KATARİNA

AVCI

Sabah olmuştu yatağımda oturduğum yerden kalkıp yavaş ve yorgun adımlara banyoya yürüdüm .hızlı bir duşun ardından üstümü giydim,dün gece biraz yorulmuştum ama nede olsa bu benim mesleğimdi ve ben mesleğime aşık bir kadındım,şimdiyse sırada ülkeye dönmek vardı

geldiğim kimlikle tekrardan ülkeye giriş yapmalıydım,kaptan lada uzun süredir konuşmuyordum artık konuşmanın ve yeni görevler almanın vakti gelmişti,ama önce İtalya da bulunan kız kardeşimi görmeliydim o burada üniversite okuyordu ablasının buraya cinayet işlemeye geldiğini görse ne yapardı acaba .Görüşme dediysem de bildiğiniz gibi değil aslında uzaktan seyrediyordum çünkü o beni öldü biliyordu ve öylede kalmalıydı onun o haberi yokken onu birçok kez korumuş ve yardımcı olmuştum ama onun bundan haberi yoktu ve öylede kalmalıydı

Evden çıktım ve kiraladığım siyah arabaya bindim ve bir parkın önünde durdum arabadan inip paltomun cebindeki sigara kutusundan bir tane çıkartıp ağzıma koydum diğer elimle de çakmağı çıkarttım ve rüzgarı önlemek amacıyla elimi çakmağa siper ederek sigaramı yaktım o bu saatlerde genelde burada oturur ve kitap okurdu bende bir yabancı gibi onu uzaktan izlerdim ben ona hep bir yabancıydım aslında,geliyordu bana doğru, derken sola doğru dönüp banka oturdu ve sırtı bana doğru dönüktü sarı saçları omuzundan asılıyordu babam onu benden çok daha farklı yetiştirmişti o bu hayatın karanlık tarafını hiç görmemişti sigaramın bitmesiyle yere atıp ayağımdaki botla ezerek söndürmüş tüm o orada masumca kitabını okurken benim yapmam gereken işler vardı onun beni tanımaması onun sağlığı için daha iyi olacaktı ayrıca sarı renk saç ona hiç yakışmamıştı bu çocuğa biri tarz dersi vermesi gerekiyordu

Ona son kez uzaktan bakıp arabama bindim ve hava alanı na geldim gerekli şeylerden geçtikten sonra uçaktaki yerimi aldım ve uyuyamayacağımı bildiğim halde kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapadım.

hava alanından indikten sonra bir taksi çağırdım ve Trabzon da ki evime gittim taksicinin parasını verip yolladıktan sonra eve girdim,önce evin 5 km çevresindeki kameraları kontrol ettim ve pek bir şey yoktu bu kameralar olası bir tehlike halinde telefonuma uyarı gönderiyordu,eve kimsenin girmediğinden emin olduktan sonra odama girdim her şey yerli yerindeydi,bu akşam limana gitmem gerekiyordu ,kaptanla konuşmanın zamanı gelmişti,

üstümü değiştirmiş ve gece olmasını bekliyordum ,hava kararmış ve artık çıkmanın zamanı gelmişti,garaja inip motorumun üzerinden brandasını kaldırmıştım hızlıca üstüne binip çalıştırmıştım egzozun sesi kulağıma bir ziyafet verirken yola girdim .Limana varmıştım deniz bugün sinirli gözüküyordu isminin eri tam bir Karadeniz gibiydi ,kaptanın gemisi gözüme gözükmüştü hızlı adımlarla gemiye bindim ve dar koridordan temkinli,seri ama sessizce yürüyordum,kaptanın geleceğimden haberi yoktu her zamanda haber veremezdim zaten .

gemi denizin şiddetiyle hafif sallanıyordu,yürürken aklıma gördüğüm kabus gelmişti adımlarım aynı rüyamdaki gibiydi bu lanet hep benim peşimdeydi,ben o lanetin ta kendisiydim!

kaptanın odasına doğru yürüyordum gecenin soğuk rüzgarı saçlarımı okşuyordu,kaptanın odasının tam önündeydim burası aynı zamanda geminin kumanda odasıydı içeriye girdiğimde kaptan yalnız değildi yanında bir adam vardı geniş omuzlu,siyah saçlı,kaptanla koyu bir sohbetleri vardı.

Ben odaya girdiğim an gözleri beni buldu kaptan söze girdi

+buda katana

-demek katana sensin adını çok duydum

ayağa kalktı ve elini bana doğru uzattı

-memnun oldum

cevap vermedim ,uzattığı eli tutmadan kendime bir sandalye çekip oturdum

*işim var kaptan, 3 kişiyi aynı anda istiyorum

+saçmalama katana sana bu kadar veremem,yapamayacağın dan değil beni yanlış anlama

*ne diyorsam onu yap kaptan,gerisi bende

-neyse kaptan ben bir sigara içeyim dışarıda sonra giderim

+tamam,çelik görüşürüz

ismi çelik,ti şans üzeri karşılaşmış olamayız kaptan onu buraya ben göreyim diye getirmişti bu işte bir iş vardı

kaptan bana üst üste 3 dosya getirmişti,gerekli bilgiler dosyanın içinde mevcuttu hepsi iğrenç insanlardı ölmeyi,hatta ölmeyi dilemeyi çoktan hak etmişlerdi dosyaları alıp kapıdan çıkacakken

+ne yapmaya çalışıyorsun?

-susturuyorum,kaptan

+peki susuyorlar mı?

ona cevap vermeden çıktım odadan,kaçarcasına hızlı adımlarla ilerlerken gözüm çeliği aradı bir an ,derken geminin kenarında sigarasını içtiğini gördüm onu arkadan süzerken kişiliğini çözmeye çalışıyordum o bunu hissetmiş gibi arkasını döndü ve göz göze gelmemizle bu anı şöyle tarif edebilirim pusuda birbirine rastlayan iki avcı gibi,o gözünü çekmiyordu ama ilk çeken ben olmayacaktım sigarasını yere atıp ayağıyla ezdi ama hala gözünü çekmiyordu yavaş ama seri adımlarla bana doğru yürürken aramızdaki mesafe kısalıyordu bu iş fazla uzamıştı arkamı dönüp gidecektim ki bir kol kolumdan tutu ve beni kendine çevirecekti ki kolu tutup hızlı bir hareketle çevirdim ve ensesinden tutup onun geminin duvarına yapıştırdım

+ne yapmaya çalışıyorsun?

-asıl sen ne yapıyorsun bırak şu kolumu!

dedi ve onu serbest bıraktım

-hem öldürecekmiş gibi bakıyorsun hemde beni suçluyorsun

+neyse tamam

cevap vermesini beklemeden arkamı dönüp gemiden indim oda peşimden geliyordu motorumun yanında park edilmiş bir siyah bir bmw vardı bu kesin çeliğin arabasıydı ben motoruma binerken oda aynı anda arabasına bindi ben hızla gazlarken arkamdaki bakışları hissetmiştim peş peşe giderken yol ayrımında ayrıldık ve gaz koluna asılmam la ışınlanmam bir olmuştu eve geldiğimde yeni kurbanlarımı araştırmaya başlamıştım

araştırmamı bitirdiğimde elimdeki filtre kahveyle duvarda asılan katana yı izliyordum, kahvemi kenara bırakıp katanayı elime aldım, bu hafta bu bana eşlik edecekti, katana benim için çok özeldi onu omuzuma yaslayıp bir yandan da kahvemi içiyordum gözüm duvarın üstündeki 3 resme takıldı, kırmızı iple işaretlediğim 3 kurbanım ,anlaşılan hareketli bir hafta beni bekliyordu .

beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfen❤️

ınstagram hesabımız :katanalaydy