayan biri yoktu. "Yarın mı gelecekler ay adamda hiç iyi biri değil ama Suna adam edecek artık sahip çıkacak evliliğine aldatsada, dövsede!"
Kaşlarımı kaldırıp tersçe baktım."Pardon! Ben hayvan terbiyecisine mi benziyorum ordan bakılınca" sinirle söylendiğimde halam ve annem aynı anda çimdiklemişti beni. Kadın ayıplarcasına bana bakınca içimden dil çıkarmak gelsede göz devirip önüme döndüm. "Neyse hanımlar kalkın hade herkes evine daha biz gelinimizi hazırlayacağız." Tüm kadınlar toparlandığında çok şükür bitmişti bu eziyet. Eve direkt geçmemiş yarın için alışveriş yapmıştık sonunda eve geldiğimizde hazırlanmayı bahane ederek direkt odaya çıktım. Telefonumu alıp stresle önce Seyranı aradım.
"Alo, abla kusura bakma ya aramışsın görmedim dönmeyede vaktim olmadı malum okul, yalı falan derken." Heyecanlı konuşmasıyla yine kendi gününü anlatacağını anladığımdan hemen konuşmayı devraldım. "Seyran ben evlendiriliyorum." ses gelmeyince seslendim. "Seyran?" Hışırtıdan "Ne? Kiminle yani ne hissetsem bilemedim tebrik mi etmeliyim." Sinirle kaşlarımı çattım onun ne hissettiğinin ne önemi vardı. "Ne hissedeceğine karar vereceğine önce benim ne hissettiğimi sormakla başlaman daha iyi olur." Laf çarptığımda ofladı. "Ay abla ne bilim öyle şaşırdım bir an nasıl hissediyorsun, kim isteyen kişi?"
"Bok gibi hissediyorum. İsteyen Saffet." Tepkisini beklerken odanın tüm köşelerini hızlı hızlı geziyordum. "NE! Nasıl ya babam vermeyecek di mi, deli be o" Bağırmasıyla telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. "Ne bağırıyorsun Seyran Allah allah. Verecek tabi o parayı duyunca gözleri açıldı." Gezmeyi bırakıp sertçe yatağa çöktüm. "Abla...evleneceksin yani." Tekrardan ağzıma tuzlu su tadı gelince göz yaşımda boğulup ölmek istemiştim. "Yardım edin bana Seyran sen ve Ferit." Cevap vermedi. Keşke verseydi bu daha ağırdı. "Anladım." Abla diye seslensede üzerine kapatmıştım.
Reddetmişti beni tanırdım ben Seyranı, bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafasındaydı. Ben her yaz istanbulda kaldığımızda Ferit'in aldatmaları, saygısızlıkları için ortalığı ayağa kaldırırken onun için herkesi karşıma almışken o beni teselli bile edememişti. Artık hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Sürüne sürüne yere inerek yatakla komidinin köşesine geçip bacaklarıma karnıma çekip kafamı gömdüm. Aşk evliliği hayali kuracak bir kız değildim ama sapık ve aptalın biriyle evlenemeyecek bir kızdım. Hiç bir kız böyle bir adamla evlenmek istemezdi.
Nefes alamamaya başlayınca elbisemin yakasını çekerek doğruldum. Elimdeki telefonda düşünmeden Ceylan'ın numarasını tıkladım bir tek o bana destek olurdu. "Alo bal suratlım. Kahveli çikolatam aklına geldim mi şükürler olsun."
Onun neşeli tatlı sesi bana huzur verirken ağlamamı arttırmıştı. "Suna ne oldu güzelim, baban yüzünden mi ağlıyorsun?" Şefkatli sesi içimdeki kız çocuğunu incitirken nefes alamadığımı hissetmeye başlamıştım. Konuşamazken onayladım onu tiz sesi yükseldi. " O- o şerefsiz seni verecek değil mi! Allah kahretsin onu! Geliyorum bekle hazırlanıp çıkıyorum hemen."Konuşmama gerek kalmadan anlamıştı o beni. Telaşla o görüyormuş gibi elimi salladım. "Ceylan y-yok gelme yetişemezsin zaten sabah isteyecekler." Konuşurken kekelemiştim Ağlarken sesim çok çıkmasın diye elimi ağzıma kapattım. "Suna...Suna kaç saat gece 3 e bilet buldum İzmir'e." Durdum. Kaçabilir miydim gerçekten?
Nasıl gidiyor? fikir, öneriye ve yorumlara açığım büyük ihtimalle kaldıracağım kitabı hevesimi almayı bekliyorum
Sen çok yaşa KaySun!
-Onlar için +18 bi kitap düşünüyorum ama linçlenirim diye ufaktan tırsmıyorda değilim.-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakla Beni •KaySun•
ChickLitSürekli yan karakter olan Suna, kaçarak kendi hikayesinin başrolü olmaya kararlıdır. Kaya ise karanlık tarafını saklamayı iyi bilen biriydi. Kendini her anlamda geliştirmiş ve babasının işini devam ettirmek için Londra'dan Türkiye'ye dönmüştü. Ve...