31. Mektup

41 11 13
                                    


Ben geldim!!!

❤️

^


Günlerden, cumartesi... Saat 12:48, ve ben yatağımda uzanıyorum. Düşünmemem gereken her şeyi düşünüyorum. Zaten her insan böyle değil midir? Genellikle düşünmememiz gereken ne varsa düşünürüz, takmamız gereken ne varsa fazlasıyla takarız... Böyle böyle tükeniyorduk işte. Böyle böyle vazgeçiyorduk yaşamaktan...

Yatağımdan doğruldum.

Böyle bir kadın olmayacaktım.

Çalışacaktım, hayatımdaki her zorluğa rağmen çalışıp didinecek ve hayallerimi yaşayacaktım. Belki yıllarımı alacaktı, ama ayaklarım üzerinde duracaktım.

Her şeyden önce anneme sözüm vardı...

Yatağımdan hızlıca kalktım kısa bir duş alıp üstümü giyindim ve evden çıktım. Aynı zamanda da telefonda iş ilanlarına bakıyordum. Üniversite sınavına girip istediğim bölümü kazanmak istiyordum.

Ama ilk önce para kazanmlıydım. Başvuru tarihini hayatımızdaki bitmeyen olaylar yüzünden kaçırmıştım fakat bu önümüzdeki seneye girmeme engel değildi. Hem daha çok çalışma fırsatım da vardı. Düşüncelerimiz hızlıca değişmesinden kaynaklı afalladım bir an.

Çok hızlı karar verip evden çıkmıştım.

Bu halime güldüm, artık hayatıma adapte olmak istiyordum ve bu isteğime bu kadar hızlı alışacağımı tahmin etmemiştim. Heves ve başarma duygusu insana her şeyi yaptırıyordu.

Bizim mahalle de Ebru abla vardı. Onun özel anaokulu olduğu aklıma geldiği için evden bir çırpı da çıkmıştım. Yardımcı öğretmen arıyorlardı. Gerçi, mesleğim değildi ama kendisi bana çalışmayı düşünürsen bir şekilde hallederiz demişti ve benim şu an çalışıp kendi paramı kazanmaya ihtiyacım vardı. Zaten çocuklarla aramda iyiydi. Ben bana daha çok git gel işleri verirler diye düşünüyordum. Seçme hakkımda yoktu zaten, önüme ne konulduysa kabul etmek zorundaydım. Ama yine de bu iş olmazsa diye internetten iş ilanlarına bakıyordum.

Telefonumun çalmasıyla sekmeyi kapatıp çağrıyı yanıtladım.

Fırat Ali arıyordu.

" Efendim canım? "

" Canını yerim, " güldüğüm sırada onunda güldüğünü hissetmiştim.

" Fıratcığım? Seni dinliyorum hayatım... "

Üfledi, anlam veremeyerek kaşlarımı çattım.

" Ali'm nerede yaa? " Kıkırdadım. " Yok Ali'm, hadi çıkar ağzındaki baklayı. " O da benim gibi güldü.

" Alacağım bunun rövanşını... Neyse, sevgili sevgilim akşam benim evimde yemek rezervasyonu yaptım. Seni evimde ağırlamak büyük bir onurdur benim için, katılır mısın bana? " Cümlesinin karmaşıklığına sırıttım.

" Düşünmem lazım. "

" Hımmm, " diye bir ses çıkardı.

" Aslında olur. "

" Baya nazlısın bugün, " dediğinde göz devirdim. " Gelmeyeyim istiyorsan, o da olur. "

" Ben anladım sen bugün günündesin akşam görüşürüz öptüm bay, " deyip telefonu kapattı. ' Öptüm bay ' onun trip cümlesiydi.

Galiba ergen bir sevgilim vardı.

Kendi kendime sırıtıp güneş gözlüğümü gözüme takıp okulun yolunu tuttum.

MUCİZE | YARI TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin