YARA

151 13 0
                                    

Gözlerimi istemeyerek de olsa açmıştım,yoğun demir kokusu bütün evi kaplamıştı, dün gece kendimi nasıl bıraktıysam o şekilde salonda uzanıyordum, yavaşça yerimden doğruldum salon berbat haldeydi kendime bir şeyler hazırlamak için mutfağa doğru yöneldim, bir yandan kahvemi içiyor diğer yandan ise pansuman yapıyordum bu acı vericiydi ama hoşuma gitmiyor desem yalan olurdu

Kafamı çevirmemle telefondaki bildirimle göz göze geldim, yabancı bir numaradan mesaj gelmişti

Bilinmeyen numara : numaranı bulmak çok da zor olmadı aslında

Ben: kimsiniz

Bilinmeyen numara : ben çelik, sana bir can borcum var, müsaitsen buluşalım sana teşekkür etmek istiyorum

Ben: olur, attığım konuma gel

Bilinmeyen numara: tamam, bekliyorum

Çelik numaramı bulup yazmıştı, neyse gidelim bakalım ne istiyormuş prens bey

Pansumanı mı bitirmiştim, balkona çıkıp bir sigara yaktım Karadenizin enfes manzarasına karşı, kendimi tekrar gece olmasını dilerken bulmuştum, yıldızlar ve ay benim tek yoldaşımdı, çeliğe konum atmıştım konum deniz kenarı bir depoydu üstüme beyaz boğazlı bir kazak giydim ve altınada siyah bir kot tercih ettim üstüme siyah deri ceketimide giydiğimde artık hazırdım

Arabama atlayıp konuma gittim,siyah bir araba vardı çelik arabaya yaslanmış siyah gömlek ve takımıyla çabuk toparlanmış gibi duruyordu arabadan indim ve uzunca bir bakışma yaşadık çelik söze girdi

Çelik: sana teşekkür etmek istedim

Ben: önemli değil, abartma

Çelik : bir seri katile göre fazla merhametlisin

Ben: ne istiyorsun, seni orada ölüme mi terk etseydim

Çelik: hayır, ama yapabilirdin, sadece neden yapmadığını öğrenmek istiyorum

Ben: evet,yapabilirdim, hala çok geç sayılmaz

Dememle düdaklarında bir gülüş belirdi

Çelik: neyse konuyu uzatmayacağım, bende bir eşyan kalmış

Dedi ve yanındaki maskemi bana uzattı,beyaz maskenin üzerinde kan lekeleri vardı, maskeyi aldım ve bir şey demedim

Ben: kimsin sen?,o gece orada ne işin vardı

Çelik: ben bir mafyayım, bir İtalyan mafyası, silah kaçakçılığı yapıyorum, gemi yoluyla, bunu sana söylüyorum çünkü ben demesemde zaten öğrenirdin

Ben: evet öğrenirdim de bir İtalyan mafyasına göre çok yalnız geziyorsun ve Türkçen çok akıcı

Çelik: annem Türk, babam ise İtalyan

Ben: anladım, demek öyle

Çelik: aynen

Ben: artık gitmem gerekiyor

Başım dönüyor du gitsem iyi olacaktı
Giderken çelik kolumdan tuttu beni engellemek için, kolumdaki yaranın ağrısıyla dudaklarımdan ince bir feryat çıktı, dikişim patlamış kolumdaki kan elimin ucundan parmaklarımdan damlıyordu

Çelik: dur, gitme

Derken elimdeki kanı gördü

Çelik: sen yaralısın!

Çeliği ittirdim ve bırak beni ben kendim hallederim dedim

Çelik: bırak borcumu ödeyeyim!

Ben ne olduğunu anlayamadan çelik beni kucağına almıştı arabasının koltuğuna yatırdı ve arabayı tahminimce evine sürüyordu, kan kaybettiğim için sarhoş gibiydim

Eve geldmiştik çelik beni kucağına aldı ve evine girmiştik beni onu yatırdığım koltuğa yatırdı

Ben: gerek yoktu

Çelik: ayakta duracak halin yok hala konuşuyorsun ya

Ben: alışkınım ben, bir şey olmaz

Çelik: tamam,şu yarana bakayım sonra gidersin

Ben: peki, yoğun istek üzerine kabul ediyorum

Çelik: ben hemen geliyorum

Dedi ve içeriye gitti, kan olan kazağı çıkarttım ve kenara bıraktım altımda siyah bir bistüyer vardı, çeliğin içeri girmesiyle göz göze gelmemiz bir oldu, hızla gözlerimi çekip yarama baktım, o da elindeki çantayla yanıma oturdu ve yaramı temizlemeye başladı

Çelik: acıyor mu?

Ben: hayır, sen devam et

Çelik: peki

Ben: beni bir maske için çağırmadığını düşünüyorum

Dudaklarında bir gülümseme oluştu ve kafa salladı

Çelik: haklısın ve bunu fark edecek kadar da zekisin

Ben: benden ne istiyorsun?

Çelik: benimle çalışmanı istiyorum

Ben: bir mafyayla çalışmak mı kulağa tehlikeli geliyor doğrusu

Çelik: haklısın tehlike zaten her zaman var

Ben: ben kimseyle çalışmam

Çelik: neden?

Ben: ben tek tabanca gezerim

Çelik: bende o tabancanın mermisi olurum

Ben: kalsın ben böyle iyiyim

Çelik beni baştan aşağı süzerek evet haklısın gayet iyi görünüyorsun yaralar falan hele o dikişler harika

Ben: komik mi ibne!

Çelik: bana ibne diyemessin!

Ben: neden miş İtalyan prensi, havan mı bozulur

Çelik: sana iyi davranan da kabahat zaten

Ben: bana iyi davranmana gerek yok, ben alışığım

Çelik: ahhh neyse tamam, bunu daha fazla uzatmayacağım, benimle çalışıcak mısın?

Ben: seninle ne konuda çalışabilirim ki, koruman mı olmamı istiyorsun, yoksa ajanın mı?

Çelik: iyi dövüşüyorsun, sadece yanımda olmanı istiyorum, sana kazandığından daha fazlasını teklif ediyorum

Ben: seri katillikten vazgeçemem

Çelik: vazgeçmene gerek yok, yanımdayken onuda yapabilirsin

Ben: sana güvenmiyorum!

Çelik: seni yarı yolda bırakmam merak etme

Ben: bunu düşüneceğim, bir süre

Dedim ve yerimden kalkıp kapıya doğru yürüdüm tam çıkacakken

Çelik: döndüğün zaman burada olacağım Karaca Valentino!

Duyduğum cümleyle sarsıldım bu ismi duymayalı yıllar olmuştu

Beğenmeyi ve takip etmeyi unutmayın lütfen ❤️‍🔥

Instagram hesabımız : Katanalaydy

KATARİNA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin