-5-

655 34 21
                                    

"Kendisi için yarattığı bu imaja uygun davranmaya çalışmak hemen hemen tüm enerjisini tüketmişti. Bu yüzden, kendisi olmak için gereken enerji hep eksik kalmıştı."

-Veronika Ölmek İstiyor.-

"Ceylan, yaptığımızın senin ve ailenin başını nasıl bir derde sokacağını tahmin ediyorsun değil mi?" Endişeyle konuşurken elim boynumu sertçe ovuşturuyordu. Gözlerini boş yoldan ayırıp bana çevirdiğinde, hüzünle karışık sinir vardı. "Suna bırak onu da ben düşüneyim sende kendini düşün artık. Ne zaman farkına varacaksın seninde bir hayatın olduğunu, yaşaman gerektiğini, kimseyi memnun etmek zorunda olmadığını?" 

Tekrar önüne döndüğünde bende kafamı cama çevirdim.  Acı bir gülümseme yüzümde oluştuğunda, eş zamanlı bir yaş süzülmüştü yanağımdan aşağı boynumdaki elim ise şimdi kalbimin üzerindeydi. "Ben yaşadığımın hiç farkında değilmişim biliyor musun Ceylan." Boğazım düğümlendiğinde yutkunmak için ara verip devam ettim. "Ben dün gece Kaya'yla karşılaştığımdan beri yaşadığımı hissediyordum."

Gözlerimi ona çevirdiğimde onunda gözlerinin dolduğunu fark ettim. "Ben, babamın beni karanlık odaya götürüp dövdüğünde bile sadece ellerimi yüzüme kapatıp bitmesini bekliyordum." Sesim titreyip ağlamaya başladığımda benimle beraber ağlamaya başladı.  "Dün gece ilk defa kendim için bir  şey yaptım...senin verdiğin destek ile." Boşta olan elini iki elimle sıkıca kavrayarak öptüm "Sen benim kardeşimden yakınsın bana, ben, sırt çeviren, beni sapıkla evlendirecek ailemin yanında bile olmuşken nasıl olurda canımı düşünmem."

Alt dudağı titrek bir şekilde aşağı eğilmişken, kızarmış burnunu çekti. "Keşke önceden seni çekip kurtarabilseydim." Gözlerimde şefkatle baktım ona, benden iki yaş küçüktü Ceylan ve ona karşı ablalık duygum tetikleniyordu. "Güzelim benim sen benim için en büyük şeyi yaptın bana ailemden gidebildiğimi, başka gidecek bir yerim olduğunu gösterdin." Dolu dolu gözleriyle bana bakıp kafa salladığında, konuşamayıp dudaklarımı birbirine bastırdım. Tekrardan cama dönüp yolu izlemeye çalıştığımda o da kendini tutuyordu.

"Bal suratlım, kalk hadi geldik evimize." Elim başıma giderken ayılıp gözlerimi açtım.  "Geldik mi?" Uykulu halimle konuştuğumda, heyecanla kıkırdayıp cevap verdi. "Geldik diyorum ya şapşal. Ay çok heyecanlandım ya gel fakirhanemize bak artık burda beraber yaşayacağız."  Yüzümde kocaman gülümsemeyle arabadan indim. Siteye ilerleyip girdiğinde bende peşinden girmiş, asansöre binip üçüncü katta basmıştı. Asansör durduğunda hemen anahtarını çıkarıp içeri girdi ve ellerini açarak etrafında döndü.

"İşte geldik! Nasıl beğendin mi senin odan için alışveriş yapmadım beraber yaparız diye hadi gel."
Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdiğimde, hemen elimden çekerek beni gezdirmeye başladı. "Kız dur düşeceğim." Gülerek gezmeye başladığımızda kapının hemen sağında olan mutfaktan başladı. "Bak burası hiç el değmemiş mutfak burda sen yemeklerimizi yapacaksın çünkü ben yapamıyorum." Gerçekten yapamıyordu bir kere makarna yapmıştı ama korkunç bir şeye dönüşmüştü o günden beri birlikte olduğumuzda ben yapardım.

Ordan çıkıp yan taraftaki odaya girdi burda ise siyah L bir koltuk küçük televizyon ünitesi ve abajur vardı. "Burası oturma odası." Ordan da çıktığımızda karşı duvarda tuvalet-banyo onun yanında ise bir o da daha vardı. "Bak burası benim odam." Kapıdan girdiğinizde duvara dayanmış mor örtülü bir yatak onun hemen üzerinde renkli iplerle ve tatlı mandallarla tutturulmuş sevdiği insanlarla birlikte olduğu fotoğraflar vardı, yatağın hemen kenarında komidin ve onun yanında üzerinde adını bilmediğim bir çok makyaj eşyası olan aynalık vardı.

Ev 3+1 ev olduğu için en son yine kapıya dönmüştük. Kapının solunda kalan odaya beni yönlendirip açtı bu sefer önce kendisi girmemiş önce benim girmemi bekledikten sonra kendiside hemen arkamdan geldi. Odayı süzdüğümde gözlerim dolu bir şekilde tekrar Ceylan'a döndüm. "Teşekkür ederim her şey için." Fısıldayarak söylediğim şeyle anlayışla gülümsedi. Oda onun odası gibi dizayn edilmişti tek fark onunki renkliyken benim odam sadeydi.

"Hiç bir şey koymadık, eşyalar yeni alındı ben normalde pembe ağırlıklı yapacaktım ama annem beğenmeyeceğini düşündüğü için kendi seçer diyip zorla engel oldu bana." Yalandan göz yaşalarını siliyormuş gibi yaptığında yüzümü buruşturup "iyi ki engel olmuş." Dedim. Kollarımı açarak ona gittiğimde o da hemen karşılık verip sıkıca sarıldı. "Hadi eşyalarını yerleştirelim." Heyecanla konuşup zaten küçük olan valizimi getirip içindeki eşyaları yatağa döktü benide elimden tutup çektiğinde ikimizde yatakta oturarak katlamaya başladık.

Dalgındık ben onun ne düşündüğünü tahmin edemiyordum ama ben Antep'ten kaçtığımdan ya beni öldürmek ya da zorla evlendirmek için peşime düşecek olan babamın ona zarar verme ihtimalinden korkuyordum. Benim için ölmek problem değildi ben yaşamayı bilmiyordum ki  ama o adamın karısı olmak veya Ceylan'a bir şey olma ihtimali dahada acısı beni ikisi arasında tehdit etmesi ölmekten beterdi ederdi.

Ceylan'a bir şey olmasına izin veremezdim.  Elbiselerden kafamı kaldırıp, arkadaşıma dert olduğumu bilerek baktım. Belkide ben kendimi öldürmeliydim aniden kafasını kaldırıp bana baktığından gözlerimi kaçırıp tekrar elbiseleri katlamaya devam ettim.

"Yarında çıkar sana elbise, yatak örtüsü, şampuan falan alırız." Durduğunda ona baktım dudakları sinsi bir gülümsemeyle kıvrıldı. "Hatta şöyle seksi seksi renk renk iç çamaşırları alırız." Hızla elimdeki kazağı ona vurduğumda yüzünü kapattı. "Hiç bir şey almayalım bana. Her şey olduğu gibi kalsın aldığımız şeyler sana yük gibi kalmasın sonra." Sonlara doğru sesim daha da kısılırken Ceylan "Suna sus!" Diye sertçe ikaz etmişti beni.

"Yapma bunu kendine." Gözlerimi bir kaç saniyeliğine kapatıp açtım. "Olurda engel olamazsam babama Ceylan ya yaptıkların boşa giderse." Sinirle bir nefes verip ayağa kalktı. "Yaptığım hiç bir şey boşa gitmez ama yapamadığım her şey zoruma gider! Sen benim tek kız kardeşimsin Suna annem öldüğünde koşa koşa gelmiştin yanıma, kimseye haber bile vermemiştin ertesi gün babanlar seni gözümün önünde döve döve aldı ve ben hiç bir şey yapamamıştım şimdi bırak ben yardım edeyim sana tamam mı?" İkimizde ağlıyorduk kafamı salladığımda sıkıca sarıldı bana.

"Neyse ben elbiseleri yerleştireyim." Dediğimde yalnız kalmak istediğimi anlayıp çıktı. Elbiseleri boş olan dolaba yerleştirdiğimde yorgun bir şekilde kendimi banyoya attım. Gözlerim aynadaki yansımama kaydığında yüzümün ve gözaltımın çökmüş, cildimin ise daha da solduğunu gördüm. Bütün gece Kaya bu surata maruz kalmıştı demek. Onun için üzülmüştüm kim böyle ölmüş görünen biriyle uğraşmak isterdi ki eminim yardım etme teklifini bana acıdığı için yapmıştı ki haksızda değildi acınacak halde duruyordum.

Daha fazla kendimi incelemeye dayanamayarak suyun altına girdiğimde  vücudum anında gevşemişti. Bir kaç gündür yaşadıklarımla on yıl yaşlanmış gibi hissediyordum. Akan suyu avuçlarımda toplayıp baktığımda bir iç çektim. Küçüklükten beri suyu severdim bana huzur verir ve arındırıcı gelirdi. Bu arınmanın sadece bedensel olarak değil ruhsal olarak olduğunu düşünüyordum.
Şaşırtıcı bir şekilde bu zamana kadar hiç denize girememiştim.

Bir keresinde Seyranlarla gitmiştik ama yerinde duramayan çift illa herkesin huzurunu kaçırıp ilgi odağı olmaya bayıldığı için sürekli didişip kavga etmelerinden herkese zehir olmuştu ve giremeden dönmüştük. Aklıma Seyran geldiğinde yüzüm düşmüş kaşlarım ise hafifçe havalanmıştı. Canım kardeşim her zaman arkasında duran ablasını en zorda olduğu zaman duygusal teselli bile vermemiş huzuru kaçmasın diye beni arkasında bırakmıştı.

Şimdi başımdan aşağı akan sulara, yanağımdan süzülen göz yaşlarımda eşlik ediyordu. Düşünceler kendimi kötü hissettirirken hızlıca duşumu alıp çıktım. Tayt ve üzerine beyaz kalın bir sweat alarak kendimi rahat yatağa bıraktım. Yastığı bile konaktaki her şeyden daha rahattı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 26, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sakla Beni  •KaySun•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin