MANGAL

419 28 5
                                    

   Yaşanan onca olayın üzerinden geçen bir hafta ile her şey tekrar eski rutinine ulaşmıştı. Her ne kadar yaşanan ölümler olsa da insanın doğası gereği unutmak gibi bir meziyete sahip olması güzeldi. Bu arada Zafer'in Demir beye söz verdiği mangal günü gelip çatmıştı bile.

 Bu bir hafta boyunca otelle ilgili işler , ölen çalışanların aileleri ile ilgilenmek de dahil aşırı yoğun bir hafta geçirmiştik. Bu arada Zafer iki gün önce mangal ile ilgili Damla'ya müjde verdiğinden beri her sabah onaylamak adına:

" Bu gün mü baba?" diye soran ufaklığıma açıklama yaparak geçirdiğim iki tatlı gün yaşamıştım. Damla ona yardım için eve aldığımız Filiz hanım ile hazırlanmaya başladığında beni odadan kovunca adımlarımı bahçeye yönlendirdim. Gördüğüm manzara ile şaşkın bir tebessüm yüzüme yayıldı. Zafer bey görünüşünün aksine konu dostları ve değer verdikleri olduğunda işin başına kendi geçip daha da özen gösteriyordu. Mangalla uğraşan adamın yanına adımlarken içimdeki heyecana göz devirip yardım etmek adına adımlarımı hızlandırdım. Yanına vardığımda mangalı harlamaya çalışan Zafer bakışlarını mangaldan çekmeden:

" Daha erken gelirsin diye bekliyordum." dediğinde hayretle:

" Nasıl?" diyebildim. Bakışları beni bulurken yüzünde geniş bir gülümseme peydahlandı.

" Adım seslerinden ve tabi ki kalbimin sesinden." dediğinde yarım bir tebessümle karşılık verdim.

" Yardıma geldim." dediğimde ise :

" Sen otur ve sadece izle hayatında yediğin en kral mangalın nasıl yapıldığını öğren." dedi. Masa da etler de hazırlandığı için bir sandalye çekip oturdum. Hayatımda mangal partisi görmediğimi söylersem yalan olmazdı. Zira evde et sadece babaannemin zoru ile az yapılırdı ama askerde bir iki defa mangal yapıldığına şahit olmuş olsam da böylesini hiç yaşamamıştım. Bahçede bulunduğumuz yer giriş kapısını görüyordu ve çok geçmeden kapıdan giriş yapan siyah araçlar ile Zafer de elindeki işe ara verdi.

" Dostlarımız geldi Cengaver." dediğinde ayaklandım. O an bacağıma dolanan ufak kollar ile duraksamak zorunda kaldım.

" Baba baba misafiyleyimiz geldi." diyen Damla'ya gülümseyerek:

" Karşılayalım prenses." dediğimde Damla'nın şaşkın bakışları ile karşılaştım. Baktığı tarafa bakışlarımı çevirince kollarını göğsünde birleştirmiş bize sahte çattığı kaşları ile bakan Zafer görüş açıma girdi.

" Ne oldu Zafey baba." dediğinde Zafer tek kaşını kaldırıp:

" Bana sarılmak yok demek prenses kırıldım." dediğinde Damla bacağımdan ayrılıp Zafer 'in karşısına geçerek:

" Eyil." dedi. Zafer eğildiğinde kollarını boynuna dolayınca Zafer 'in yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Onları izlerken içime dolan sıcaklık ile derin bir iç çektim, biz Zafer ile yanlış başlamış olsak da sözünü tutmuş ve sevgisini sonuna kadar hissetmemi sağlamıştı. Sahi ev böyle sıcacık bir yer miydi?

.......

 Demir bey yanında kendi yaşlarda kendi kalıbında bir adam ve Damladan bir iki yaş büyük bir erkek çocuk ile arabadan indiğinde Zafer kocaman gülümseyerek Demir beye sarıldı. Bu sırada Damla arkama saklanmış olanları izliyordu. Demir beyden ayrıldığında yanındaki adam elini uzatarak:

" Zafer iyi görünüyorsun." dedi. Zafer uzatılan eli sıkıca kavrayarak:

" Sen de Tevfik sen de hoş geldiniz." dediğinde yanlarındaki ufaklık başını dikleştirerek bizi süzüyordu.

CENGAVER (GAY)  [ TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin