BÖLÜM 5

469 23 10
                                    


Sırıtarak okula girdim. Aşk için erkendi ama içimde bir kelebek vardı. Sanırım azıcık hoşlanıyor olabilirdim. Koridorun sonunda her zamanki gibi Betül Hanım vardı. Telaş ve üzüntüyle konuşmaya başladı.

-Ah Süreyya Hanımcığım! Neler oldu daha geldiğiniz ilk günde. Çok mahcubum çok üzgünüm. Çok özür diliyorum efendim.

-Yok Betül Hanım, olacağı varmış olmuş. Üzülmeye değmez. Yalnız, Onur ile konuşma imkanım var mı?

-Elbette o da sizinle konuşmak istiyordu zaten. Öğretmenler odası boş şuan siz geçin ben Onur'u hemen oraya göndereyim.

-Peki teşekkürler.

İkinci kata öğretmenler odasına çıktım Betül Hanım'sa Onur'u sınıftan almak için bir kat daha çıktı. Ben öğretmenler odasına girerken Mehtap hoca çıkıyordu.

-Hocam günaydın, çok geçmiş olsun. Çok üzüldüm duyunca... İyi misiniz şimdi?

-Sağ olun Mehtap hocam. Görünmez kaza diyelim. Geldi geçti.

-Gelmeseydiniz keşke bugün okula.

-Olmaz, hocam. Çocuklar zaten çok kötü bir durumdalar. Çok kötü hissediyorlar kendilerini. Bir de ben onları yüzüstü bırakamam.

-Öyle tabi haklısınız. Ben gideyim. Ders sonrası bir kahve içelim beraber.

-Elbette çok sevinirim, iyi dersler size.

Mehtap hoca gitti, bende içeriye girdim ve kabanımı çıkardım. Sandalyeye oturup Onur'u beklemeye başladım. Çok geçmedi ki kapı tıklatıldı. İçeriye Onur girdi. Oturduğum sandalyeden kalktım yanına gittim. Onu sırtından destekleyip sandalyeye oturttum. Ben de hemen karşısındaki sandalyeye yerleştim. Ellerini önünde bağlamış ayakkabılarına bakıyordu Onur. Lafa ben başladım.

-Nasılsın Onur?

-Hoca... ben, ben üzgünüm. Böyle olmasını istemezdim. O an ne olduğunu hatırlamıyorum bile. Ben bilerek neden Selin'e ya da sana zarar vereyim?

-Onur seni anlıyorum. Kendinde değildin. Kendine geldiğinde de her şey için çok geçti. Bu olayı kapatıp önümüze bakalım mı ne dersin?

-Teşekkür ederim anlayışınız için. Hoca, sen Selin'i gördün mü bugün?

-Hayır, Onur daha göremedim. Ne oldu?

-O iyi mi, ona bir şey oldu mu diye merak ettim de. Önemli değil yani.

-Sana bir şey soracağım Onur, ama beni yanlış anlayıp sinirlenmeyeceksin. Söz ver.

-Peki, sor bakalım hoca. Çok seversiniz zaten soru sormayı.

-Okuldaki rehberlik servisine derdini anlatmayı denedin mi hiç?

Onur güldü sonra aniden ciddileşti.

-Hoca, burası neresi? Abimin okulu. Burada attığım her adım abimin kulağına gidiyor. Sence anlattığım şey mi gitmeyecek? Sütten ağzım yandı artık yoğurt falan yemem ben.

İstemsizce güldüm.

-Atasözlerini kafana göre değiştiremezsin. Onun doğrusu sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.

Şaşırtıcı şekilde Onur'da güldü.

-Ne fark eder hoca ya?

Destek olmak için ellerini kavradım. Ve konuştum.

-Onur, ben seni de abini de tanımıyorum. Buraya daha yeni geldim. Ama benim için önemli olan abin değil sensin. Sen benim öğrencimsin. Bir daha öyle hissedersen yanıma gelebilirsin. Sana yemin ediyorum abine seni tanıdığımı bile söylemem. Ama yeter ki anlat. Sen içine attıkça dışarıya vurduğun daha fazla oluyor. Seni yargılamam. Sadece dinlerim. Kendini yalnız hissetme lütfen. Ben yanındayım.

AŞK MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin