Hançer gibi saplanmıştı sözler kalbime bana eski sevgilim yüzünden çiçekleri sevmediğimi söylemişti Burak oysaki ben altı yaşında kadar çiçeklere bayılırdım yaşadığım şeyler beni çoğu şeyden nefrete sürüklüyordu çoğu şeyden insanlardan bile.İnsanlardan nefret ediyordum çoğu insandan nefret ediyordum o gün eğer beni kurtarsalardı çığlıklarımı duysalardı belkide çiçeklerden bu denli nefret etmiyecektim belkide sevicektim çiçekleri ama duymamışlardı o gün kimse benim çığlıklarını duymamıştı.Ki o günden sonrada duymamışlardı o günden sonra içine attım tüm çığlıklarını içime atmıştım atmak zorunda kalmıştım..
-KES sesini Burak kardeşin o senin nasıl böyle konuşursun onunla ayağını denk al Burak.
Dedi Koray bey sert ve sinirli çıkan sesiyle elimin üstünde bir el hissettim bu el cihanındı sanki kalbimi o kurmamış gibi.
-takma sen onu boş konuşuyor o.Ben, ben özür dilerim Miray sana yapdığım şeyler için özür dilerim birtanem özür dilerim.
Sustum her zamanki gibi sustum.
-susma lütfen suskunluğun beni bitiriyor kız bağır çağır döv ama susma nolur nolur..
-biliyormusun bazen susmak en iyi seçenektir benim için ise hep en iyi seçenek.
Sustu şimdi o sustu benim gibi sustu.
-kızım hadi gel yemeğe gidelim kaç gündür birşey yemiyorsun şimdi sen açsındır.
-hadi yemeğe gidelim .
Dedim cihana doğru biliyordum onunda acıları vardı oda birşey yaşamıştı ama ne olduğunu öğrenmeliydim.
Birlikte aşağı kattaki yemek odasına indik biz hariç herkes burdaydı Burak çoktan başlamıştı ama diğerleri bizi bekliyordu hemen gidip boş olan iki sandalyeden birine oturdum karşıma da cihan oturdu tan tarafımda ise Yekta vardı.
-afiyet olsun sevgili ailem.
Dedi Koray bey buruk bir tebessümle.Yarım saat sonra...
Sanırım çiçekleri görünce iki saat bakışmıştım çünkü yemeğe oturduğumuz da saat sekiz idi şimdi ise sekiz buçuktu.Yemeğimi herkes gibi bende yemiştim ve salona geçtim tekli olan koltuğa oturdum bir kaç dakika sonra Koray beyin telefonuna bir mesaj geldi mesajı görünce hemen kalkdı ve çalışma odasında olucağını söyledi.Onun arkasındanda ben odama çıkdım odama çıkarken aşağıdan bağırtılar geldiğini duymuştum muhtemelen Yekta Buraka bağırıyordu.Umursamdan odama giricektimki bir hışımla çalışma odasından çıkan Koray beyi gördüm hızla evden çıkmıştı bende merakıma yenik düşerek çalışma odasına girdim masasının üzerinde bir dosya vardı dosyanın üzerindeyse kocaman bir yazıyla MİRAY LINA KURT yazıyordu muhtemelen bu dosya benimle ilgiliydi dosyayı aldım ve hemen odama girdim tam dosyayı açıcaktım ki kapı sesi geldi dosyayı dolabıma koyarak odadan çıkdım bugün mezarlığa gidicektim.
Salona geldiğimde herkesin burada olduğunu gördüm Koray bey sinirliydi sanırım o dosya yüzündendi hemen onu okumalıydım.
Tekli koltuklardan birine oturdum sonrada Koray beye bakarak konuştum.
-Benim biraz işim var o yüzden çıkıyorum.
-ne işin var ve nereye çıkıyorsun kızım.
Her ne kadar sinirlensemde belli etmedim.
-bir işim var fazla uzağa gitmiycem merak etmeyin.
-ah buda sorumu baba sevgilileriyle buluşucaktır dimi canım kardeşim.
Dedi Burak Beycik.
-sevgililerim?bir ara gelsinlerde bende tanışıyım artık her kimlerse.
Dedim dik duruşunu bozmadan her ne kadar acı çekersin asla başımı eğmezdim kimsenin önünde başımı eğmezdim.
Burak sadece gözlerini devirdi ve birşeyler mırıldandı bende ayağa kalkarak.
-birşey diyeceksen arkamdan değil yüzüme söyle.
Dedim net sesimle
-tamam diyorumki oruspusun hadi göster bize gerçek yüzünü hadi hadi.
Dedi alayla aynı şekilde hem alayla hemde sinirle konuştum.
-seni o kadar umursamıyorum ki şu lafın bile umrumda değil bu lafları hayatımda senin gibi çok boş ve şerefsiz insan olduğu için çok duyuyorum.
-sen nasıl bana küfür edersin lan
Dedi ve sert bir şekilde tokat attı aynı anda yüzünde yumruk yemişti sırıtarak baktım ona Yekta yumruk atmıştı. bana vurduğu için yüzümü biraz ona yaklaştırdı.
-biliyormusun ben bunlara alışığım bunun kat ve kat fazlasını yemişliğim var ve şunuda biliyormusun ben hayatımda hiç hastaneye gitmedim ölümle mücadele ederken de bıçaklan dığımdada kendim kendimin yaralarını sardım o yüzden istediğin kadar vur ben acı hissimi yitirdim hani odada demişitn ya o çiçekler için sevgilimi hatırlıyorum o yüzden sevmiyormuşum sana neden çiçeklerden nefret ettiğimi anlatayım.
Altı yaşındaydım daha o minicik ellerimle evin her işine ben koluyordum ellerim çamaşır suyu dan soğuk suya kadar giriyordu o minik ellerle herşeyi yapıyordum sonra bir gün bılaşıkları yıkıyordum daha altı yaşında bulaşıkları yıkıyordum!Babamla ablam geldi yanıma ablam heyecanlıydı sonra tam kapıdan çıkıyorlardı nereye gidiyorsunuz dedim çocuk merakımla sen nasıl bana hesap sorarsın dedi saçımı çekdi, baba dedim yapma nolur,canım acıyor dedim sen nasıl bana baba dersin ben sana birdaha deme demedimmi dedi ablama döndü tuz kavanozun getir dedi ablam heyecanla getirdi daha o minicik vücudumda bir insanın kaldıramayacağı vücudumun nerdeyse her yerinde olan kemer izleri, yanık yerler, kesikler morluklar vardı daha o yaşımda her gün ölümcül derecede dayak yiyordum tüm yaralarım açıldı kemer izleri iç acıtıyordu ablam tuzu getirdi kıyafetlerimi çıkardı sonra avucuna tuzu aldı ve o açık olan yaralarıma acımadan bastırdı çığlık attım, kimse, kimse duymadı çığlığımı kimse o gin o minik kızın çığlıklarını duymadı sonra elini çekti ben ağlıyordum yapma dedim lütfen dedim sonra yüzüme baktı Meryeme,ablaba çiçek alıcağım sanada alıyım mı dedi al dedim hevesle acıdan kısık çıkan sesimle al baba dedim yine o lanet kelimeyi kullandım yine tuzu bastırdı ve dediki ne kadar çığlık atarsan o kadar acı çekersin dedi doğru diyordu kimse o gün benim çığlıklarımı duymamıştı benim ruhumu o gün öldürdüler o gün bir kız çoçuğu çiçeklerden nefret etti kimse bana çiçek al asın dedi hep kendine sonra dediki her ne olursa olsun ağlama işte bu cümle benim sonum oldu çünkü o gün o cümleyle ben kendimi bitirmiştim ben kendimi hissisleştirmiştim ne kadar acı çekersem çekeyim dedimki.Miray kimse sesin çığlığını duymuyor sus o yüzden susmak benim için en iyi seçenekti hep en iyi seçenekti bu güne kadar milyonlarca kişi bana ruhsuz ,pisikopat, cani, robot ruhlu dedi ben ise yapdığım tek şeyi yapdım sustum daha doğrusu ben susmaya sorlandım susmak zorunda kaldım ben.
Dedim ve evden bir hışımla çıkdım.
İLAHİ BAKIŞTAN
Miray evden çıkmıştı arkasında tekrar yıkılan bir aile bıraktığını bilmeden kızım diye haykırdı Koray bey ona bunu yapanın derisini yüzeceğim diye ekledi oysaki daha neler yapmışlardı genç kıza o aile.
Burak,Burak yıkılmıştı bu sefer gerçekten kendinden nefret etmişti dilini kesmek istemişti kardeşinin acılarına oda tuz basmıştı.
Cihan, cihan delirmişti küçük kardeşine neler yapmıştı o caniler onları bulucaktı babasını dediği gibi derilerini yüzüp tuz basıcaktı oda.
Polat,o en büyükleriydi anlamalıydı bu zamana kadar onun acılarını anlamalıydı ve destek olmalıydı küçük kardeşine o ise nötür davranmayı seçmişti herşeyde kendini suçluyordu kardeşimi koruyamadım diye sayıklıyordu acıyla.
Yekta,en çok o sevmişti kız kardeşini ilk adımı ondan beklemişti ama keşke diyordu keşke tüm acılarını bilseydim de destek olsaydım kardeşime.
Berk,Berkde nötürdü kardeşine karşı ama kendi zor tutmuştu o anlatırken sarılmak için o evden çıktığında kendini yere atıp hıçkırarak ağlamıştı neden yapdınız ona bunu diye haykırıyordu.
Miraç,ağlıyordu artık o her gün kalbine giren ağrıyı daha o kalbinin ağrısına dayanamazken o ağrının iki katı kadarını kardeşi çekimiş onu herkesden çok o anlamalıydı o onun ikiziydi çünkü. Acılarını anlamlıydı kız kardeşinin.
Egemen,egemende haykırıyordu ablam diyordu neler çekmişsin öyle diyordu ben burda bastan muzlu değil diye ağlarken sen içinden ağlamıştın acılarını yalnızken yamaşıştın diyordu keşke diyordu abilerimi yapamadığını yapsaydım diyordu Miray eve geldiğinde ona sıkıca sarılıcaktı söz vermişti kendine kimse ablamı benden almaz diye.
Asuman hanım,o nasıl anlamazdı kızının acılarını o bir anneydi ama kızına anne olmamıştı kızı acı çekerken o şımarık mirayla uğraşıyordu oysa o çok isterdi kızının en başında beri yanlarında olmasını o ,kendininkine acı derken kızı neler çekmişti öyle.Yorum ve oy atmayı unutmayın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Döngüsü
ChickLitgecenin karanlığında acıların içinde doğan bir kız çocuğu . Bunları yaşamayı haketmiş miydi? On yedi yıl yaşadın diyorlar peki hiç sordular mı on yedi yılını yaşayabildin mi diye? Peki yaşayabildim mi Hayır... Aşk+Aile kurgusudur. (16.12.2023)¯\_...