yukarıdaki şarkıyla bölümü okursanız daha zevkli olacaktır ♡
⋆♱✮♱⋆
İlahi bakış açısı...
Zamanı kavramak gün ışığının dahi girmediği bir depoda oldukça zordu. Saatlerin geçtiğinden emindi Lucy, ama gün olacak kadar fazla mı buradaydı? Belki de kafayı yiyordu.
Ryūnosuke ile uyandığından beri aralıksız sözlü tartışma içerisindeydi. Ryūnosuke arada bir ona yemek ve su getirmek için depodan çıkıyordu.
Ryūnosuke depodan üçüncü defa çıktığında bu sefer yemek ya da su için değildi. Higuchi'yi buraya getirmek içindi. Bunu doğrudan söylememişti ama Lucy ona nereye gittiğini sorduğunda cevap olarak aldığı sessizlik her şeyi açıklıyordu.
Normalde Higuchi'yi Tachihara getirecekti, ama Tachihara'nın "bir işi" çıkmıştı. Hirotsu onu acil olarak yanına çağırmıştı.
Lucy, Ryūnosuke'nin Higuchi'nin yanında olma düşüncesiyle kafayı yiyordu.
Bunu hayal etmek bile onu mental olarak bir çöküşe sürüklüyor, gözlerinde yaş kalmayana dek ağlamak istiyordu. Ciğerlerinde, damarlarında dahi hissettiği öfkeyi vücudundan atmak istiyordu.
Oh bekle, bunu zaten yapmıştı.
Evi terkettiği ve aldatıldığını öğrendiği günün gecesi, otel odasında büyük bir kriz geçirdi.
Zor bela Margaret ve Mark'ı aramıştı. Kızıl saçlı genç adam ve kahverenginin en güzel tonlarını saçlarında taşıyan genç kadın odanın önüne geldiğinde kapıyı dahi açamamıştı.
O günden sonra zor süreç başlamıştı.
Lucy bağlantıları sayesinde en acilinden bir boşanma avukatı tuttu. Mark'ın tehditleri ve Margaret'ın ısrarlarıyla bir psikologla görüşmeye başladı. Manik depresyon ve anksiyete bozukluğu teşhisi konulduğunda ikinci bir kriz geçirdi. Hamile olduğu ve birkaç ay önce düşük yaptığı için antidepresan da kullanamıyordu. Bebekleri sağlıklıydı, ikizleri olacaktı. Cinsiyetleri daha belli değildi, doktor bunun için daha çok erken olduğunu söylemişti. Fitzgerald ona fazladan izin vermişti ve maaşını -ki inanın guild üyelerinin maaşlarıyla yokohama'nın yarısını zengin edebilirsiniz- erken almasını sağlamıştı. Bu süre içerisinde Osamu'yla da iletişime geçmeyi düşünmüştü. Sonuçta o fotoğrafları ona o göndermişti. Ancak daha sonrasında bunun kötü bir fikir olduğuna kanaat getirmişti.
Mark ve Margaret ona bu süreçte çok destek olmuştu. Sadece onlar değil diğer guild üyeleri de öyle. Louisa sık sık onu ziyaret ediyordu. John ve Philips ona bir doktor randevusunda eşlik etmişti. Nathaniel ise ona arabasını ödünç vermişti. Çünkü Lucy kendi arabasını henüz evden almamıştı. Fitzgerald bile onu sürekli olarak arıyordu ve nasıl olduğunu soruyordu, isterse ona daha fazla izin verebileceğini söylüyordu.
Lucy unutmaya çalışıyordu. Ama bu imkansızdı. Her gece kabuslarında o ikisini yataktayken görüyordu. Gördüğü, duyduğu ve hatta dinlediği her şey ona Ryūnosuke'yi hatırlıyordu.
Ama şimdi bütün bu unutma -Lucy'nin deyimiyle iyileşme- süreci çöp olmuştu.
Kurşun geçirmez kapı büyük bir gürültüyle açıldığında Lucy uyku-uyanıklığın arasındaki o boşluktan kurtulup kapıya odaklandı.
Bir saniye, bunlar Higuchi ve Ryūnosuke değil.
Gin ve Tachihara hızlı adımlarla Lucy'ye doğru ilerledi.