30. Mektup

61 16 8
                                    

Selaammm
Oylar ve yorumlar hava da uçuşsun rica ediyorum ❤️


*
30. Mektup
" Sahne Senin Fırat Ali Bozgun "

Hayat çok garipti. Başlangıç vardı ama bir son yoktu... Doğduğumuz tarihi biliyorduk ama öleceğimiz tarih koca bir karanlıktı. Belki yarındı, belki de birkaç dakika sonrası... Hayat buydu işte. Belli olmayandı. Başlangıcını bildiğin ama sonunu bilmediğindi...

Ben, Zeliha Akça...

Yarınım var mı bilmiyorum... Ama yarınım varmış gibi yaşıyorum...

Bugün günlerden Cumartesi. Hava hayatım gibi kasvetli ve boğucu... Pencerenin önünde oturuyorum ve yağan yağmuru izlerken hayatımı, hatta hayatımızı sorguluyorum.

Duyduklarımı...

Gördüklerimi...

Her şeyi sorguluyorum... Bahsedilen şey basit bir şey değildi. Bahsedilen şey, ölümün kendisiydi...Duyduklarım karşısında karmaşık hissetmek zihinimi daha da bulandırıyordu. Bir şeylere anlam kazandırmak ve bunu tek başına yapmak çok zordu...

Fırat ile dün gece beraber kalmış, bu sabah o uyurken evden çıkıp gitmiştim. Yalnız kalıp düşünmem gerekiyordu ve o an bu yaptığım çok doğru gelmişti.

Şimdi ise telefonumdaki 58 cevapsız arama, 147 mesaj ile bakışıyorum.

Hepsi Fırat Ali'dendi.

Odada bir bildirim sesi daha yükseldiğinde telefonu elime alıp mesajlara girmeden direkt aradım.

Bir saniye çaldı ve telefon hemen açıldı.

" Efendim? " Dediğimde karşıdan derin bir nefes alışverişi duyuldu. Anlaşılan onu terk ettiğimi düşünmüştü.

" Bunu bana niye yaptın? " Sesi boğuktu. İçim duyduğum ses tonu karşısında acırken yutkundum.
" Ben bir şey yapmadım. Yalnız kalıp düşünmem gerekiyordu... "

Tekrar derin bir nefes aldı.

" Bunu benim yanımda da yapabilirdin. " Omuz silktim göremeyecek olsa da. " Bunu senin yanında yapamazdım. "

" Neden? " Diye sordu.

" Bir sebepe ihtiyacım yok. "

Sinirden güldüğünde odamın camını açtım. Yüzüme soğuk hava çarparken halime göre tezat bir şekilde gülümsedim.

" Benim var ama. "

Omzumu diğer cama yasladım ve yoldan geçen insanları seyretmeye başladım.

" Üzgünüm Fırat. Duyduklarımı sindirmem gerekiyordu. "

" Beni bıraktın sandım, " dedi acı çeker gibi. Gözlerimi sımsıkı yumdum. " Bırakmadım, bırakmam. "

Sesim gayet sakindi.

" Bana bunun güvenini vermiyorsun. Hoş... siktiri çekip gitsen bile seni suçlayamam. Orta da bir cinayet var değil mi? Sen de haklısın. " Kendisiyle konuşur gibi bir hali vardı.

" Evet, siktiri çekip gidebilirim ama gitmeyeceğim. İlk önce katil olmadığına inanmanı sağlayacağım. " Güldü. " Bu imkansız, her şey delileriyle karşımızda Zeliha. "

Camı kapatıp yatağıma oturdum. Sonrasında ise kendimden emin bir şekilde konuştum. Sesim dalga geçer gibi çıkıyordu.

" Her gördüğün delile inanacak kadar aptal mısın? Adam dümdüz girmiş hayatına, belli ki altında bir şeyler var. " Derin bir soluk alıp verdi. " Her gördüğüm delile inanacak kadar aptal değilim, Zeliha. Senin sorguladığın her şeyi zamanında ben de sorguladım ve elimde kayda değer hiçbir şey yok. Yani anlayacağın, bir iş dönüyorsa bile adam bunu zekice sürdürmüş ve dosyayı çoktan delileriyle beraber kapatmış. "

MUCİZE | YARI TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin