⋆♱✮♱⋆
İlahi bakış açısı...
Ryūnosuke için her şey durmuştu.
Hiçbir şey düşünemiyordu bile.
Gözleri sadece yerde ağlayarak "o" fotoğrafları inceleyen karısındaydı.
Fotoğrafları güzeller güzeli karısının elinden çekip almak istiyordu, onları yırtmak ve bunların hepsinin birer yalan olduğuna Lucy'yi inandırmak istiyordu.
İlk hamle karısından geldi.
Lucy ayağa kalktı ve kocasını sertçe itti. Ryūnosuke beklenmeyen bu hareketle koltuğa düştü.
" Yalanını sikeyim senin! Sen-sen o kadar iğrençsin ki! Kendimi tüm o yalanlar ve bahanelerle kandırdığıma inanamıyorum, ne kadar aptalmışım meğerse. İnanmışım sana."
Elindeki fotoğrafları sertçe Ryūnosuke'nin yüzüne fırlattı Lucy.
" Biliyor musun ben neler düşündüm? Üzgündür dedim, o da daha 1 ay önce bebeğini kaybetti dedim, kardeşiyle kavga etmiştir dedim, ben yanlış bir şey yapmışımdır dedim-ama meğerse sen..."
İnanamıyordu Lucy. İnanmak dahi istemiyordu. Aşık olduğu adam en sonunda sadakatsizliği de beraberinde getirmişti.
Ryūnosuke ayağa kalktı, Lucy'ye yaklaşmaya çalıştı. Sarılsak biter diye düşünüyordu.
Lucy eline aldığı cam küllüğü ona doğru tuttu.
" Adi herif! Sakın bana yaklaşma! Sen o kadar korkaksın ki! Senin için üzülüp ağladığım her dakikaya yazık. Sen ne aşkımı ne de nefretimi hakediyorsun. Senden baba falan da olmazmış zaten-"
Ryūnosuke, Lucy'nin elindeki küllüğü alıp sertçe yere fırlattı.
" Sakın beni bununla vurmaya çalışma, sakın."
Lucy gözünden akan yaşları sildi.
" Neden söylemedin bana? Neden söylemedin artık beni sevmediğini?"
" Ben sana aşığım."
Lucy ellerini saçlarına geçirdi.
" Sen bana aşık falan değilsin! Sikerim böyle aşkı, böyle aşk olmaz!"
" Neden senin yaptıklarını da konuşmuyoruz o halde?"
Lucy sinirden deliye dönecekti.
" Benim yaptıklarımı mı? Ben ne yapmışım Ryūnosuke? Senin yaptığın gibi çalışanımı mı sikmişim? Senin gibi sikinin keyfine düşkün biriyim ben?"
Ryūnosuke genç kadını kolundan tuttu.
" Doğru konuş benimle!"
Lucy ağlayarak aralarındaki mesafeyi kapattı.
" Söyle o zaman ne yapmışım ben?"
Genç tam ağzını açıcakken kızıl saçlı genç kadın onu susturdu.
" Sakın bebeğin konusunu açma, öyle bir hakkın yok senin. Ve bil diye söylüyorum; ben sana asla yapmazdım bunu. Asla seni aldatmazdım. Ama senin yaptığın şey ne oldu peki?"
" Pişmanım diyorum! Köpek gibi pişmanım, neden anlamıyorsun?"
" Pişman olman yetiyor mu? Düzeltiyor mu her şeyi?"
Ryūnosuke en sonunda bıraktı Lucy'nin kolunu.
" Sen sana olan aşkımı anlayamayacak kadar acizsin."
" Ve bana olan aşkını böyle mi gösteriyorsun Ryūnosuke? Eğer sevgi dilin buysa keşke daha önce söyleseydin, aşkımdan öleceğimi bilsem bile yine gelip yüzüne bakmazdım. Bitti."
Lucy yatak odasına gitti, bavulunu çıkardı.
Ryūnosuke ise kaldıramıyordu. Olamazdı. Bu hayatta sevdiği tek şey böyle bitemezdi.
Ryūnosuke Lucy'nin peşinden odaya gitti. Bavulu elinden çekti.
" Hiçbir yere gitmiyorsun. Oturup konuşacağız. Ne kadar vicdan azabı çektiğimden haberin yok senin."
Lucy bağıracakken sakinleşmek için kendine biraz zaman tanıdı. Tamamen dürüst olacaktı.
" Peki vicdan azabın düzeltiyor mu her şeyi? Sana karşı güvenim bitti Ryūnosuke. Hâlâ köpek gibi aşığım sana maalesef ki ama güven olmadan seninle nasıl aynı yatakta yatarım?"
Bavulu Ryūnosuke'nin elinden çekti.
" Bittiğini kabul et."
" Etmeyeceğim. Hayatımda güzel olan tek şey sensin ve ben bunu kaybetmeyeceğim. Zorla olsa bile."
" Anca öyle halledersin zaten."
Ryūnosuke zorla Lucy'nin ellerinden tuttu.
" Yalvarıyorum sana yapma böyle. Hataydı yemin ederim. Sarhoştum. Gel gidip soralım Higuchi'ye. O da anlatsın sana-"
" İstemiyorum dedim! Dokunma bana, bitti."
⋆♱✮♱⋆
sonunda ogrendi